Önceki Bölümden :
Kerem arkasını dönüp hızla sahilden uzaklaşırken Zeynep'in az önce söylediği sözleri bir kez daha düşünüyordu. Gerçekten böyle mi görüyordu kendini ? Umursamaz, kafaya takmayan bir serseri ? Hiç böyle düşünmemişti oysa ki o buraya gelmeden önce olacakları. Aklında daha güzel, daha masum şeyler vardı. Türlü şebeklikler yapıp Zeynep'in yüzünü biraz da olsa güldürebilecek, ona kendini affettirecekti. Böylece aralarını düzeltecekti.
Meğer Zeynep başından beri böyle düşünüyormuş, meğer başından beri benden nefret ediyormuş diye düşündü kendi kendine. Gözünden bir damla yaş düşerken hırsla sildi göz yaşını. Madem o benden uzak durmak istiyor, ben de ondan uzak dururum, yeter ki onu daha fazla üzmeyeyim diye düşünürken arabaya bindi ve doğruca bara sürdü. Onu gerçekten de takmayacaktı artık. En azından, deneyecekti ...
Yeni Bölüm :
Kerem'in Ağzından :
Bara gittiğimde her zamanki yerime geçip oturdum. Garson beni görmüş olacak ki koşar adımlara barmene gitti ve muhtemelen her zamanki içkimden söyledi. Ben de arkama yaslanıp içkimin gelmesini beklerken etrafa bi göz gezdirdim.
Klasik manzara. Yine serseri erkekler ve etraflarında birçok kız. Aslında dışarıdan bakılırsa ben de öyleydim. Gerçi serseri olduğumu o kadar da umursamıyor, hatta serseri olduğumu düşünmüyordum ama Zeynep'in o sözlerinden sonra ...
Garsonun içkiyi getirip başımda beklemesiyle kafamı zoraki bir biçimde kaldırdım ve kaşlarım çatık, her an patlayacak gibi garsona bakmaya başlayınca korkmuş olacak ki hemen bulunduğu yeri koşarak terk etti.
Önümde bulunan birayı elime alıp olduğu gibi kafaya diktim. Garsona elimle işaret yapıp bir tane daha getirmesini söyledim. Sanki yüzlerce bira içsem yine de sarhoş olamayacak gibiydim. O yüzden garsona elimle 3 işareti yaptım. O da beni bekletmeden çabucak 3 birayı önüme koydu. Bir tanesini alıp hiç dşünmeden tekrar kafaya dikerken iyice arkama yaslandım ve düşünmeye başladım.
Zeynep'in sahilde söyledikleri nedensiz bir şekilde çok ağır gelmişti. Bu kadarının beklemiyordum açıkçası. Benim aklımda başka şeyler vardı. Gerçi ne bekliyordun ki Kerem ? Kızı zorla öptün, yetmedi intiharına sebep oldun, yetmedi her yerde lanet gibi etrafına çıktın, o da yetmedi kızı kandırıp yine öptün. Kusura bakma ama kızın yaşadığına resmen dua etmelisin Kerem.
Ama bu sefer dersimi aldım ben. Artık dediği gibi gerçekten de onu takmayacağım. Ne karşısına çıakcağım ne de ona karşı birşey yapacağım. Onun için etkisiz eleman rolünü oynayacağım. Yeter ki artık o mutlu olsun, artık ağlamasın. Başka birşey istemiyorum.
1 HAFTA SONRA :Zeynep'in Ağzından :
Okula geldiğimde direkt olarak kafeteryaya girdim. Masalara göz gezdirirken bizim grubu görünce gülümsemem genişledi. Bir umut diyerekten pür neşe masaya doğru ilerledim. Herkes telefonunda birşeylerle uğraşıyordu. Fırsattan istifade en coşkulu sesimle konuşmaya başladım.
- Günaydıııın napıyorsunuz bakayım ?
Herkes bulunduğu yerden zıplayıp gülerek bana baktı. Kerem hariç. Az önceki konuşmamın ardından kısa bir anlığına telefondan kafasını kaldırıp bana baktı, daha sonra tekrar gözlerini telefona çevirdi. Az önceki bahsettiğim umudum hızlı bir şekilde koşarak uçurumdan atlarken az önceki neşeli halimin aksine suratsız ve solgun bir ifadeyle sandalyeye yerleştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvırcık ve Turuncu (ZEYKER)
Chick-Lit" Hala benim kıvırcığımsın değil mi ? " derken sesi titrek çıkmıştı genç adamın, gözündeki yaşlar hazırda bekliyordu. Genç kız cevap veremedi. Onun yerine eskiden tek güvendiği sığınağı olan zümrüt yeşili gözlerinden çekti gözlerini. Bir daha ne zam...