kırk altı

12.2K 655 39
                                    

Benden Sana - Nil Karaibrahimgil

***

"Dün akşam yemekte çok sessizdin. Kötü bir şey olduğunu düşünmüştüm." Doruk sözlerim üzerine önce şaşırsa da daha sonrasına gülümsedi ve yatakta iyice yayılarak yandaki yastığı eline aldı.

"Sadece mutluydum."

Yanındaki boşluğa otururken "Mutluydun ve?" diye sordum.

"Ailemle bir masada yemek yiyordun Selin anlatabiliyor muyum? Uzun zamandır bunu bekliyordum ben. Babamın seninle konuşurken benimle uğraşmasını, annemle iyi anlaşmanızı hatta Can'ın sana bayıla bayıla bakmasını bile bekliyordum." Sözleri gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Bu şekilde güzel seven bir adam neden daha önce karşıma çıkmamıştı ki? Yemekten sonra Işıl abla ile olan konuşmamız gelmişti aklıma. Doruk, beni gerçekten uzun zamandır bekliyordu.

"14 yaşından beri değil mi?" Doruk sorumla birlikte şaşırarak duruşunu dikleştirdi ve bana baktı. Ne diyeceğini bilemeden gözlerini kaçırdı ardından.

"Biliyorum Doruk. 4 yıldır beni sevdiğini ve eve hep üzgün gittiğini biliyorum. Ben gülüp eğlenirken senin beni uzaktan izlediğini biliyorum. Neden söylemedin Doruk? Neden o kadar acı çektin?" Ayağa kalktıktan sonra penceremin önüne gitti. Fakat birkaç saniye bile dolmadan geri döndü ve yatağımın ucuna geldi.

"İşte bu yüzden. Sen kendini suçluyorsun Selin oysa senin hiçbir şeyden haberin yoktu. O yaşımda sokağımıza taşınan o güzel kıza aşık oldum ben ve hala da o güzel kıza aşığım. Seni hiç kazanmadan kaybetmek, seni ürkütmek istemedim. Hem daha kaç yaşındaydık ki? Anlamazdın Selin. Kaybederdim seni." Gözlerimden süzülen bir damlayı silmeye çalıştım. Hayatım boyunca ağlamayan ben şimdi mutluluktan, duygusallıktan, her şeyden ağlayasım geliyordu.

Ayağa kalkıp karşısına dikildim ve "Sen ne güzel bir adamsın," dedim. "Keşke o zaman da çıksaydın karşıma. O zaman da seni böylesine sevseydim. Ama haklısın, o yaşımda anlamazdım belki de seni." Ellerimi yanaklarına yerleştirdim ve gözlerine baktım.

Yüzümde kocaman bir gülümseme varken "Seni çok seviyorum," diye fısıldadım bir kere daha. Hayatım boyunca binlerce kez de söylesem sıkılmazdım bu kelimelerden. Tıpkı hayatım boyunca onu severken sıkılmayacağım gibi.

"Ben de seni çok seviyorum gün ışığım."

"Selin! Ben geldim kızım neredesin?!" Gözlerim kocaman olurken Doruk'a sarılmak için uzattığım kollarımı indirdim. Allah'ım ben ne şanssız bir kızdım böyle?

"Annem geldi! Doruk annem geldi. Ne yapacağız biz? Yatağın altına gir. Olmaz orası çok küçük. Bittik biz bittik. Annem seni öldürür."

"Selin sakin olur musun? Kimsenin buraya çıktığı yok. Sadece aşağı in ve anneni idare et." Panik halim sözleriyle bile geçmiyordu. Eğer annem onu şuan burada görürse hayatı boyunca Doruk'u kabul etmezdi.

"Doruk annem seni görürse biteriz anlıyor musun?"

Üzerindeki o büyük sakinlikle tıpkı az önce benim yaptığım gibi ellerini yanaklarıma koydu ve "Biliyorum sevgilim. O yüzden sen şimdi aşağı iniyorsun ve ben her şeyi hallediyorum tamam mı?" dedi.

Derin bir nefes alıp başımı salladım. Tamam yapılabilirdi.

"Selin! Neredesin kız?!"

"Geliyor! Ben gidiyorum sen banyoya falan gir." Hızlıca Doruk'u itikledim ve kapıyı açıp merdivenlere koştum.

"Geldim en sevdiğim anneciğim."

"Kaç tane annen var sanki senin deli?" Yüzüme konduruduğum yapmacık sırıtışımı bozmadan merdivenin ucundaki annemin yanında durdum. Tamam iyiydim.

"Bin tane de olsa en çok seni severim."

Çok iyiydim.

"Nereden geliyor bu sevgi halleri? Bir şey mi isteyeceksin?" Gözlerimi devirip annemin koluna girdim ve onu salona yönelttim.

"Ne isteyeceğim sanki anne ya? Sevemez miyim seni?"

Yan yana koltuğa otuturken "Seversin seversin de bir haller var sende," diye inanamayarak konuştu. Ne halleri ya? Bence gayet iyiydim.

"Yok annem ya gayet monotonum. Hiçbir ekşın yok." Gözlerini bir süre daha üzerimde oyalandırdı ve sonunda inanarak eline kumandayı aldı. Geliyor yine annemin gönlünün sultanı, arkası yarın pembe dizi kuşağı.

Çalan zille birlikte içimden şansımı yoklamaya çalıştım. Daha kim gelecekti ki şu eve? Allahım babam mıydı yoksa? Şuraya düşüp bayılırdım.

"Kalk kapıya bak benim dizim başladı." Kapıya bakmaya gidersem Doruk'u ve annemi arkamda bırakmış olurdum. Ne olursa olsun bunu göze alamazdım.

"Anne sen baksan olur mu? Benim bileğim burkuldu sanırım merdivenlerden inerken." İnandırıcı olsun diye bileğimi de ovalamaya başladım. Bence inanmalıydı.

"Ben sana demiyor muyum şu merdivenleri inerken yavaş ol diye. Beni dinleyen kim ama? Bir ara gitti deli hallerin dedim yine başladın son zamanlarda. Neyse ama böyle iyisin durgun hallerin yakışm-" Annem söylenerek giderken sesinin kesildiğini fark ettiğimde şaşırdım. Annem asla söylenmesini yarıda bırakmazdı. Kapıda kim olursa olsun.

Koşarak annemin yanına giderken bilek yalanımın ortaya çıkması umrumda değildi. Köşeyi dönüp kapıya baktığımda kalbimin atmayı bıraktığını hissettim.

Doruk, yüzündeki sırıtışla annemin tam gözlerinin içine bakıyordu.

İşte şimdi bitmiştik.

***

Selam♡ Biliyorum bu sefer bölüm çok geç geldi ve siz de azıcık sövdünüz wkdkekdk Okul başladı falan derken yazmaya fırsatım olmadı. Gecenin Mührü'ne de bölüm yazmaya çalıştığım için ikisi aynı anda gitmedi maalesef.

Umarım bu bölümü sevmişsinizdir. Bölüme gelen ilgiler yazma isteğimi daha bir arttırıyor söylemek istedim :)

Sizi seviyorum♡

GÜN IŞIĞI [ Texting ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin