"Artık gelebilir miyim?" diye seslendi Sirius. Sonra da cevabı beklemeden arkasını dönüp arkadaşlarına doğru yürüdü. Zaten o sırada onların çoktan kalkmış olduklarını gördü. Yanlarına gitti. Sanki normal bir Hogwarts günündeymiş gibi, gülüştüler, şakalaştılar. James yine Lily'ye olan hayranlığıyla ilgili şeyler söyledi. Lily de eskisi gibi, yine onu tersledi. Sirius, yine sersem gibi davrandı. Lily yine onun tam bir sersem olduğunu düşündü... Onlar böyle konuşadursun, bakalım diğer üçlümüzde neler oluyordu?***
"Sence ne yapmalıyım Harry?"
"Neyi ne yapmalısın Ron?"
"Ödevi diyorum. Hiçbir şey bilmiyorum Harry!"
"Eminim Hermione yardım eder." diyerek güldü Harry alayla. Gülüyordu çünkü yakın zamanda Hermione Ron'a çok kızmıştı.
"Alay etme! Zaten geçen gün sürekli çalışmasıyla dalga geçtiğim için hala kızgın."
"Söylediklerinde haklı olduğunu biliyorsun."
"Sağol Harry. Çok yardımcı oldun(!)" Ron duraksadı. Korkunç bir şey hayal ediyormuş gibi bir surat ifadesi vardı.
"Snape kesin beni öldürecek." dedi endişeyle. Harry onun bu hallerine hep gülüyordu.
Böyle konuştuktan sonra kahvaltıya indiler. Gryffindor'luların olduğu masaya doğru yürürken Ravenclaw masasında oturan Luna ve Cho'ya selam verdiler. Masaya geldiklerinde, Hermione ve Ginny yan yana oturmuş konuşuyorlardı. Yanda da Neville, Dean, Seamus, Padma, Parvati, Fred, George, Angelina, Katie, Alicia... Gryffindor'lular işte. Herkesle selamlaşarak, Hermione ve Ginny'nin karşı tarafına oturdular. Ginny onlara bir gülücük atmayı unutmazken, Hermione ise Ron hiç orada yokmuş gibi Ginny'ye bir şeyler anlatmaya devam etti. Ron'un Hermione'nin gönlünü alması gerekiyordu.
"Hey! Merhaba Hermione!" dedi Ron ses tonunu ayarlayamayarak. Sesi biraz yüksekçe çıkmıştı.
"Merhaba Ron." dedi Hermione ciddi ve mesafeli bir tavırla. Ron'un işi zor gibi gözüküyordu.
***
"Çocuklar, bu iş böyle olmayacak. Biliyorsunuz, değil mi?" Masanın etrafında toplanmış, bulundukları durumu ve nasıl geri dönebileceklerini tartışmaya karar vermişlerdi. E, dışarıdan durumlarına bakacak olursak, bu konuşma epey gerekli, hatta konuşulması geç kalmış bir konuşmaydı.
"Ah, hayır. Noel Baba'nın, bir hediye kartıyla birlikte, geri dönmemiz için bir iksir hediye edeceğini umuyoruz."
"Saçmalamayı kesip birazcık ciddi olmayı ummalısın belki de."
"Saçmalamayı kesip birazcık ciddi olmayı ummalısın belki de." Sesini incelterek taklit etti onu Sirius. James kahkahalarla gülmek istese de bunun yerine sessiz kalmayı tercih etti. Lily zaten kızgındı.
"SİRİUS!" diyerek kızdı Lily. James sessizliğini bozarak,
"Hey, hey, hey! Herkes sakin olabilir mi? Şu anda ne şaka ne de tartışma bize yardım etmeyecek, bunda hemfikiriz, değil mi?" Cevap beklemeden devam etti.
"Düşünecek çok zamanımız oldu. Fikirleriniz neler?"
"Buraları gezmek. Eminim şimdi Büyücü Dünyası'nın en ünlü isimlerinden olmuşuzdur." dedi sırıtarak Sirius. "Ah, geri dönmekten söz ediyorsan, o konuda bir fikrim yok. Ama üzerinde çalışıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapulcular - Zaman Yolculuğu Kehaneti
Fiksi Penggemar"İmkansızlıklarla baş edip mutlu sona ulaşmak o kadar zor mu?" sorusunun cevabını bulabileceğiniz bir hikaye. Harry Potter'da geçen iki ruh eşinin hikayesi. Peki bir büyücü yanlışlıkla zaman yolculuğu yaparsa ne olur? © All rights reserved. © Tüm ha...