0.3

136 15 20
                                    

1. Yıl gayet normal geçmişti, Felsefe Taşı olayı dışında, tamam o kadarda normal değildi. Ama Quriel öldü, yani sorun kalmadı.

Flashback sonu.

Ama nerden 1. Sınıfta bilebilirdim ki hayatımın bu hale geleceğini?

Flashback 06/04/1992

Koşar adımlarla borulardan gelen sesi takip ediyordum.

Ve bir anda boru patladı, bu sefer geri geri koşmaya başladım. Asamı sıkıca kavradım ve bir sürü sersemletme büyüsü attım, hiç biri işe yaramadı. Olabildiğince gözlerine bakmamaya çalışıyordum yaratığın.

Arkamı döndüm ve bir cam ile karşılaştım, ve camdan yaratığın gözlerinin yansıması ile karşılaştım.

Son duyduğum şey Draco ve Harry'nin adımı bağırışıydı.

Draco'dan

Potter ile Crystal'a seslendik, ama çok geçti. Donmuş vücudu tam yere düşecekken onu tuttuk.

Ona doğru koşarken yaratık çoktan yine boruların arasına karışmıştı.

"Potter, Profesörleri çağır! Çabuk!" dedim Crystal'ı tutarken.

"Hayır! Onu hastane kanadına götürmeliyiz Malfoy!" dedi bana bağırarak.

"Harry! Hadi!" dedim ağlamaklı sesimle, hem bu halime hem de ona adı ile seslenmemin şoku ile öğretmenler odasına koştu.

Dudaklarımı ağlamamak için dişlerken duyduğum ayak sesleri ile arkamı döndüm. Weasley yavaş adımlarla bana doğru geliyordu. Dediklerimi duymuş muydu? Nolur duymamış olsun.

"Malfoy? O Crystal mı?" dedi endişeyle bana biraz daha yaklaştıktan sonra kucağımdaki kızı fark edince.

"Senin dudakların mı titriyor?" diye sordu. Korktuğum başıma gelmişti.

"Hayır." diye gözlerimi kaçırdım.

"Eminim öyledir."

"Uyandığında nolur ona söyleme."

Ron şaşkınlıkla bana bakıyordu. Sonra kendine geldiğinde konuştu.

"Ne duruyorsun burda kucağında donmuş bir kızla! Birini çağırsana!" dedi.

"Harry Profesörleri çağırmaya gitti." dedim. Ve tam o anda Profesör McGonagall, Snape ve Madam Pormfrey gelmişti. Harry'de önlerinde koşuşturuyordu.

Bizi gördüklerinde daha hızlı gelmeye başladılar.

"Noldu ona?" dedi Profesör McGonagall.

"Sırlar odası açıldı. Basilisk, Hogwarts'ın borularında dolaşıyor." dedim tek nefeste.

Crystal'ı Madam Pormfrey'in kollarına yavaşça bıraktım.

--

"Draco, Draco. Draco!" diye fısıldadığını duydum Weasley'nin. Ona doğru gittim,

"Noldu?" dedim merakla.

"Crystal, uyanmış. Hala hastane kanadında. Ama şuan yanında Hermione ve Harry var. 5 dakika sonra gidebilirsin." dedi. Crystal'a değer verdiğimi bir tek o biliyordu, zaten o da kazara oldu.

"Tamam. Teşekkür ederim, Ron." dedim adını bastırarak.

Hastane kanadına sevinçle gittim, beni görenler şaşkınlıkla bana bakıyordu. Çünkü ben genellikle somurturum, Crystal dışında beni güldürecek bir şey yok çünkü.

betrayal // malfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin