Taehyung eve geldiğinde annesi dışında birisi yoktu. Babası daha eve gelmemişti. İlk başta sevindi ama eve geldiğinde bir sorun çıkabileceğini düşününce yine gerildi. Odasına geçti ve çantasını çıkardı. O sırada da annesine babasını sordu
-Babam ne zaman gelir?
-Emin değilim, en fazla 1 saate gelir herhalde
-Anne yine sorun çıkarır mı? Dün evden kaçtım.
-Bilmiyorum. Dün senden sonra çok sinirliydi uyuması bile uzun sürdü. Umarım bir sorun yaratmaz.
Yapabildikleri tek şey buydu, ummak. Kötü bir şey olmamasını ummak.
Taehyung yatağa geçti ve bir süre öylece uzandı. Sonra aklına Jungkook geldi. Jungkook'un onu fark edinceki o sıcak gülümsemesi geldi. O da gülümsedi ve Instagramı açıp Jungkook'un hesabına girdi. Hesabı gizliydi, gizliye almıştı. Bir süre ekrana baktı. Sonra üzüntüyle ınstagramdan çıkıp telefonunu kapattı. Hesabını neden gizliye almıştı ki. Normalde hep açık olurdu, önceleri baktığında da hep açıktı. Bunu düşünürken babası eve geldi. Ve Taehyung aniden yataktan fırladı, oturur pozisyona geldi ve babasını bekledi. O an çok fazla gerilmişti. Babası 'Taehyung nerede?' deyince daha da gerildi. Onu beklerken babası odasına daldı ve Taehyung'a yaklaştı. İlk başta normal bir ses tonuyla Taehyung'a dün evden neden kaçtığını sordu. Ama sesinde aşşağılayıcılık vardı. Babasının sesinden tiksiniyordu Taehyung. Onlara karşı hep bu şekilde konuşuyordu.
Taehyung cevap vermedi.
-Sana soruyorum neden evden kaçtın?
Taehyung hala cevap vermiyordu.
Babası sinirlenmeye başladı ve ses tonunu yükselterek yine sordu.
-Neden evden kaçtın?
Taehyung irkildi ağzını açtı ama bir şey söyleyemedi. Senden korktum, dayağından korktum bir korkak olduğum içinde kaçtım diyemedi.
Babası Taehyung'a bir tokat attı ve soruyu bir daha sordu. Taehyung yine cevap veremedi. Babası daha sert vurdu. Her vuruşunda da aynı soruyu tekrarladı. Ama Taehyung cevap veremiyordu.
Annesi odaya daldı ve babasını engellemeye çalıştı. Babası annesini iktirdi ve yere düşmesini sağladı. O an Taehyung'un gözünden bir yaş düştü. Dayak yediği için değil annesinin bile ondan daha cesaretli olup kendisinin de dayak yiyeceğini bile bile onu kurtarmaya çalıştığı içindi. Taehyung korkak olduğunu o an daha iyi anladı.
Babası annesini iktirdikten sonra bağırmaya başladı.
-Evden kaçtığın yetmiyormuş gibi bir de şikayet duyuyorum. Hocaların dersi dinlemediğini söylüyorlar. Dersi niye dinlemiyorsun?
-Dinliyorum!
-Yalan söyleme Taehyung
-Yalan söylemiyorum baba
O an Taehyung'a en sonuncu tokatını attı babası ve bu Taehyung'un burnunun kanamasına neden oldu.
-Yalancı köpeğin tekisin. Hiç bir yararın yok. Niye yaşıyorsun?
Babası bu iğrenç şeyleri söyledikten sonra oda dan çıktı. Taehyung ise o kadar kırgındı ki hiç bir şey yapamadı. Burnunu bile temizlemedi. Sadece yatağına uzandı ve sessizce ağladı. O sırada annesi kalktı ve Taehyung'un yanına oturdu. Taehyung'a bir süre sarıldı ve odadan çıkmamasını yemeğini buraya getireceğini söyledi. Taehyung şu an yemek yemek istemiyordu istediği tek şey ölmekti, ölmek ve şu iğrenç hayattan kurtulmak. Ölmek daha kolaydı ama onu bile beceremiyordu Taehyung.
Annesi yemeğini getirene kadar yataktan kalkmadı, ağlamaya devam etti. Hiç birşey yapmadı, yemeğini bile yemedi. Annesi ısrar etti ama o yemek istemiyordu. Gece oldu hala ağlamaya devam ediyordu. Babasının ona yaşamaması gerektiğini söylediği kısmı aklında tekrarlayıp duruyordu. Bu kısım onu çok acıtmıştı. O acıyla uyumaya çalıştı, gece 3'e kadar yatakta dönüp durdu. En sonunda hala taze olan göz yaşlarıyla uykuya daldı.
.
.
.
Ayaya sonunda yazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THANKS // Taekook
FanfictionKaranlık bir oda da karanlık bir ışıktım ben. Kendini bile zar zor aydınlatan bir ışık. Sen ise fazlasıyla parlaktın, kör edebilecek derece parlak ama bir o kadar da güzel. Ve ben ilk defa canımın yanmasını bu kadar çok istedim hyung.