Bölüm 4 - İhtiyaç Odası

3.1K 202 28
                                    

"Kediler, kocaman kediler. Paten kayarken, sosis pişirmemi istiyorlar!" diyerek uyandı Sirius. Gözünü açtığında sabahın güneş ışıklarıyla karşılaştı. Ne kadar gözü kamaşmış ve bundan rahatsız olmuş olsa da gözünü kapatınca tekrar o kedileri görmek korkusuyla gözlerini kapamadı. Her sabah uyandığında yaptığı gibi gerindi. Gerçi sabahları kendisi uyanmazdı. Hep James, Remus veya Peter onu uyandırırdı. O zaman da ayağa kalkmamak için direnirdi. Kim bilir şimdi onlar ne yapıyordu. Belki de tüm Hogwarts onların kayboluşlarıyla çalkalanıyordu. Sirius iç çekti ve hayal etti. Gazete manşetlerinde ne yazdığını düşündü.

"Üç Hogwarts öğrencisi esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu! Sirius Black, Lily Evans ve James Potter adlı öğrenciler birkaç gündür kayıp durumdalar. Öğretmenler Hogwarts'taki en başarılı üç öğrencinin kaybolmasının bir nedeni olduğunu düşünüyorlar. Onlara göre bir kaçırılma vakası! Bazılarına göreyse kaçırılan tek kişi Lily Evans. Yıllardır ona hayranlık duyan James Potter, en yakın arkadaşı Sirius Black'ten yardım alarak gençlik aşkını kaçırmış diyenler de var. Peki, Hogwarts'taki en yakışıklı iki öğrenci nereye gitmiş olabilir?" Tabi ki Sirius bunları kafasından uyduruyordu. Ama yine de son cümlelere gülümsedi. Yattığı yerden kalktı ve doğruldu. Zaman yolculuğu onu etkilemiş olmalıydı. Çünkü kendi kendine uyanmıştı. Ve erkenden. Bu arkadaşlarına göre bir mucizeydi. Hatta Peter ve James iddiaya bile girmişlerdi. James, bir gün Sirius'un kendi kendine uyanabileceğini iddia etmişti. Peter'ın James'e beş Galleon borcu vardı. Bu düşünceyle bir daha gülümsedi. Kafasını yana çevirdiğinde James'in yatağının boş olduğunu gördü. Hiç bozulmamıştı. Odada ayakta olan kimse de yoktu. Dışarı çıkmış olması mümkün müydü? Sessizce odanın içinde birkaç adım daha ilerledi. Ve gördüğü şeyle bir kahkaha attı. Ama kahkahasına kimse uyanmamıştı. Gördüğü manzara şöyleydi. Lily yatağında normal bir şekilde, olan bitenden habersiz uyuyordu. James ise yanına kıvrılmış, yarı oturur yarı uzanır bir pozisyondaydı. Eli kızın saçlarındaydı. Tıpkı sevgililer gibi duruyorlardı. Sirius bir kez daha kıkırdadı. O sırada aklına hınzır bir fikir geldi. Yüzüne Çapulcular'la birlikte bir iş yaparken yerleştirdiği gülümsemesi kendi kendine ortaya çıktı. Ne zaman sinsi ve komik bir şey yapacak olsa bu şekilde gülüyordu. İhtiyaç Odası'ndan hemen bir fotoğraf makinesi diledi. Anında fotoğrafı çıkaranlardan. Masanın üstünde tıpkı düşündüğü gibi bir fotoğraf makinesi belirdi. Makineyi eline aldı ve yatağa doğru doğrulttu. Yatağı ve buranın İhtiyaç Odası olduğu anlaşılacak kadar bir kısmı da karenin içine aldı. Parmağını tuşa yaklaştırdı, yaklaştırdı ve tuşa bastı. Patlayan flaşla birlikte James yerinde kıpırdandı. Sirius az sonra onun uyanacağını anlayınca hemen yatağın diğer tarafında çömeldi.

James gözlerini açtı. Az önce bir ışık gördüğüne emindi. Herhalde güneş ışığıdır diye düşündü kendi kendine. Nerede olduğunu kavraması uzun sürmedi. Lily'nin başucuna kıvrılıp uyumuştu. İstemsizce gülümsedi ve onu izlemeye koyuldu. Sirius gizlendiği yerde kahkahasını tutamamıştı. Sonra da ortaya çıktı. James onu görünce şaşırdı ve hemen toparlandı. Sirius hayali birini öper gibi yaptı. James yataktan indi ve:

"Pati ne yapıyorsun? Şimdi de bizi gözetlemeye mi koyuldun?" Sirius gülümseyerek cevap verdi.

"Asıl sen ne yapıyorsun dostum. Bir kıza uykusunda yaklaşmak ve ondan habersizce yanında uyumak çok yanlış bir davranıştır. Ama eğer o kız Lily ise yanlıştan çok tehlikelidir." Yine gülmeye başladı. O sırada James ona sıkı sıkı tembihledi.

"Bundan kimseye bahsetmeyeceksin. Tamam mı?" O sırada Sirius'un boynuna astığı bir şeyi gördü. Bir makineydi. Bir fotoğraf makinesiydi. O sırada makinenin içinden kare şeklinde bir kâğıt çıktı. Sirius kâğıdı eline aldı ve James'e doğru salladı.

"Geç kaldın dostum."

"Ver onu bana!"

"Ancak rüyanda." diye tamamladı onu Sirius. James fotoğrafa doğru bir hamle yaptı ama Sirius geri çekildi. Ve kovalamaca başladı. Odanın içinde koşmaya başladılar. James,

"Ver onu bana!" diye bağırıyordu. O sırada Lily uyandı. Onun erkekler gibi uykudan sonra kendine gelmeye ihtiyacı yoktu. Kalkıp hiç uyumamış gibi normal davranırdı. Gözünü açtığı anda yerinde doğruldu ve:

"Neden ortalıkta koşup duruyorsunuz? Bağırmayı da kesin! Ne yapıyorsunuz siz?" diye sordu. James ve Sirius hemen Lily'ye döndüler ve aynı anda:

"Hiçbir şey." dediler. Sirius fotoğrafı Lily'den saklamayı unutmadı.

"Ne zaman uyandınız?" diye sordu Lily.

"Az önce." diye cevap verdiler aynı anda. Lily aynı anda cevap vermelerinden şüphelenmişti ama üstüne gitmedi. O sırada James ve Sirius ağızlarını oynatmadan telepatik bir yolla yani birbirlerinin gözünün içine bakarak konuşmaya başladılar.

"Pati, sakın. Lily'ye bunu gösterirsen çok kötü olur. Hem rezil olurum. Ayrıca benden çok fotoğrafı çektiğin için sana kızar!" dedi gözleriyle.

"Ne o, şimdi de Lily'ye göstermeyeyim diye tehdide mi başladın Çatalak?" diye cevap verdi gözleriyle.

"Gerekirse, evet!" diye kızdı James, tabi ki gözleriyle

"Merak etme dostum, göstermeyecektim. Ama sen böyle diyerek kalbimi çok kırdın, çook." Tabi ki Sirius'un son cümlesi şakaydı. Ve konuşmadan konuşabilmeleri yani birbirlerine bakarak anlaşabilmeleri onlara hep çok komik gelmişti. O sırada Lily, odadaki lavabo bölümüne gitti. -Evet, odada lavabo bölümü vardı.- Elini yüzünü yıkadı. Geri döndüğünde Sirius ve James sakinleşmişti. -Çünkü James, Sirius'un fotoğrafın arkasına yer ve tarih de attığını fark etmemişti.- Lily, James'in bozulmamış yatağını görünce:

"James, sen uyumadın mı?" diye sordu. James masanın başında oturduğu sandalyesinde duraladı, sonra cevap verdi:

"Şey... uyudum ama... kanepede!" Lily yine onların davranışlarını tuhaf bulmuştu. Yine üstünde durmadı. Geldi ve masaya oturdu.

"Evet çocuklar. Bir sorunumuz var. Dünden beri bir şey yemedik ve İhtiyaç Odası yemek gereksinimimizi maalesef karşılamıyor. Hogwarts'ın mutfağından yemek aşırmamız gerek." Aşırmak ve Lily. Bu kavramlar çok zıt geldiği için James ve Sirius anlamamış gibi ona baktılar. Lily ne düşündüklerini anlayınca:

"Hayır, mutfağa asla ben gitmem. İkiniz dönüşümlü gideceksiniz." James ve Sirius buna şikâyet etmezdi çünkü Hogwarts'ta dolaşma fikrini sevmişlerdi. Masada biraz oturduktan sonra James ayağa kalktı ve:

"Ben mutfağa gidiyorum. On veya on beş dakika sonra burada olurum." dedi. Pelerini aldı ve pelerinle birlikte dışarı çıktı. Tıpkı söylediği gibi on beş dakika olmadan döndü. Birlikte yemekleri yediler. Sonra James ayağı kalktı ve:

"Dışarıda bir şey ilgimi çekti. Ona gidip bakacağım. Hemen dönerim."

"Neye bakacaksın?" diye sordu Sirius.

"Önemli bir şey değil." dedi. Lily ısrar edecekti ama bunu yapamadı çünkü geri dönmek için yollar arıyordu. James pelerinle birlikte dışarı çıktı. Lily ve Sirius da onu beklemeye koyuldular. Aradan beş dakika,

...on dakika,

...on beş dakika,

...yarım saat,

...bir saat geçti. Ve bir saat daha. Ve bir saat daha. Ama James, geri dönmedi.

Çapulcular - Zaman Yolculuğu KehanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin