Adı sevgilidir ama sana sevgiliden daha çok şeyler verir. Baban olur ağlarsın, annen olur tartışırsın, dostun olur dedikodu yaparsın. Iste bu adam senin herşeyin olur.
Bugün güne bir mutlu başlamıştım. Bir sebeb yokken heyecanla uyandım. Ilk 5-10 dakika yataktan cıkamamışken direk "Anne telefonun nerde çabuk getirirmisin" demiştim. Ahh keşke kendi telefonum kırılmasaydıda annemin o külüstür telefonuna kalmasaydım. Elimde telefon vardı fakat benim gözler hâla kapanıyordu. Bir mesaj sesiyle, hızlıca gözlerimi acıverdim. "Hayatım uyandıysan hemen giyin cık buluşalım özledim" inanamıyordum nasılda hergün buluşmamıza rağmen özlüyordu? Zaten evi otel gibi kulanıyordum. Uyanır uyanmaz Tolga'nın yanına, uykum gelince eve.
Hızlı bir şekilde ve uyku sersemiyle giyinip cıktım evden. Metronun orda bekliyordu. Herzaman ki gibi "Bune endam bu ne asilliktir yarabbi" diyordum içimden. O sap sarı saçlarıyla, güneşten kamışmış masmavi gözleriyle bakıyordu. Adımlarımı hızlandırıp gittim ve sanki yıllardır görmemişçesine sarıldım.
Günümüz gene standart geçmişti. Döndüm ve "ot gibi yaşıyoruz farkındamısın ? hergün aynı şeyler. Dejavu yaşamaktan sıkıldım" diyerek isyan ediyordum. Yavaşça yürüyerek geldiğimiz otobüs durağındaki bankta eve gitmeden önce 5 dakika oturur günün değerlendirmesini yapardık. Tam otobüs gelmiş, binecekken aklıma bir şey gelmişti.
-inanamıyorum, nasılda unuttum!
-kartın bende değil aşkım.
-ya onu nerden çıkardın şimdi bi susta dinle!
-hep unutup geri dönuyosun ya ondan hem neden hemen kızıp sesini yükseltiyon ki ?
Diye bir konuşma geçmişti aramızda.Bugün annemler sinamaya gidicekti akşam üstü ve bende anahtar yoktu. Annemi aradım ve kardeşim ile zafer plazada sinema seansını beklediklerini söyledi. Ben ise heykeldeydim, 2 dakikalık yoldu. Geliyoruz diyip kapatıverdim suratına bir heyecan ile. Tolga'ya annemle aramızda geçen telefon konuşmasını aktardıktan sorna hadi gidelim diye tutrmaya başladım.
En sevdiğim sanatçının filimi idi. "MÜSLÜM GÜRSES" çok gitmek istiyordum bu filime. Oysaki daha geçen gün 2 tane filime gitmiştik bile. Birden "Boşver ya sorna gideriz" demişti. Inanamadım. Sinamayi ve babayı bu kadar çok seven birimi diyordu bana?! Iki elimle şerçe ve baş parmağı olmak üzere tutum elinden. Başladım ağlamaya. Sanki ben küçük bir çocuk, o ise babaydı. Hem ağlıyor hem elini çekiştiriyor hemde gidelim, gidelim diye ısrar ediyordum. Dayanamayıp göz yaşlarıma, kulağıma doğru fısıldayarak " hayatım para eksik nolur ağlama ve ısrar etme" dedi. Belliydi bişi olduğu. Ben hallederiz diyip elinden tutup sürüklemeye başladım. Annemlerin yanına gelmiş, ve biletleri almıştık bile. Seans 21:40 ta varmış ve filim 2 saat 27 dakika sürüyormus. Filime girmiş heyecanla başlamasını bekliyorduk...
Iki gözümüz iki çeşme cıkıverdik filimden. Çok güzel ve çok duygusaldı. Saat gece 12yi geçmiş sokakta insanlar yok zifiri karanlıktı. Aslında bu durum benim hoşuma gitmedi değildi. Aglamaktan şişmiş gözlerimi kimsenin görmesini istemezdim sonuçta. Eve vardığımda saat 00:45 ti annem biliyordu gec kalıcağımı ama genede anne yüreyi, merak etmiş. Simdi başımı yastığa koydumda, aklıma geldi. Ne kadarda güzeldi. Neymi ? Tabikide benim küçük bir çocuk olmam Tolga'nın ise babam olması. Demekki herşeyim diye boşuna demiyordum. Evet herşeyimdi özelliklede babam...