2.bölüm

40.4K 370 10
                                    

Tam yirmi gün boyunca devam eden düğün hazırlıklarından olabildiğince uzak durmaya çalıştım. Düğünde ikram edilecek yemekler, davetiyeler, kıyafetler.. 

gereksiz onca şey!

Üvey kardeşimi de mümkün olduğunca görmemeye çalışıyordum. Bana olan umursamazca davranışları, Etrafta ben yokmuşum gibi hareket etmesi beni çileden çıkarıyordu.. Annem mutluluktan havalara uçuyor john ise zengin kızlarla takılmaktan beni görmüyordu bile .

Görünmezdim. 

Ama bunu çok sorun etmiyordum. Dikkat çekmek genel olarak istemediğim bir şeydi zaten.

O gün büyük villanın koca salonunda oturmuş annemin davetiye seçmesine yardım ediyorduk. Zaten yeterince sıkılmıştım ve bu işten hemen kurtulmaya çalışıyordum. Etrafıma bakındım. Hizmetçiler oradan oraya koşuşturuyor, iki dakikada bir  bir şey ister misiniz?  diye yanımızda bitiyorlardı. Boğulmuşçasına johna baktım.. ama bundan zevk alıyordu. Lanet olsun bu işten sıkılan bir tek ben miyim? 

“söylesene lena sence bu kırmızı fiyonklu olan mı yoksa mavi üzeri desenli olan mı?” diye  sordu annem ellerindeki davetiyelere dikkatlice bakarak.. 

Yaklaşık iki saattir seçmeye uğraşıyordu, her seferinde bana soruyor  ve her şeyi en ufak ayrıntısına kadar inceliyordu.

“mavi desenli olan” dedim umursamaz bir tavırla.. 

“evet bence de” dedi “ ama sanki mavisi biraz fazla mavi gibi ne dersin?” 

Ahhh tanrım.. bana yardım et!

John bana bakıp kıkırdarken sinirden küplere binmiştim. 

“kes sesini seni gerize..” tam sözümü bitirecektim ki annem bana inanılmaz bir hızla döndü.. kelimelerimi yuttum ve kafamı öne eğdim. Sonuçta bu evde küfürlü konuşmak yoktu. Ne kadar sıkıcı.. 

“kes sesini sevgili kardeşim” diye sözümü tamamladım. Johnun  gülümsemesi daha da arttı. 

Annem memnun bir tavırla tekrar elindeki davetiyelere döndü. 

Bahçeden gelen seslerle kafamı o yana çevirdim. Üvey kardeşim will yanında birkaç ukala arkadaşıyla eve geliyordu. Üzerinde gömlek ve altına kot giymişti ve kibirli bir pislik gibi görünüyordu. Beni ona bakarken yakaladığında o lanet gülümsemesi daha genişledi ve kendini beğenmiş bir tavırla arkadaşlarına dönüp bir şeyler söylemeye başladı. 

“iyi misin tatlım kıpkırmızı oldun” 

Annemin sözüyle irkildim. Ellerimi yanaklarıma koydum gerçekten de alev alev yanıyordu. İçimden kendime küfürler yağdırırken :

 “iyiyim bir şeyim yok” diyebildim “ sadece biraz sıcak oldu, soğuk bir şeyler içmeliyim” dedim. 

“dur senin için buzlu bir çay söyleyeyim” dedi annem sevecen bir tavırla.. 

Bir an panikledim..

” yok yok gerek yok ben giderim kendim alırım”  dedim ve hemen masadan kalktım. 

Bahçede oturan üvey kardeşime görünmeden yan taraftaki odaya geçtim. 

Buradan kaçmanın tam zamanıydı. Bu akşam mahallemde büyük bir parti vardı ve ben oraya gitmek için can atıyordum. Bu aptal insanların kasıntı partileri yerine gerçek bir partiye gitmenin tam zamanıydı. Nasıl olsa düğün yarın akşamdı ve annem çoğu işi halletmişti bana gerek kalmadığına göre bu akşam istediğim gibi eğlenebilirdim.  Kapıdan yavaşça sıyışırken annemin bana kızıp kızmayacağı aklıma bir an için geldiyse bile bu düşünceleri kafamdan kovdum çünkü çok işi vardı ve beni düşünecek zamanı yoktu.. 

YaSaK BeDeNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin