Emir Can İğrek - Gönül Davası
***
"S-senin ne işin var burada?" Şaşkın sesiyle birlikte bana doğru birkaç adım attı. Güvenlik görevlisi ona geri dönemeyeceğini söylüyordu ama umrunda gibi görünmüyordu. Birkaç saniye sonra tam olarak karşımdaydı.
"Öylece gidebileceğini mi sandın?"
"Selin... Sen neyden bahsediyorsun? Hayatında beni istemediğini açıkça belli ettin." Dudağımda alaycı bir gülümseme oluşurken gözlerinin içine odaklandım. Bunu yapmam bile kalbimin hızlanmasına neden olmuştu. Verdiğim kararın doğruluğundan emin olmaya devam ediyordum.
"O seni sobelemeden önceydi. Bana hiçbir açıklama yapmadan, pes ederek gidecek miydin yani?" Sıkıntıyla elini saçlarından geçirdi ve onları dağıttı. Gözlerinin altı halka halka olmuştu. Yorgun gibiydi.
"Beni kabullenmeyecektin."
"Nereden biliyorsun aptal?!" Son zamanlarda olduğu gibi yine dolmuştu gözlerim. Hızla onları silmeye çalışırken konuşmama devam ettim. "Bu haksızlığı bana yapamazsın. Hiçbir şey olmamış gibi arkanı çekip gidemezsin. Ben kafayı yiyordum be!" Ellerimle silmeye çalışmam durdurmuyordu yaşlarımı. Doruk, ellerimi tuttu ve indirdi. Onun da gözleri dolmuştu.
"Ben kafayı yiyordum Doruk. Şu aptal kalbimin iki kişi için attığını sanıp kafayı yiyordum." Doruk şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırırken ellerimi bıraktı. Bir iki adım gerilerken ne söyleyeceğini bilemiyor gibi duruyordu. Gözlerini kırpıştırdı önce, doğruluğunu anlamaya çalışırcasına.
"Selin sen..?"
"Günlerdir aklımı kurcalayıp duruyordum. Ben böyle olamam deyip kendi kendimi yiyordum. Bilinmeyen'i sevdiğimi düşünürken senin karşında kalbimin atmaması gerekiyordu. Seni hayatımdan çıkarmak istedim evet çünkü çok fazla acı çektim ben Doruk." Aramızdaki bir adımı daha atıp elimi yanağına koydum. Şoka girmiş gibiydi. Benden duymayı beklediği şeyler bunlar değildi belki de.
"Aslında ne var biliyor musun? Boşver. Sebepleri, nedenleri boş ver. Şuan buradayım. Senin gitmene engel oldum çünkü muhtemelen uçağın şuanda kalkıyor. Ve en önemlisi..." Diğer elimi de kaldırıp yanağına koydum ve akan bir damla gözyaşını sildim usulca. Ardından usulca fıdıldadım yüzüne doğru.
"Seni seviyorum."
Dudaklarımda hissettiğim baskı gülmeme sebep olurken bizi kimin gördüğünü ya da ne düşündüğünü umursamadım. O an içimden nasıl geliyorsa öyle davrandım. Yıllardır etrafım insanlarla dolu olmasına rağmen yapayalnızdım. Yazdan beri ise insanlar tarafından dışlanmış, çirkin bakışlara maruz kalmıştım. Şimdi ise hiçbir şey umrumda değildi. Çünkü karşımda, sevdiğim adam vardı.
Yavaşça Doruk'tan ayrılırken uzun süre sonunda konuşmak için araladı dudaklarını. "Eğer rüyadaysam, komaya falan girmek istiyorum. Bitmesin bu an." Söylediği şeyle beraber gülümsedim. "Hayır Bilinmeyen, tam olarak birkaç dakikadır yaşadıkların gerçek. Karşında Selin Derin Doğan var ve sana sırılsıklam aşık oldu."
Farklıydık. Ben üzerimde pijamalarımla, o ise bir elinde valiziyle diğer elini belime sarmış bir şekilde duruyorduk. Saçlarım dağınıktı. Onunkiler de öyle. İkimiz de ağlıyorduk fakat bu mutluluktandı. Belki de hayatımızda ilk defa mutluluğu gerçekten bulduğumuzdandı.
"Selin Derin Doğan. Karşındaki, mutluluktan ağlattığın bu adam, Doruk Eroğlu sana ömrünü adayacak kadar aşık."
Gözlerimdeki mutluluk gözyaşlarıyla birlikte Doruk'a sımsıkı sarıldım. Birkaç gün öncesine kadar böyle bir anı yaşayacağım aklımın ucundan bile geçmezken şimdi karşımdaydı ve ona sarılıyordum. Hayatımın en büyük dengesizliğini Doruk'u, Bilinmeyen'i, hayatımdan çıkarıp daha sonrasında ona koşarak yapmıştım. Ve bu hayatımdaki en güzel dengesizlikti.
***
Ay ay ayy dayanamadım yazdım bölümüü slskdjsksk Artık resmi olarak da kavuştuklarına göre bu akşam huzurla yatabilirim lskskwks Bilinmeyen, Bilinmeyen dediniz getirdim işte Bilinmeyeni ;)
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN IŞIĞI [ Texting ]
Teen Fiction0537 *** ** ** : Bugün, doğum günün. 0537 *** ** ** : Bugün, doğum günüm. 0537 *** ** ** : On yedinde on sekiz olmak tarifsiz bir duygu.