Başvurmadığım iş yeri kalmadı. Hem yoruldum hem de sıkıldım artık. Tanrım lütfen yardım et de güzel bir iş bulayım. Yolda yürürken bir restoranın camında asılı olan garson aranır yazısını gördüm ve direk kendimi restoranın içine attım. İçerisi harika döşenmişti. Bir tane garson durdurup patronun odasının nerede olduğunu sordum ve garsonun verdiği konuma gittim, kapıyı tıklatım. Gir komutunu alınca derin bir nefes alıp içeri girdim. Şimdi benim - işe girersem eğer - patronum bu adam mı? Çok yakışıklı ve çok genç.
Yj: Ş-şey ben d-dışardaki i...
Yg: Dışarıda asılı olan iş ilanı için geldin değil mi? Eğer çalışmak istiyorsan bu belgeyi oku ve imzala.
Yj: E-evet tahmin ettiğiniz gibi.
Adamın verdiği kağıdı okuyup imzaladım.
Yg: Dışarıdaki çalışanlardan birisine söyle sana önlük ve saç bandı versin.
Yj: Peki efendim.
Odadan dışarı çıktı ve elimi yumruk yapıp zafer anlamında yukarı kaldırdım. İşte bu Yu Jin işi aldın. Tanrım teşekkürler. Evet hadi bakalım tekrar yorulmaya hazırlan Yu Jin.
....
Hele şükür bu günün sonuna geldim.
Aman tanrım dışarıda çok yağmur yağıyor. Sabah hava çok güzeldi bir anda nasıl böyle kötüleşti. Off yanımda şemsiyede yok. Acaba yağmurun dinmesini mi beklesem. O zamanda dışarıda üşütürüm. Ben böyle düşünürken birisi üstüme şemsiye tuttu. Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda çok şaşırmıştım. Çünkü bana şemsiye tutan kişi patronumdu. Şu anda çok şaşkındım. Karşındaki insan, hayvan değil. İçses yerine!Yg: Bu soğukta ve yağmurda neden dışarıda bekliyorsun.
Keyfimden bekliyom zaten. Yağmurda ıslanmamak için tabii ki
Sorduğu soruya bak.Yj: Şey yağmurun dinmesini bekliyorum. Telefonumun jarzı bitmeseydi taksi çağırıp giderdim.
Y:Hımm demek telefonunun şarjı bitti. İstersen ben götüreyim seni evine.
Yj: Yok sağolun efendim. Ge...
Cümlemi tamamlamadan beni kolundan çekiştirerek sürüklemeye başladı.
Yj: Efendim bırakın beni. Ben kendim giderim. Bakın çığlık atarım. Tamam patronumsunuz ama bana böyle davranmaya hakkınız yok.
Y: Bak susucak mısın yoksa seni bu günlük kendi evime mi götüreyim. Çeneni kapa ve beni takip et.
Tanrım sen yardım nasıl bir patronum var benim. Çenemi kapayıp onu takip etmeye başladım. Arabasını açıp beni içine oturttu. Kendiside şoför koltuğuna oturdu ve arabayı sürmeye başladı. Ona yolu tarif ettim ve evimin önüne geldik. Evet patronum evimi de öğrendi. Ne kadar şanslısın! Ne demezsin.
Yj: Teşekkür ederim efendim. İyi akşamlar.
Yg: Kim olsa aynı şeyi yapardı. İyi geceler güzel kız.
Yj: Benim bir adım var efendim Yu Jin
Ne bela ya. Egoist. Güzel kızmış. Sen kim bana güzel kız demek kim. Ahlaksız. Zengin zübbesi. Patron ya istediğimi yaparım havalarında. Sinirle evimin merdivenlerini çıkıp odama girdim ve bir güzel duş aldım ve günün yorgunluğunu üzerimden attım. Sonrada mutfağa gidip kendime bir şeyler hazırlayıp atıştırmaya başladım. Oh be şu anda çok rahat hissediyorum kendimi. Son olarak yatağıma gidip mışıl mışıl uyumak kaldı. Mutfağı topladım ve odama gidip kendimi yatağımın içine gömüp kendimi uykunun kollarına teslim ettim. Tanrıya şükür uyuyabildim
Arkadaşlar Tanrı kelimesini kullanmamın sebebi kız güney koreli ve hırıstiyan olmasından dolayı
Umarım ilk bölümü bepe mişsinizdir
Oylarınızı bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ YERİN BÜYÜK /MYG/BİTTİ!
ChickLitİki kişi, biri öksüz ve yetim genç kız, diğeri ise kendini sevdiklerini korumaya adamış bir oğlan. İkisinin birbirlerini görmesi bir tesadüf değil... Bugün de yoğun geçti. Daha doğrusu geçiyor. Tanrıya şükür bugün patronumu hiç görmedim. Boşalmış bi...