Yabancı

147 12 2
                                    

Odamda depresyon modundaydım. Ağlıyor çikolata yiyip dizi izliyordum. Kapı çalınca aşağı indim. Kapıyı açtım.

"Sen kimsin?"

"Scott'ın bi arkadaşıyım. Tyler ve sen de Grace olmalısın."

"Evet ama Scott evde yok."

Kapıyı kapatacaktım ki:

"İçeride bekleyebilir miyim?"

"İyi. Gir."

İçeri girdi ve koltuğa oturdu. Yabancı bir şey falan çalar diye onunla oturacaktım ki üstümde Hello Kity'li şort tişört pijamalarımın olduğunu fark edince yukarı çıkıp üzerime kot ve tişörtümü giydim.

"Ee noldu?" diye sordu.

"Anlamadım."

"Gözlerin kızarmış. Ben gelmeden önce ağlıyormuşsun."

"Bundan sanane. Ayrıca televizyonda acıklı bir film vardı. Bu yüzden ağladım."

"Televizyonun fişi prizde değil. Ayrıca yanından geçerken kolum değdi. Sıcak değildi. Bir film iki saat sürse televizyonun ısınmasını gerekirdi. Yani yalan söylüyorsun."

"Beni sorguya falan mı çekiyorsun?"

"Hayır sadece problemini paylaşıp rahatlamanın iyi olacağını düşündüm."

"SADECE HAYALLERİMDE OLAN, BENİMLE ASLA İLGİLENMEYECEĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜM BİRİYLE SEVGİLİ OLDUM. AMA ONU TELEFONLA KONUŞURKEN SADECE BİR İDDA İÇİN BENİMLE OLDUĞUNU SÖYLERKEN DUYDUM. ÇOK ACI ÇEKTİM. BANA SADECE İLK BAŞTA ÖYLE OLDUĞUNU SONRA BANA AŞIK OLDUĞUNU SÖYLEDİ. BEN DE ONA İNANDIM VE IKI GÜN ÖNCE ONA BARIŞTIĞIMI SÖYLEMEK İÇİN BARA GİTTİM VE ONU KUCAĞINDA BİR KIZLA YAKALADIM. ÖĞRENDİN İŞTE ŞİMDİ MUTLU MUSUN?"

Yere çöküp ağlamaya başladım. Yanıma çöktü ve bana sarıldı.

"Git yanımdan." diye bağırdım.

"Şşt. Sakinleş. Her şey yoluna giricek. Tamam mı?"

Yavaşça yanıma yaklaştı. Başımı omzuna koydu. Kalkmak için hareketlendiğimde

"Sarılmak iyi hissettirir Grace. Arkadaşça. Derince nefes al."

"Tamam. Daha iyiyim." dedim ve yerden kalktım.

"Hava almaya çıkmak ister misin?"

"Hayır. İstediğim hiçbir şey yok. Tamam mı? Benimle muhatap olma yeter."

"Ama açık hava.."

"Sana ve tavsiyelerine ihtiyacım yok."

Kapı çaldı. Sonunda Scott geldi diye düşündüm. Kapıyı açtım.

"Git buradan."

"Beni bir dinlesen."

"Seni kaçıncı dinleyişim Steven? Adını şifre diye yazsam yetersiz karakter diyecek sen hala konuşuyosun."

"Ama.."

Steven'ın sözünü içeriden gelen ses kesti.

"Sevgilimin yanına yaklaşırsan seni öldürürüm."

Tyler ne zamandan beri sevgilimdi?

"Grace'in tek sevgilisi benim. Benden başka kimse yaklaşamaz ona. Grace beni seviyor." dedi Steven.

"Hayır gerizekalı. Senden nefret ediyorum. " dedim.

Sonra kapıyı çarptım.

"Biraz önce ne dedin?"

"Seni rahat bırakması için sevgili olduğumuzu söyledim."

"Şey...teşekkür ederim. Ve sana kaba davrandığım için de özür dilerim. Sinirlerim biraz bozuk."

"Önemli değil,Grace. Sanırım Scott da gelmeyecek. Ben gitsem iyi olur."

Dışarı çıktı. Bahçe kapısından çıkarken "Görüşürüz." diye seslendim.

Eve girince Isabel'i arayıp çağırdım. Soffie büyükannesindeydi.

Isabel gelince ona son olanları anlattım. İlk önce Steven'a sövdü sonra da "Şu Tyler garip birine benziyor." deyip kıkırdadı.

"Sen napıyorsun?"

Diye sordum. Benim problemlerimden onun hakkında konuşmaya zaman kalmamıştı.

"Aslında bir dergi için karikatür çiziyorum."

"Bu harika Isabel! İyi para veriyorlar mı bari?"

"Evet benim için yüklü bir miktar."

"Çok sevindim!"

Isabel'e sarıldım. Sonra annesi aradı ve eve gitti.

Ah,bu evde yalnız kalmaktan nefret ediyorum. En iyisi Montana'ya gitmek.

Hazırlanıp dışarı çıktım. Üzerimde anlam veremediğim bir neşe vardı sanki.

***

Yine o meşhur sokağa gelince Joe'nun evinin önüne geldim. Zile bastım. On - on beş saniye sonra kapı açıldı. Sabahın erken saatlerinde gelmiş olmamdan karşımda gözlerini kısmış, uykulu bir Joe vardı. Üstünde bir şey yoktu ve altında bir şort vardı.

"Günaydııınn." dedim neşeli bir ses tonuyla. Bana şaşkınca bakarken onu ittirip içeri girdim. Elimdeki keki masaya bıraktım.

"Sana kek yaptımm."

"Tamam. Teşekkür ederim. Ama bu kadar erken getirmek zorunda mıydın?"

Küsmüş gibi yapıp kollarımı bağladım.

"İstemiyorsan giderim."

Çantamı alıp kapıya doğru yürüdüm.

"Ya dur. Gitme."

Kolumdan tutup beni çevirince ayağım kaydı. Yere yapışacakken Joe beni tuttu.

Çok yakın olmuştuk. Joe dudaklarıma bakıyordu. Sanki...sanki şey olacakmış gibi. Beni öpecekmiş gibi.

Hemen doğruldum ve kollarının arasından çıktım.

O da kendini toparladı.

"Peki bu ziyareti neye borçluyum hanımefendi?"

"Bana sarhoş olduğum zaman falan çok yardımcı olmuştun. Teşekkür etmek istedim."

"Rica ederim."

"Ben gitsem iyi olur."

"Tamam görüşürüz."

"Hoşçakal."

İmkansızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin