Jungkook gün boyunca Taehyung'un o bakışını aklından çıkaramamıştı. Her aklına geldiğinde sırıtmaya başlıyordu. Neden bu kadar hoşuna gittiğini kendisi de bilmiyordu. Daha dün tanıştığı bir çocuk neden onu bu kadar gülümsetmişti? Onu tanımıyordu bile. Adından ve sınıfından başka onun hakkında bildiği birşey yoktu. Garip hissetti Jungkook ama nedense Taehyungla iyi olucaklarmış gibi geliyordu.
O sırada zil çaldı ve Jungkook çantasını alıp sınıftan çıktı. Koridorun sonundaki merdivenlerden indi Taehyung'un sınıfının olduğu katın en uç köşesinde durdu ve Taehyung'un sınıftan çıkmasını bekledi.
Sınıf kapısında Taehyung'u görünce ani bir hareketle doğruldu ve Taehyung'un arkasından ilerlemeye başladı. Ona kendini belli etmemeye çalışıyordu. Okulun kapısından çıkınca evlerinin yakın yerlerde olması Jungkook'u sevindirdi. Aslında evinin tam olarak nerde olduğunu bilmiyordu ama sokaklarının yakın olması ona yetmişti.
Biraz daha ilerleyince Taehyung duraksadı ve yakında ki büyük ama boş parka yöneldi. Jungkookta onun arkasından parka yöneldi. İlk onun bir yere oturmasını bekledi. Sonra kendisi Taehyung'un farketmeyeceği bir şekilde parka girdi. Taehyung'u iyi görebileceği ama uzak bir banka oturdu. Sonra Taehyung'u izlemeye başladı.
Taehyung kulaklıklarını çıkardı ve kulağına taktı. Telefonundan şarkıyı açtıktan sonra telefonunu cebine koydu ve öylece oturdu bir süre. Zaman zaman gözlerini kapattı, mükemmel sesiyle şarkıya eşlik etti, o söyledikçe Jungkook daha da büyülendi. Saat geç olmuştu ve eve gitmek istemezcesine hala daha burada oturmaya devam ediyordu. Ama bir süre sonra bir şey oldu ve Taehyung'un gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Jungkook'un içi gitti. Şu an yine ilk gördüğü gibi bir bankta oturmuş ağlıyordu ve Jungkook yine merak ediyordu. Taehyung'u merak ediyordu. Ama yanına gidemedi öylece uzaktan izledi. Sonra Taehyung zorla da olsa banktan kalktı ve parktan çıktı. Jungkookta onu takip etmeye başladı. Nedense Taehyung eve gitmek istemiyor gibiydi, bu sefer daha yavaştı ve adımlarını korkak atıyordu. Evde ne olabileceğini düşündü Jungkook. Ne onu bu kadar korkutabilir diye düşündü. Taehyung'un sabah çıktığı sokağa doğru geldiklerinde o sokağı döndü. Jungkook ise evine kadar takip edip etmemek arasında bir süre düşündükten sonra vazgeçti ve Taehyunga telaşlı bir şekilde baktıktan sonra evinin olduğu sokağa yöneldi.
Ama aklı hala Taehyung'ta kalmıştı. O evde Taehyungu korkutan bir şeyler olduğunu anladı ama ne olduğu hakkında bir fikri yoktu. Bir şey olmamasını umut ederek evin kapısından girdi.
.
Taehyung ders bitiminde direk sınıftan çıktı ve merdivenlere yöneldi. Hızla aşağı indi. Okulun bahçesine indiğinde göz ucuyla etrafta Jungkook'u aradı ama göremedi. Biraz üzüldü ama eve gitmesi gerekiyordu o yüzden onu beklemedi. Hızlı adımlarla evine giderken bir yandan da acaba babası eve gelmişmidir ya da gelince yine bir sorun çıkartacak mı bunları düşünüyordu. Bir anda içinde bir korku yayıldı, adımları yavaşladı. O an eve gitmek istemedi çünkü babasının bir sorun çıkaracağına emindi. O korkuyla yakınlardaki büyük parka yöneldi. Boş bir banka oturdu ve kulaklığını taktı, şarkı dinleyerek korkusunu dağıtmaya çalıştı. Rahatlamak için gözlerini kapattı, şarkıya eşlik etti. Bu taktik onda her zaman işe yarıyordu. Bir süre bu şekilde oturduktan sonra saatine baktı Taehyung. Saatin geç olduğunu farketti. Buradan kalkıp eve gitmesi gerektiğini anladı. O an korktu, çok korktu. O korkuyla ağlamaya başladı. Eve gitmek istemiyordu. Yarına kadar burda oturup sabah burdan yine okula gidebilirdi. Bu onun için daha cazipti. Ama böyle bir şeyin olmayacağını olursa daha kötü şeyler olacağını biliyordu. Bu yüzden zorla kalktı ve evin yolunu tuttu. Bu sefer adımları daha yavaştı. Sokağın başına gelince telaşla köşeyi döndü ve eve doğru ilerledi.
Onlarca dua etti Taehyung, yine dayak yemek istemiyordu.
.
.
.
Okul zamanları bölüm atamıyorum
Sad :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THANKS // Taekook
FanfictionKaranlık bir oda da karanlık bir ışıktım ben. Kendini bile zar zor aydınlatan bir ışık. Sen ise fazlasıyla parlaktın, kör edebilecek derece parlak ama bir o kadar da güzel. Ve ben ilk defa canımın yanmasını bu kadar çok istedim hyung.