XI

179 19 14
                                    

Sabah olduğunda telefonun alarmı yine aynı saatte çaldı Taehyung'un. Alarmı bir iki defa susturduktan sonra kalkmaya karar verdi. Ama kalktığında burnunda cidden bir acı hissediyordu ve dün burnunu temizlemeden yattığı için kan kuruyup kalmıştı, yatağa da bulaşmıştı. Yatağa bir süre baktı ama temizleme girimişiminde bulunmadı. Banyoya ilerledi burnunu yavaşça yıkamaya başladı. Yavaşça yıkıyordu çünkü burnu cidden acıyordu. Temizledikten sonra dikkatlice yüzünüde yıkadı ve odasına geri döndü. Çantasını hazırlamaya başladı, dün hiç bir ödevi yapmamıştı. Daha sonra kıyafetlerini de dikkatlice giyince mutfaktan bir elma ve annesinin bıraktığı harçlığı alıp çıktı. Sokağa çıktığında yine kulaklıklarını taktı. Hava soğuktu ve bu soğuk burnunu sızlatmıştı. Acıyla yüzünü buruşturdu Taehyung ve elleriyle burnunu kapatmaya çalıştı. Burnu fazlasıyla acıyordu. Normalde bir tokatla bu kadar acımaması gerekirdi ama bu burnunun ilk kanayışı değildi. Bir çok kez babasından dayak yeme sonucu kanamıştı ve üçten fazla olmuştu bu. Artık burnu da babasına dayanamıyordu.
Sokağın ucundan döndü ve acısını unutmak için şarkı mırıldanmaya başladı. En sevdiği şarkıların olduğu hir çalma listesi oluşturmuştu ve bu liste onu dakikalık da olsa mutlu ediyordu. Ama elleri hala burnundaydı çünkü sızlaması geçmemişti.
Okula geldiğinde hızla merdivenleri çıktı ve sınıfa girdi, direk kaloriferlere ilerledi. Ellerini ısıtıp burnuna koyarak rahatlatmaya çalıştı bir yandan da camdan dışarı bakıyordu. Burnunda ki ağrı azalınca yerine geçti ve biraz telefonuyla uğraştı beş altı dakika sonra öğretmen geldi ve Edebiyat dersi başladı.
İkinci tenefüste sınıftakilerden bir çocuk Taehyungla konuştu ve arkadaş olmak istediğini söyledi. Taehyung şaşırdı, mutlu oldu ama bir yandan da biraz korktu. Çünkü ilk defa biri gelip onunla arkadaş olmak istiyordu. Taehyung'un çocuğa sorması sonucunda adının Jimin olduğunu öğrendi. Jimin sarı saçlı, (boya olduğu belli olmasına rağmen çok güzel olan saçar) sevimli ve güzel birisiydi. Hem yakışıklı hemde güzel bir yüze sahipti. Cidden hayran olunası biriydi. Taehyung özellikle böyle birisinin onunla arkadaş olmak istemesine daha da şaşırdı.
-Benimle arkadaş olmak istediğine emin misin?
-Evet, neden ki?
-Bilmem, genelde benimle kimse arkadaş olmayı geç konuşmak bile istemezler ki sen fazla iyi görünüyorsun. Şaşırdım.
-Kendini hiç dışarıdan gördün mü? Konuşmak istemeyenlerde büyük ihtimal beyni olamayan kişilerdir sallama onları.
Jiminin böyle demesi Taehyung'u mutlu etmişti. Bu kadar özgüvenli konuşması çok hoştu. Taehyung'un hiç beceremediğim bir konuydu bu. Jiminle bir süre konuştuktan sonra iyi anlaşmış gibiydiler, hemen yanyana oturdular ve konuşmaya devam ettiler. Değişiklik için tenefüste bahçeye inmeye karar verdiler. Zil çaldığında hızlı olmayan adımlarla ilerlediler. Onlar bahçeye çıktığı an Taehyung bir garip hissetti. Bahçe kalabalıktı ve Tae genelde kalabalıkta pek bulunmazdı çünkü çok fazla insandan pek hoşnut olmazdı ama Jimin ısrar ettiği için onun arkasından ilerlemeye başladı ve bir banka oturdular. Birbirlerini daha iyi tanımak için konuşmaya başladılar ama Taehyung'un aklına Jungkook geldi ve çevrede onu arkamak için kafasını çevirdi. O an Taehyung çok büyük bir acı ve boynundan akan bir sıvı hissetti. Yüzünün her yeri uyuştu. Dayanamıycak derecede bir yanma hissetti ve kıvranmaya başladı. O an yüzüne tam olarakta burnunun olduğu yere basketbol topu indiğini anladı. Burnu yine kanamaya başlamıştı ama bu sefer gerçekten çok fazla kanıyordu. Kan boynundan aşağı kıyafetlerinden içine kadar akmıştı. Üstü başı kan olmuştu. Ama en önemlisi acısıydı. Etrafını bir sürü insan sarmıştı ve herkes ona 'İyi misin?' diye soruyorlardı. Jimin bu derece kan görünce ne yapması gerektiğini bilemedi. Taehyung o anda cidden acıyla kıvranıyordu ve bağırıyordu, kesinlikle burnu kırılmıştı. Jimin öğretmenleri çağırmak için koştu. O anda Taehyung'un yanına birisi geldi ve kafasını aşağı eğerek kanın yere akmasını sağladı. Taehyung o anda o kişinin kim olduğunu merak etmişti ama bakacak durumda değildi, sadece o biçimde kaldı. Öğretmenlerden birisi gelince Tae yi aynı pozisyonda banka oturttu ve yanındaki kişiye 'Aferin Jungkook, doğru bir hareket de bulunmuşsun' dedi. O an Tae acı ve şok içinde gözlerini Jungkooka çevirdi. Jungkook'ta onu izliyordu ama sanki o da acı çekiyormuş gibi bakıyordu. Taehyung yüzünü yine yere çevirdi ve öylece Ambulansın gelmesini bekledi. Ambulans gelince yanında sınıf öğretmeni geldi. Jimin de gitmek istedi ama öğretmenler izin vermedi. Jungkook hocasına gelmek istediğini zaten evlerinin yakın olduğunu hastaneden sonra Taehyung'u bırakbileceğini söyledi. Ona gelmesi için izin verdiler.
Ambulansta burnunun kanamasını durdurmaya çalıştılar ama Taehyung fazlasıyla acı çekiyor ve dokunmalarını istemiyordu bu yüzden de sürekli bağırıyordu. Jungkook'ta onu telaşlı bir yüz ifadesiyle izliyordu.
En sonunda bir şekilde kanamayı durdular. Hastaneye geldiklerinde de Taehyung'un burnunu alçıya aldılar. Tahmin ettiği gibi burnu kırılmıştı. Taehyung alçıya alınırkende çokça bağırdı ama şükür ki kısa sürmüştü. Öğretmenler Tae'ye ailesini aramayı teklif ettiler ama Taehyung istemedi. Zaten onu Jungkook götürecekti yanlız da değildi. Jungkook bir saniye bile yanından ayrılmıyor sürekli iyi olup olmadığını soruyordu. Bu Tae'nin hoşuna gitmişti. Jungkookla o geceden sonra ilk defa iletişimde bulunmuşlardı. Taehyung Jungkook'un sesini duyduğu an burnundaki acıyı unuttu ve aklını sadece ona ve onun sesine verdi. Yolda birlikte giderken nasıl sakin kalacağını bilmiyordu.
.
.
.
Ayaya sonunda bölüm yazabildim

THANKS // TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin