19. Bölüm : Nefretle başlayan aşk mı olur ya ?

2.8K 90 14
                                    

Merhaba böcükleriiiim. ^-^
Biliyorum bölüm gecikti ama inanın hiç hevesim de yoktu. Çünkü yazdığım o kadar bölüme rağmen ne beğeniler fala ne de yorumlar. Gerçekten çok üzülüyorum bu duruma ve elimden birşey gelmiyor.

En azından siz destek verseniz gerçekten motivasyon açısından iyi olur. Yazma isteğim yavaş yavaş geçmeye başladı çünkü.

Bu arada umarım bölümü beğenirsiniz çünkü bu kadar dersimin arasında çok iyi bir performans sergiledim uzunluk bakımından. Yine de siz karar verin. Bu arada multimedia'daki gifle aşk yaşıyorum. Şarkıyı da umarım beğenirsiniz. Bölümle birlikte okumanız tavsiye edilir.

Beni anlayacağınızı umuyorum. Sizi seviyoruum. xoxo ♥

( ÜSTTEKİ KISMI OKUMADAN GEÇMEYİN )

Önceki Bölüm :

- Ya bi dakika ya ! Ne oluyor biri bana söyleyecek mi acaba ? Nereye götürüyorsun Kerem'i Berk ?
- Zeynep Kerem'in vişneye alerjisi var ! Hastaneye götürüyorum.

Oh My God !! Allah'ım bu gariplikler neden hep beni buluyor ?! Tek bir kere de normal bir insdn çıksa karşıma ne olurdu sanki ? Tekrardan ufak çaplı bir çığlık atarken benim canım vişnemin nasıl böyle bir bela açtığına mı şaşırsam, yoksa Kerem'e ettiğim içten bedduanın gerçekleştiğine mi şaşırsam bilemedim. Allah'ım bu gariplikler neden hep beni buluyor ?!

Yeni Bölüm :

Bir adım atsam bin adım uzağına düşüyorum sanki ...

Medcezir / Mira

Zeynep'in Ağzından :

Tek şerit film gibi saniyeler içinde gelişen bu olaylar karşısında sadece poker face bakmakla yetinebiliyorum. Berk'in hızla ayağa kalkışı, telaşla koşuşturması ve öksürüklerle boğuşan Kerem'i kolundan tutup çıkışa doğru götürmesi, benim ise hiçbir şey yapmadan ayakta kalışım.

Az önce vişne alerjisi mi dedi o ? Hadi ama. Bir insanın peynire, çiçeğe ya da fıstığa alerji olması gerekiyor. Şirin mi şirin, kırmızı mı kırmızı, cezbedici bir vişneye değil ! Ne istedin benim küçük, tatlı (!) vişneli kekimden turuncu ! Sen onu nasıl alerjiyle suçlayabilirsin ? O masum, küçük bir meyve, kimseye bir zararı yok. Sen hariç. Anormal insan. Pis insan.

- Zeynep oturmayı düşünüyor musun ?
- Hayır.
- Ne düşünüyorsun peki ?

Şu an düşündüğüm şeyleri bilmek istemezsin Rüzgar. Benim küçük tatlı vişnem, ne istedi senden turuncu abin ? Seni nasıl bu korkunç hastalıkla suçlayabildi ? Ah, aklım almıyor böyle birşeyi. Şu anda Kerem'i Pasifik Okyanusu'na atıp vişneli kekimle ona el sallamak, ve sonsuza kadar mutlu mesut yaşamak istiyorum.

Biraz abartıyor muyum acaba ? Hayır, asla. O pis Kerem, benim masum vişnemi suçladı. Hem de hastalıkla ! Kabul edilecek birşey değil bu !

Hayvan. Bari hepsini yemeseydin de bana bıraksaydın. Şimdi ağlayacağım yeminle.

- Zeynep'cim seninle biz bi tuvalete gidelim mi ?

Kolumun üzerinde hissettiğim elle irkiliyorum ve Alina'ya dönüyorum. Balık gibi yüzüne baktığımdan Alina da bana aynı şekilde bakıyor. Aslında şu an kaşları çatık bir havada bakmam lazım lan benim. Sinirliyim sonuçta. Allah'Im duygularımı bile yansıtamıyorum. Neler oluyor bana böyle !?

- Zeyneeeeeeeapp kime diyorum ?
- Bana Zeyneap deme Alina ! O öküz aklıma geliyor.
- Of be tamam. Zeynep'cim, canım, ciğerim tuvalete gidelim mi ?
- Ha, iyi olur. Baştan niye söylemiyosun Alina ya !
- Zeynep sen mal mısın numara mı yapıyosun ?

Kollarımı birbirine kavuşturduktan sonra adımlarımı basa basa tuvalete doğru yürümeye başladım. Alina'nın arkamdan geldiğini bildiğim için doya doya trip de atabilirdim aslında. Atsam mı ki ? Neyse. Sonraya erteleyelim onu.

Tuvalete gelince sertçe kapıyı açtım ve kollarımı birbirinden ayırmadan ona bakmaya başladım. O da bana aynı şekilde bakınca gülesim gelse de ciddili temamdan vazgeçmedim.

- Zeynep niye böyle davranıyosun Kerem'e ?
- Vat dedin gulüm ?
- Ne sorduğumu gayet de iyi anladın Zey, cevap ver bana .

- Ha, cevap istiyorsun , al sana cevap o zaman. O adını bile anmaya layık bulmadığım adam ilk önce beni kandırıp kendine bağlıyor, sonra bir hata yapıyor özür istiyor ve ben mal gibi kabul ediyorum ve o sonra bir daha bir öküzlük yapıyor ve tekrar af diliyor. Ben tam affettim diyorum bu sefer herşey yoluna girdi bi öküzlük yapmaz, bu sefer soğuk davranmaya başlıyor, kavgalar falan. Hadi onu geçtim sen benim arkadaşımı nasıl döversin ? Sonra tam hesap sorucam beni çekip öpüyo, gerçi bundan hoşlanıyodum galiba. Aman ne diyorum ben ! Hadi herşeyi geçtim yeminle. Sen benim vişneli kekimi nasıl yersin ya ! Nasıl ? Vişneli kekimi. VİŞNELİ ! Sonra vişneye alerjisi var diye ona iyi davranmamı mı bekliyorsun ?

- Evet.

Oha lan ! Oha, çüş ! Ben bu kadar cümleyi bi günde kullanmıyorum. Vay anam vay. Öleyim ben kesinlikle. Hayır yani başka seçenek kalmadı yani.



- Alina sen is the manyak ?
- Yoo Zey'cim sende var mı ?
- Yok canım -yapmacık gülümser ve eski haline döner- .
- Kerem sana değer veriyor ve sen bunun farkında bile değilsin.
- Alina sen anlamıyosun galiba dediklerimi. Nefret ediyorum ben ondan. O da benden nefret ediyor.

Asıl sorun da buydu aslında. Benim ondan nefret etmem sorun yaratmazken onun benden nefret ettiğini bilmek içimi burkuyordu. Bu his .. Lanet olsun ki hiçbir kelimeyle anlatamıyordum bunu. Sanki birisi kalbimin üzerine çok ağır bir şey bırakıyormuş ve onu almadan gidiyormuş gibi. Acısını da ağırlığını da kalbim yerine ben çekiyorum sanki. Gözlerimin daldığını fark ediyorum yine. Kafamı hızlıca sallıyorum ve kendime geliyorum.

- Zeynep sen hiç nefretten doğan aşkı falan bilmiyor musun ? Gerçi nerden bileceksin ki, odunsun sen .
- Ayıp oluyor bak ama.
- Ne ayıp olacak be. Resmen su katılmamış odunsun Zey.
- Ya hem, nefretten başlayan aşk mı olur ya, çok saçma bence .

Alina bu sefer bana laf yetiştirmek yerine gözlerini deviriyor. Telefonundan gelen mesaj sesiyle irkiliyor ve telefonunu hırkasının cebinden çıkardıktan sonra tek kaşını kaldırarak mesajı okuyor . Ben de tam merak etmiş , kafamın ucuyla mesaja bakacağım ki telefonu benden çekip bana gözlerini kısarak bakıyor. " Offf " kelimesini bastıra bastıra suratına üflüyorum. Bu kız gerçekten beni deli ediyor. Net.

- Kerem'in ateşini düşürmeye çalışıyorlarmış, evine geçmişler ve bil bakalım kimin adını sayıklıyormuş ?
- Adospu ?
- O kim be !

Kıvırcık ve Turuncu (ZEYKER)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin