-Aslında bu soruya cavap vermeyi pek sevmiyorum.
-Özür dilerim. Niyetim seni kırmak değildi. Sadece senin gibi güzel bir kızı kim üzebilir onu düşündüm.
-Biliyorum.Ama belki daha sonra. Daha samimi olduğumuzda.
-Konuşmak istediğin her an seni dinleyebilirim. Bunu sakın unutma.
Peki diyerek konuyu kapattım. Evimin yolunu tarif ediyordum. Kısa süre geçmeden buldu. Arabayı evin önünde durdurdu. O kadar ıslanmıştı ki titriyordu. Hiç çekinmeden sordum':
-Belli ki çok üşümüşsün. İstersen içeri gel. Sana kuru kıyafetler veriyim. Hem de sıcak birşeyler içeriz.
Alık alık yüzüme baktı
-Şeyy...-Korkma ben insan yemiyorum. Ayrıca filmlerden görüp bildiğin soyunma sahnesi de gerçek değil merak etme. Evde yanlız yaşıyorum.
-Peki.
Arabayı park etti ve eve girdik. Biraz çekingendi. Ben de misafirperver bir insan olduğum için ona çok sıcak yaklaştım. (Kesinlikle çok yakışıklı olduğundan değil)
-Erkek kardeşim var. Eğer onun kıyafetleri olmazsa babamınkileri giyersin ben sana gösteriyim.
-Yanlız yaşıyorum demiştin.
-Evet doğru duymuşsun. Evimde ailemden herkesin bir kıyafeti var. Geldiğinde giyiyorlar. Hadi beni takip et.
Benim peşimden geldi. Üst kattaki giyinme odama girdik. Hemen ona kardeşim Ramazan'ın tişörtlerinden ve pantolonundan verdim.
-Sanırım bunlar sana olur dedim. Sen bir dene olmazsa babamınkileri veririm.
-Tamam gerek kalmaz diye düşünüyorum.
Odadan çıktım ve ben de nemli kıyafetlerimi çıkarttım ve daha rahat şeyler giydim. (Lütfen fesat anlamayalım. Eşofman tarzında yani)Saçımı da her zamanki ev topuzundan yaptım ve odadan çıktım. Giyinme odasının kapısını çaldım:
-Rüzgar giyindin mi?
-Evet giyindim. Gelebilirsin.
İçeri girdim.Giyinmişti ve tam olmuştu. Gülerek:-Sana babanınkilere gerek kalmayacağını söylemiştim.
-Tamam spor yaptığını ve sağlıklı beslendiğini anladım. Lütfen yüzüme vurma.
-Yo bence kilolu olup prenses gibi görünen kızlar da var. Mesela makyajsız, saçında fön olmadan bile çok güzel olan kızlar. İşte onlar benim favorilerim. Bu arada topuz çok yakışmış.
-Teşekkür ederim iltifatların için. Hadi aşağı inelim. Ben sana sıcak birşeyler hazırlıyım.
Aşağı indik. Kahve mi çay mı diye sorduğumda ikisini de sevmediğini söyledi.Şaşkın bir şekilde sordum:-Peki ne içersin?
-Sen ne içersen ben de ondan içerim.
Koşarak mutfağa gittim. Azerbaycandan getirdiğim özel bir kahve vardı. İkimize de ondan yaptım ve salona geçtim. Kahvesini aldı ve tadına baktı. Beğenmiş bir yüz ifadesiyle:-Hmm... Çok güzel. Ellerine sağlık.
-Afiyet olsun.
O ilk yudumu aldıktan sonra ben de içmeye başladım. Gerçekten de güzeldi. Yine bir sessizlik aldı ve ben yine telefona bakıyordum.Korktuğum şey başıma geldi ve sordu. :-Aşka inanır mısın?
-Aşk nedir bunu iyi biliyorum ama aşka asla inanıyorum. Herkesin filmlerde izlediği gibi birşey değil. Onlar herkese aşkı yanlış açıklayan yalancıların teki. Bir kere aşk asla öyle mutlu etmiyor. Bence sen de inanma. Tabi ki gerçek aşklar olabilir hayatta. Mesala 60 yıl evli kalmış fakat birbirine aşkla bakan çiftler. Tatlı tatlı atışmalar yapanlar.İşte budur gerçek aşk.
-Bence öyle söyleme. Belki de seni aşka inandıracak adam çok yakınlarındadır.
Uzun bir bölüm oldu ama umarım sıkılmamışsınızdır. Bakalım ilerleyen bölümlerde neler olacak. Sizleri seviyorum... 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK YENİDEN
RomanceHüzünlü fakat mükemmel bir aşk hikayesi. Birbirine çok yakışan bir çift. Bakalım bu çiftin başına neler gelecek.Hikayenin başlığının aşk yeniden olmasına aldırmayın.Belki de aşk hiç başlamayacak. Kim bilir?