Çıkış Kapısı

32 2 0
                                    

Yorgun düşen vücudumdan ziyade zihnimdi. Gözlerim kapanırken onu görür gibi oluyordum.

"Buz gibi, hareket edemiyorum bana yardım edin. Çığlık atamıyorum... O sıcaklık, bunu daha öncede hissetmiştim evet, biliyorum! Bu su sesleri de ne? Şıp şıp damlayan susun sesine takılmıştım, onu düşünüyor sanki ses arttıkça üstümdeki yük kalkıyormuş gibi hissediyorum. "

Kurduğum alarmın sesini duymamıştım ama alarmdan on beş dakika sonra kadar kendi kendime uyandım. Günler sonra ilk defa evime gelmiş, uyku uyumuştum. Kardelen'im için uykusuz günlerim tekrar başlıyor.

******* Günler Sonra *******

"... günlerdir çabalıyoruz. Elimizde hala bu miktarı karşılamayı bırak bir miktarını karşılamaya yetecek kadar bile para yok. Aramadığımız, sormadığımız ve hatta sosyal medyada açmadığımız başlık atmadığımız mesaja kalmadı. Hala olumlu bir haber yok ve güveneceğim tek şey umudum."

Meltem hastane kantinin kapısından göründü. Hemen hızlı adımlarla yanıma geldi. Hiç konuşmadı zaten bir gelişme olmadığı daha kapıdayken yüzünden okunuyordu.

" Bir çözüm" dedi Meltem, "bir çözüm olmalı Zafer, para bulabileceğimiz yada para elde edeceğimiz bir çözüm."

O an aklıma aniden bir şey gelmişti ama, ama bunu Meltem'e söylememem lazımdı, en azından doğru hatırlayıp hatırlamadığımı öğrenene kadar.

Meltem'in yanından ayrıldıktan sonra hemen telefonuma sarıldım,

" Alo, Amca merhaba ben Zafer. "
Kısa bir sessizliğin hemen ardından,

"Zafer? Beklemiyordum evlat sesini bile duymayalı o kadar çok zaman olmuşki çok şaşkınım."

Babam ve annem 7 yıl önce trafik kazası geçirmişlerdi kazada babam ölmüştü annem ise 6 gün sonra hastanede daha fazla dayanamayıp gözlerini hayata yummuştu. Ben reşit olana kadar bana amcam hem annelik hem babalık yapmıştı, deyim yerindeyse amcam bekar bir adam dahi olsa babamın emanetine kendi evladı gibi bakmıştı. Tabi o zamanlar asi bir çocuk olarak yaşadıklarımı kaldıramadım ve kendi hayatımı çizmek için amcamın yanından ayrıldım. Ayrılırken bana bir mektup vermişti. Mektubu üniversiteye başlayana kadar açmayacak, saklayacaksın demişti. Üniversiteye ilk başladığım yıl o mektubu açıp okumaya cesaret etmiştim. Mektupta şunlar yazıyordu ;

"
Sevgili Torunum,

Bilirsin sen benim torunlarım arasında ilk göz ağrımsın. Sana karşı bu mektuba yazacaklarımı söyleyemezdim ve o sebepten bu mektubu yazmayı ve zamanı gelince okumanı uygun buldum. Benim aile mirasımı vakıflara bağışladığımı biliyorsundur. İşte o mirasın aslında tamamını vakıflara bağışlamadım. Çok düşündüm ve aldığım bu kararı ve sonrasını sana en doğru şekilde anlatmanın yolunu ve sanırım en doğrusu herşeyi olduğu gibi anlatmak.

Oğlum, torunum, günden güne hayata tutunmak daha zor bir hale geliyor. Benim iki oğlum vardı ve ikiside hayata tutunmayı başardılar ve kendi maddi güçlerini ellerinde tuttular. Biliyorum sende baban gibisin ve aynı yolda emin adımlarla gidiyorsun. Senden şüphem yok ama hayattan şüphe duyuyorum. Bir gün dara girersen şayet diye sana mirasımdan bir pay bıraktım. Bu mirastan bıraktığım payı sana sadece bir şart ile kullanıma sunmasını rica ettim Seda Hanımdan, kendi okul masrafları ve devamında yapacakları için nakite çevrilmesi ve zor durumlarda kullanılması. Hayat bu torunum şuan dünya kadar malım var ama bundan tam otuz altı sene evvel günlerce aç gezdiğimi bilirim. Demem o ki bir gün sağlık, eğitim gibi durumlarda zora düşersen bu mirası kullanabilirsin aksi halde mirasım, sen evlenene kadar dokunulmaz halde duracak.

Zafer'im güzel niyetinden, güzel huyundan, merhametinden ve mütevazı tavrından ödün verme. Seni çok sevdiğimizi bil. Allah yolunu bahtını açık etsin. Gözlerinden öpüyorum.

Deden...
"

" Amca çok vahim bir durum var bana yardım eder misin? "

" Söyle koçum, elimizden geldiğince evelallah. "

" Amca, hayatımın baharı sevdiğim kadın hastanede yatıyor. İyileşmesi için büyük bir para gerek. Sanırım ne demek istediğimi anlamışsındır. Seda Hanımı bulmam lazım. "

" Ne kadar bir miktar lazım? "

" Şuana kadar bulup buluşturduğumuz dahil üçyüz seksen beş bin lira. "

" Benden haber bekle, Seda Hanımı bulup sana döneceğim. "

" Amca, tekrar sesini duyduğuma sevindim. "

Sanırım biraz gözleri dolmuş olacak ki güldüğünü duyarken burnunu çektiğine eminim.

Beklemekten başka çarem kalmadı.

Dua etmek için kendime sakin bir yer aramaya başladım. Hemen hemen beş dakika yürümüştüm ki ara sokaklara girdim ve loş ve rüzgarı çok almayan bir yer buldum. Oturdum. Yolu, denizi izlerken gözlerimin dolması beni rahatlatır gibi olurken akmaya başlayan yaşlar suratımda ateş etkisi yaratıyordu. Kardelen orada yatarken ben onun yanına gitmeye korkuyordum. Yinede hocanın söyledikleri her an aklımda. Umut...

Telefonum aniden çalmaya başladı, arayan Amcam...

KardelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin