29 Ağustos 2042
Son on beş dakikadır yatakta hareketsiz oturuyordum. Fersiz geçen yıllarımı hesap etmiştim. Yeni başlangıçları oldum olası sevmezdim. Korkardım. Ya umduğum gibi gitmezse...
Bugün yetimhanede ki son günümdü. Aslında mutlu olmam gerekiyordu. Hayal ettiğim üniversiteyi kazanmıştım. Bütün bir sene boyunca düzenli çalışmış ve kendim için fedakarlık yapıp o güzel uykumdan saatler çalmıştım.
Kolumdaki feleği şaşmış saati düzelterek bir daha göz attım. Epey vakit harcamıştım. Yataktan doğrularak etrafı tekrar yokladım. Zaten çok az eşyam vardı, çöpe gitmesini istemezdim. Unuttuğum bir şey olmadığından emin olup yatağın üzerindeki kot çeketimi sırtıma geçirdim.
Pantolonumun arka cebindeki telefonumun titremesiyle sıçradım. Artık telefonumu titreşimden almalıydım. Aksi takdirde kamuya açık alanda tepkilerim yüzünden rezil olabilirdim.
Telefonun ekranına baktığımda dudaklarım ister istemez yukarıya doğru kıvrıldı. Vakit kaybetmeden kulağıma götürdüm. "Efendim Carolina! "
Carolina sert olduğunu zannettiği ses tonuyla " Deana saatin kaç olduğunun farkında mısın? Otobüsü kaçıracaksın! O güzel kıçını artık kaldırman gerekiyor."
"Tamam. Hazırlandım, çıkıyorum."
Carolina hayıflanarak "Of hadi çabuk ol!"
Kısa telefon görüşmesini bitirdiğimde telefonu çantama attım.
Kapının girişinde durarak son kez odama bakındım. Bu odada ki son anlarımdı. Yavaş yavaş içimi burukluk kaplıyordu. Tekrar düşündüm. Özleyecek miydim acaba? 'Sanırım hayır! ' diye içimden geçirdim.
Kapıyı örttüğümde daha yeni açılmış olan asansörü fark ettim. Valizimi sürüyerek asansöre yetişmeye çalıştım. Daha şimdiden tir tir titriyordum. Acaba yeni hayatıma alışabilecek miydim? Yıllardır arkadaşlık anlamında yüzüm gülmemişti. Diğer kızlar gibi girişken değil çekingendim. Bir daha düşündüm. Benim için sorun olmazdı. Hayatım boyunca yalnız yaşamıştım. Sorun olmazdı yine yalnız yaşardım. Buna alışkındım.
Asansörün sesiyle kendine geldim. Açılan kapıyla harekete geçtim. Çıkış kapısına yaklaştığımda her zamanki beklediği yerde Carolina'yı gördüm.
Ana kapıyı geçtiğimde Carolina beni fark etmemişti. Bütün dikkatini elinde ki gazeteye veriyordu. Banka yanına sessizce oturdum. Carolina hâlâ beni fark etmemişti. Aklıma gelen haince bir fikirle sırıttım. Bankın ucunda oturmuş Carolina'ya yaklaşarak bütün nefesimle kulağına üfledim.
Yerinde fırlayarak kulaklarını kapadı. Bu tepkiyi görünce kendimi tutamayıp kahkahalara boğuldum. Tanıdık sesi duyunca sımsıkı yumduğu gözlerini açarak sinirle bana baktı. "Ödümü kopardın Deana! Salak mısın sen ?" dedi. Yarı bağırır ses tonuyla.
Gülmeyi kestiğimde kasılan karnımı ovuşturmaya başladım. "Kızım bu kadar tepki vereceğini tahmin etmemiştim." Gülmekten kısılmış gözlerimi açarak af dilenircesine Carolina'ya baktım.
"Of biliyorsun huylandığımı. Kaç kere diyeceğim sana!" Dayanamayıp arkası dönük arkadaşıma sarılarak "Özür dilerim." ağlamaklı sesimi duyunca hemen arkasını döndü.
"Bana bak arayı çok açmak yok tamam mı? Her gün saat başı arayacağım. Hemen açacaksın ona göre!" Bütün isteklerini tek tek sıralamayı bitirdiğinde yüzüme bakındı. Bu donuk bakışı iyi biliyordum. Küçük çocuk edasıyla gülüşerek bir daha sarıldık.
Yerde ki gazeteyi görünce" Ne okuyordun? Benden önemli olan şey neydi? "diye sordum yakınırcasına. Carolina geçiştirerek" Önemli bir şey değil. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞAN TILSIMI
Fantascienza2021 yılında dünyaya çarpan göktaşı, illegal laboratuvarlarda deney aracı olarak kullanılıyordu. Sonraki yıllarda deneyler giderek korkunçlaştı. Hayvanlar üzerinde daha da kötüsü yeni doğan bebekler üzerinde de deneyler yapılıyordu. Bir çoğu bu işke...