Satır arası yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar...
"Aaaaqh..." Derin bir iç çekerek başını ellerinin arasına aldı ve siyah saç tutamlarını çekiştirdi. Tamı tamına iki aydır bu minyatür evde tutuluyordu ve haftalardır o erkek sesini de duymuyordu. Üç hafta boyunca hiçbir yerden ses soluk çıkmamıştı. Başlarda oyun konsolları ve filmlerle idare edebiliyordu. Ancak onlarda bitmişti. Köşede duran gitar bile ilgi çekici gelmiyordu artık.
"Aaqh!! Ciddennn!" Başını arkaya atarak iç çekmeye devam etti. Arkadaşları ailesi şirket herkes onu arıyordu. Haberlerde görmüştü. Chanyeol ailesini ve dostlarını çok özlüyordu. Artık haberlerede çıkmıyorlardı. Hiç anlam veremiyordu! Bu manyak çocuk onu nereye getirmiştiki onu hâlâ bulamıyorlardı. Tek bir pencere bir görüntü, ses, bir koku bile yoktu dış dünyaya ait. Burası hapisten farksızdı resmen!
Chanyeol istemsizce ağlarken buldu kendini. Gözleri tekrar karşı duvardaki resimlerdeki genci buldu. Onun dışında hiç insan yüzü görmüyordu iki aydır. Annesiyle olan görüşmelerini. Annesinin restoranında yediği güzel yemeklerini özlemişti.
"Yemeğini neden yemiyorsun chanyeol-ah~?" Gelen sesle hemen koltukta irkildi.
"Sen! Sen ne istiyorsun benden!? Beni daha ne kadar burada tutacaksın ha!" Chanyeol sinirden kuduruyordu. Bu manyağın amacının ne olduğunu hâlâ anlayamıyordu.
"Yemeğini yemelisin Chanyeol-ah~" Baekhyun sakin olmaya çalıştı.
"Sikeyim yemek yemeyi! Yeter! Bırak beni artık! Yemek yemeyeceğim!BUNA DAYANAMIYORUM ARTIK!!!" devin gözleri çoktan sızdırmaya başlamıştı. Bir hıçkırık koyverdi. Dizlerinin üzerine düşerken derin bir nefes aldı.
"Haddini bil! Bana bağırmaya nasıl cürret edersin!! Pekala sen bilirsin. Sana elimden geldiğince iyi davrandım. Hiçbir şeyini eksik etmedim." Baekhyun klavyede birkaç düğmeye basarak ada tezgahtaki yemekleri alt kata göndererek. Çalışanlara mesaj yolladı.
"Pişman olup af dileyene kadar sana yemek yok. Hiçbir şey yok." Ve ses kesildi. Chanyeol yatağa girerek yorganı etrafına sardı. Ölsede pişmanlık duymayacaktı. Buradan çıkana yada birileri gelene kadar tek bir lokma yemeyecekti. O gece ağlayarak uyudu büyük olan. Baekhyun sa çok öfkeliydi.
** ** ** **
48 Saat Sonra
Artık dayanamıyordu küçük olan, Chanyeol bütün bu süre zarfında su dışında birşey içmemiş ve yememişti. Yataktan çok nadir çıkıyor öylece donuk gözleriyle tavana bakıyordu karanlık odada.
Baekhyun bilgisayarda birkaç düğmeye basarak gerekli talimatları verdi ve bilgisayarını yatağın kenarındaki komodine bıraktı. Yorganı kaldırdı ve yataktan kalkarak odadan çıktı. 2 merdiven indikten sonra merdivenin hemen yanında kamufle olmuş duvar görünümlü kapıya geldi. Saçının başının dağınık olmasını umursamadı veya üzerinde sadece boxer ve kısa kol beyaz bir tişört olmasını.
Perdelerin altına gizlenmiş şifre bölmesine şifreyi girip parmak izini ve gözünü okutarak önündeki duvarın kayarak açılmasını sağladı ve hemen içeri girdi. Saat akşam 6'ydi. Dev yatakta yorganın altında cenin pozisyonunda uyuyordu.
Aydınlık ışıklar yerine loş ışıkları açarak yatağa yaklaştı. Elleriyle siyah saç tutamlarını okşadı. Ki hemen büyük eller tarafından ince bileği sertçe tutulmuştu.
"İnsan! Sen... S-sen! Şu resimlerdeki çocuksun!" Chanyeol'ün şok ifadesinden dolayı kıkırdadı Baekhyun.
"Evet. Sakin ol bileğimi acıtıyorsun!" Chanyeol farkına vardı ve ince bileği yavaşça bıraktı. Yatakta doğrularak oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Story Of My Life (ChanBaek)
FanfictionBu Kitap hayatımın ChanBaek'e uyarlanmış halidir. Piskoloji çökertir. Burnum yanaklarından burnuna doğru sürtünüyor ve bir süre orada oyalanıyor. Burnumla okşuyorum burnunu. Sonra aradaki milimleri kapatarak dudaklarımla okşuyorum dudaklarını. Dudak...