Karlar Altında Kalan Ruhum

33 1 0
                                    

Otomatik hastane kapısının önünde geçirdiğim on saniye kendime gelmemi bekleyen kapının açılmasıyla son bulmuştu. Bu sefer içimden dua etmeden girmeyeceğim deyip dua ettim. Sürekli olarak Allah derim ama ilk defa ağız alışkanlığı dışında Allah demiştim. "Sen yardım et."

Asansörü bekleyemedim, basamakları ikişer üçer çıkıyordum. Hemen Kardelen'in odasının önünde Meltem'i gördüm. Nefes nefese kalmıştım, "Meltem ne oldu lütfen iyi kötü bir şey olduğunu söyleme!"

O an Kardelen'in odasına döndüm, içeride yoktu.

Meltem söze girebildi:
"Kalbi durdu Zafer, apar topar müdahale edip götürdüler, adım bile atamadım gidemedim peşinden. Sami Amca gitti kançanağı gözleri ile ağlaya ağlaya. Duymak istemediğim şeyler duymamak için burada seni bekledim."

Kafam durmuştu. Bağırmak istedim ama sesim çıkmıyacak gibiydi. İçime içime ağlıyor gibi içim kaynıyordu gözyaşlarımın akmasıyla. Bir an durdum. Aklıma hocanın söyledikleri gelmişti. Umut...

" Yürü Meltem gidiyoruz. Umudumu kaybetmekten daha çok korktuğum başka bir şey varsa ondan da kaçarak yaşayamam."

Ne dediğimi tam olarak anlamamış olacakki sadece bakakaldı. Elinden tuttum, omzuna yaslandım, ağır ağır yürümeye başladık. Asansöre binip aşağıya indik. Sami Amca köşeden görülür gibi oldu. Başında birileri vardı. İçimden geçen şeyleri takmıyordum. Daha hızlı hareketlerle yanına vardık. Gözlerine bakarken doktorlar susuverdi.

"Sami Amca..."

Lütfen söyle Kardelen,
"Yaşıyor evlat, bu defa Allah onu bize bağışladı, bu sefer yanımızda kaldı."

Sadece Sami Amcaya sarılabildim. Koskoca adamın gözyaşları ıslatırken omuzlarımı tutamadım kendimi bırakıverdim.

*********1 Gün Sonra*********

Yapacak bir şeyler olmalı. Hocanın sözlerinden bir şeyler çıkarmaya çalışıyordum. "Allah dertten önce dermanı yaratırmış" ya hani...

Doktorun odasının kapısında dua ettikten hemen sonra içeri girdim.
Doktor Hanım müsaitseniz diyecektim ki elleriyle geç otur dercesine bir işaret yaptı.

"Bugün uyanacak ama önce beni dinlemelisin."

Gözlerim ve kulaklarım doktorun emrindeymişçesine ona odaklanmıştı.

"İlaçla uyutuyoruz Kardelen'i onu çok fazla yormamak için bunu yapmak zorundaydık. Bugün uyanacak ama benim öğrenmem gereken başka bir şey var. Arkadaşın Meltem anemiden bahsediyordu. Sami Bey ile görüştüm, sözünü yanlış anlamış olacakki Kardelen'in anemi hastalığı olduğunu düşünmüş. Kardelen anemi değil. Kardelen kanser Zafer. Bir an önce tedaviye başlamamız gerekiyor fakat durum biraz kötü. İleri derece kanserli hücreleri tedavi edebilmemiz için özel ekipman getirmemiz gerekiyor. Benim görüşüm bu yönde en azından. Hekim arkadaşlarla görüştük oy birliği ile en doğru kararın bu olduğuna karar verdik. Bir diğer ihtimal ise yurt dışında tedavi olmak ama sadece zaman kaybı ve maddiyat gerektiren bir olay. Şimdi sadede geliyorum. Sigorta bu tedavi sürecinin bir miktarına destek oluyor fakat tedavi için gerekli miktarı yatırmanız gerekli. Benim elimden hiç bir şey gelmiyor olması beni çok üzüyor ama olması gereken bu şekilde olmalı. Hastane yönetiminden önce ben sana söyleyeyim. Miktar yaklaşık olarak dörtyüz kırk bin lira."

Duyduklarım karşısında dona kaldım. Kardelen'i tedavi için bu miktarı nasıl bulacaktık. Ayrıca Sami Amca Kardelen'in annesini örnek göstererek onun gibi mi yapacaksın demesi nedendi?

"Doktor Hanım, teşekkür ederim."

Çok bir şey söyleyemeden odadan çıktım. Artık yapabileceğim bir şeyler olmasına mı sevineyim duyduklarıma mı üzüleyim bilemiyorum. Canım yanıyor ama duramam, çabalamalıyım, ona tekrar sarılabilmek için ve hatta o yeşil gözlerine dalabilmek için.

Hemen konuyu görülebileceğim kişilerin bir listesini oluşturdum.

Sırayla arayıp durumu anlatıyor ve yardım istiyordum. İnanın o an anlıyor insan, diğer insanların ne kadar umursamaz ve yalancı olduğunu.

Elimde kalan son şeylerden biri sosyal medyanın gücünü kullanabilmek. Peki ama nasıl yapacağım. Allahım sen yardım et.

KardelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin