Yoongi ile girdiğimiz iddiayı kazanmayı o kadar çok istiyorum ki. O'na benim kim olduğumu göstereceğim. Odama çıkıp temizlik için uygun giysiler giydim ve aşağıya inip temizlik eşyalarını aramaya başladım. Üst katlardaki odalarda bulamayınca bodrum katta aramaya karar verdim. Burada üç oda vardı. Birincisine girdim yoktu. İkincisine de girdim oradada yoktu. Nerede bu malzemeler ya. Son bi oda kaldı. Orayı açmaya çalıştım fakat açılımıyordu. Sanırım sadece hizmetliler kullandığından dolayı kilitliydi. Buradan çıkmak için adımımı attığım sırada ayağıma birşey saplandı. Me olduğuna baktım. Bu bi anahtardı. Anahtarın oda numarasına baktığımda yazılı olan numaranın aynısı kilitli olan kapıda da vardı. Kilidi deliğine sokup kapıyı açtım. Fakat gördüğüm şeyle midem bulandı ve gözlerim karardı. Tanrım burada bir sürü ceset var. Hemen kapıyı tekrar kitledim. Ellerim titriyordu. Hem de çok. Bunlar neden burada. Zorlukla merdivenlerden çıkıp salondaki koltuklardan birine oturdum. Midem çok bulanıyordu. Biraz sakinleşmeye çalıştım. O cesetlerin yüzleri bana tanıdık geliyor. Tanrım olamaz. O yüzler... Hayır. O-onlar okuldan erkek (sevgili olarak değil.) arkadaşlarım. Bana bir kaçkere okulda düzenlenen partilerde dans teklif etmişlerdi kimi de kahve içme. Onları en son bu etkinliklerde gördüm. Daha sonra hiç yüzlerini görmedim. Taaki bugüne kadar. Ama onlara bunu kim yaptı? Neden yaptı?
Biraz toparlandıktan sonra işlerimi yapmaya devam ettim. Ama gördüğüm şeyler sürekli olarak gözümde canlanıyor ve içimde bir ürperti doğuyordu. Temizlik işim bitmişti. Şu anda mutfakta yemek yapıyordum. Yemeği ocağa koydum ve mutfakta bulunan sandalyeye oturup aynı şeyleri düşünmeye başladım. Acaba bunları Yoongi mi yaptı. Olabilir ondan herşey beklenir ama iftira atmak istemiyorum. Gördüğüm cesetler yine gözümün önünde canlandı ve yine midem bulanıp başım dönmeye başladı. Yemeğe bakmak için ayağa kalktığım sırada başımın dönmesi ile yere düştüm ve gözlerim ağır ağır kapanmaya başladı.
Bu sırada en son algıladığım şey yanık kokusuydu.Yoongi'den
Ofisteki işlerimi yapıyordum. Saat altı olmuştu. Acaba Yu Jin herşeyi bitirebildimi. Keşke iddiaya girmeseydik. Aman banane kendisi istedi. Telefonumun çaldı. Arayan Jung woo 'ydu (hatırlamayanlar için Jung woo Yoongi'nin en güvendiği adamı). Niye aradı ki durup dururken. Acaba Yu Jin bi sakatlık mı yaptı. Telefonu açtım.
J-w: Efendim çabuk gelin. Yu Jin...
Telefonu kapattım ve hızlı bir şekilde ofisi terk ettim. Birikecek olan işler zerre kadar umrumda değildi. Şu anda tek düşündüğüm şey Yu Jin'e ne olduğu.
Arabayı evin önüne parkettim. Fakat evden dumanlar çıkıyordu. Hemen koşarak Jung Woo'nun yanına gittim.
Y: Yu Jin nerede, çabuk söyle.
J-w: Yangının çıktığı yerde. Mutfakta...
Onu daha fazla dinlemeye zamanım yoktu. Alevlerin içine atladım. Mutfağa duğru gittim.
Y: Yu Jin güzelim! Neredesin? Cevap ver Yu Jin!!
İçeride dumanların arasından yüzünü gördüm. Etrafta herhangi bir çarşaf aramaya başladım. Kultuğun üzerinde serili olan örtüyü aldım. Alevlere siper ederek mutfağa girdim. Duman çiğerlerimi etkilemeye başladığından öksüye başladım. Yu Jin'in yanına gittim. Baygındı. Onu kucağıma aldım ve yine çarşafı siper ederek dışarı çıktım. Koşarak bahçeye gittim ve ciğerlerime temiz havayı soldum. Ama Yu Jin uyanmıyordu. Yüzü grileşmişti. Onu biraz sarstım fakat yine uyanmıyordu. Tekrar kucağıma alıp arabaya götürdüm. Kendimde bindim ve arabayı olabildiğince hızlı sürmeye başladım. - Lan Yoongi inkar etme işte aşık oldun sen bu kıza. Hemde aşkından tutuşuyorsun. İç sesim bu sefer haklıydı. Ben bu kıza aşık oldum. Sanırım bu aşk onu ilk 15 yaşında gördüğümde başladı. Onan yanında dolaşan bütün erkekleri öldürdüm.
Hastane vardım. Arka taraftan Yu Jin"i alıp hastanenin acil bölümüne koştum. Hemşirelerden birisi durumun ciddi olduğunu görünce sedye getirdi. Yu Jin'i dikkatli bir şekilde sedyeye yatırdım. Ve onun gittiği yere doğru gittim. Tanrım sen onu koru. Yu Jin... Yu Jin. Hayatımı ne kadar çok değiştirdi. Sevmeyi bilmeyen bana aşkı öğretti. Camdan sedyede yüzü soluk bir şekilde yatıyordu. Gözlerini hiç açımıyordu.
Yaklaşık bir saatten beri bir umut bekliyordum. Doktor odadan hiç çıkmıyordu. İçeriye hemşireler girip çıkıyordu. Kapıdan doktorun çıktığını gördüm ve hızlı adımlara doktorun önüne geltim.
Y: O iyimi.
Dr: Şimdilik birşeyi yok diyebiliriz fakat ciğerlerine çok fazla duman girmiş. Bir hafta müşade altında tutmamız lazım. Ciğerlerinin temizlenmesi lazım.
Y: Peki onu görebilir miyim.
Dr: Hemşireler odada ki işlerini bitirsin, daha sonra hastayı görebilirsiniz. Çok fazla yormayın ve çok konuşturmayın. Ağzındaki hava maskesini sakın çıkarmayın.
Hemşireler odadan çıktıktan sonra ben girdim odaya. Yavaş adımlarla Yu Jin'in yanına yaklaşıp yatağın yanına çömeldim. Normalde uyurken çok tatlı görünürdü fakat şimdi yüzü bem beyazdı. Elini tuttum. Ve alnımı Yu Jin'in eline yasladım.
Y: Nasıl bu hale geldim bilmiyorum. Beni düşmek istemediğim fakat şimdi ise asla çıkmak istemediğim bir çukura hapsettin. Seni evimde zorla tutuyorum, çünkü seni seviyorum. Yanında dolaşan erkeklerin nereye kaybolduğunu biliyor musun. Onları ben öldürdüm çünkü seni kıskandım. Ben seni seviyorum Yu Jin.
Yu Jin'den
Uyandığımda hastanedeydim. Elimde bir sıcaklık vardı. Ne olduğuna baktım. Yoongi'ydi ve birşeyler söylüyordu. Söylediği şeyleri dinlemeye başladım. Çok güzel şeyler söylüyordu. Sonlarda söylediği cümleler zihnimde dolanmaya başladı. O-o kişileri Yoongi mi öldürdü. Bunu beni kıskandığı için mi yaptı. Tanrım. Bunu nasıl yapabilir. Bu yaptığı berbat bir şey.
Y-j: O-o cesetler. O k-kişileri s-sen mi öldürdün.
Yoongi kafasını kaldırdığında bana şaşkın bir şekilde bakıyordu.
Y: S-sen ne zaman uyandın.
Y-j: Yoongi bunları yapmana hiç gerek yoktu. Yaptığın şeylerin büyük günah olduğunu biliyorsun. Sen bunları yaptıktan sonra benim seni sevmemi nasıl beklersin.
Y: Bunun için sana süre vericem güzelim. Ama benden uzaklaşmak için lütfen bana yalvarma senden uzak duramam. Benden bunu isteme.
Y-j: Bir şartım var.
Y: Benimle pazarlık mı ediyorsun sen.
Y-j: Evet. Ne olmuş pazarlık yapıyorsam. Neyse şartım şu. İnsan öldürme yaralama yani mafyalıktan uzaklaşman lazım. Belki o zaman yaptığın şeylerde affederim.
Y: Benden büyük birşey istiyorsun fakat yapmaya çalışacağım. Sırf sen istiyorsun diye. Başkası istese umrumda bile olmaz. Hatta benden böyle birşey istediği için onu ağzını kırardım.
Şu anda mutluydum. Çünkü Yoongi'yi kötü şeylerden uzaklaştıracağım. Umarım işe yarar. O da sıradan insanlar gibi bir hayata sahip olur. Sabah işe gidip akşam evine gelen iyi birisi. Tanrım umarım dileğim yerine geçleşir. Yoongi yanıma uzandı ve ikimizde uyuduk. Kokularımız birbirimize huzur veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ YERİN BÜYÜK /MYG/BİTTİ!
Literatura Femininaİki kişi, biri öksüz ve yetim genç kız, diğeri ise kendini sevdiklerini korumaya adamış bir oğlan. İkisinin birbirlerini görmesi bir tesadüf değil... Bugün de yoğun geçti. Daha doğrusu geçiyor. Tanrıya şükür bugün patronumu hiç görmedim. Boşalmış bi...