Sabah kalktığımda güne mutlu uyanmıştım. Akşam kendi kendime biraz düşünmüştüm. Bir karara varmış mıydım? Bilmiyorum. Herşeyi akışına bırakmak gerekir bazen. İşte ben de tam öyle bir zamandaydım.Rüzgarı sevmiyordum ve onun duygularıyla oynamak istemiyordum. Birisi bana böyle birşey yapsa üzülürdüm. Evet Rüzgar iyi bir arkadaştı ama sadece arkadaş, daha ilerisi değil.
Odamda telefonumla uğraşmaya başladım. Evet ilk defa erken kalktım. Ses gelmediğine göre daha kimse uyanmamıştı. Gündemde Enes'in o kızla olan videosu vardı. Her fırsatta karşıma o çıksa da aldırmadım. Gerçekten de Enes beni hak etmiyordu. Sonra Azra'nın sesini duyar gibi oldum.Muhtemelen uyanmışlardır. Ramazan erkenden çıkmış olmalıydı. Salona gittiğimde Azrayla annem kahvaltı hazırlıyordu. İkisine de günaydın dedim. Sonra elimi yüzümü yıkadım. Hep birlikte kahvaltıya oturduk.
-Kızım seni daha iyi gördüm.
-Evet anne daha iyiyim. Siz neden beni kaldırmadınız? Zahmet etmişsiniz birlikte hazırladık.
-Kızım kahvaltımı özlemiştir dedim. Kötü mü etmişim?
-Mmmm...Hem de nasıl özlemişim.
-Abla bütün gün evde mi oturacağız? Benim canım sıkılır.
-Hayır ablacığım. Tabi dışarı çıkarız. Sen nereye gitmek istersen gidelim olur mu?
-Abla senin iş yerine gidelim mi?
-Orada ne yapacağız Azra. Orası sana göre değil. Hava çok güzel. Dışarı çıkalım daha iyi olur.
-Anneciğim ablanın sözünü dinle. Hem sen sıkılırsın orada.
-Offff! Tamam ya (sofradan kalkarak)
-Azra gel buraya! Doydun mu sen bakalım. Hem ablaya of denilir mi?
-(masaya gelerek) Özür dilerim. Ama gitsek ne olur ki. Hem Güneş ablayı da görürüm. Sen de işlerini yaparsın. Hiç sesimi çıkartmam akıllıca otururum.
-Peki tamam. Ama şöyle yapalım. Oraya gidelim. Ama çok kalmayalım. Hem benim orada işim yok. Sen biraz etrafa bak sonra çıkıp dolaşırız olur mu?
-Tamam olur.
-Kızım siz gidin ben de alışverişe gidecektim zaten. İşiniz bitince buluşuruz. Zaten Ramazanda anahtar var.
-Hadi Azra hanım. Sen hazırlan ben de sofrayı toplayayıp geliyorum.
Sofrayı topladım. Ben de hazırlandım. Hep birlikte evden çıktık. Annemden ayrıldık. Biz Azrayla ofise geçtik. Ofise gitmeyi hiç istemesem de Azrayı kırmak istemiyordum. Büyük bir ihtimalle Enes de oradaydı ve beni asla rahat bırakmayacaktı. Neyse zaten ben alıştım. Enesin bana yalvarmalarına, insanların bana olan bakışlarına...
Azranın mutluluğu yüzünden okunuyordu. Çok meraklıydı herşeye. Ben onun yaşlarında hiç bu kadar meraklı değildim doğrusu. Ben youtubenin ne olduğunu bile bilmiyordum. Tabi o zamanlar youtuber bir ablam yoktu. Çocuk da haklıydı.Yanında her zaman video çeken birisi vardı. Özeniyordu haliyle.
Ofise geldik. Çok kalabalık değildi. Hafta sonu olduğu için olabilirdi. Etrafa bakındım.Enesi göremedim. İnşallah burada değildir. Sonra Güneş'i gördük. Azra koşarak ona sarıldı. Onu çok seviyordu.Bir insanın başka birisini ablası kadar sevmesi normal miydi acaba? Tabi Güneş iyi kızdı. İnsanlara hep çok tatlı bakar,kocaman gülümserdi. Ben de yanlarına gittim. Sanki Güneş beni görmüyordu. Azrayla konuşuyorlardı.
-Güneş ben geldim canım. Aşk olsun sana onca yıllık arkadaşınım Azra kadar değerim yok. Yazıklar olsun.
-Öyle deme ya. . Azramı uzun zamandır görmüyorum. Özlemişim. Seni her zaman görüyorum canım. Bu arada bugün yine çok şıksınız Başak hanım.Acaba kim için bu kadar özendin.
- Her zamanki gibiyim Güneş. Abartma istersen. Sadece bugün kendimi daha iyi hissediyorum o kadar. Hem buraya da Azra istediği için geldik.
-Şaka yapıyorum, biliyorsun. İyi olmana sevindim. Sen daha iyilerini hak ediyorsun kankacığım.
-O burada mı?
-Kim abla? Enes abi mi yoksa.
-Azra bu kadar merak iyi değil ablacığım. Hadi sen biraz etrafı dolaş. Bak orada Şeyda ablan var koş yanına. Ben şimdi geliyorum.
-Tamam.
-Maalesef burada canım. Ama toplantı odasında. Galiba toplantı var. Eğer uzun bir toplantıysa karşılaşmazsınız.
-Ben zaten şimdi giderim. Dediğim gibi Azra gelmeyi çok istedi. Yoksa bugün uğramayacaktım.
Sonra toplantı odasının kapısı açıldı. Herkes teker teler çıktı. Ama Enes çıkmadı. O gelmeden çıkmam gerekiyordu. Azrayı çağırdım.
-Hadi Azara artık gidelim. Annem bizi bekliyordur.
-Ama daha yeni geldik.
-Hadi dedim Azra. Üzme beni.
-Tamam.
Sonra arkama baktım. Enes birisiyle konuşuyordu. Anlaşılan beni far etmedi. Azra'nın elinden tuttum ve koşar adımlarla çıkmaya çalıştım. Arkadan bir ses geldi
-Başak!
Enesin sesi. Duymamazlıktan gelmek istesem de onu duyduğumu biliyordu. Mecburen cevap vermek zorundaydım.
-Efendim!
-(Yanımıza yaklaşarak) Azra merhaba! Ne zaman geldin bakalım?
Azra cevap vermedi. Zaten Enesden utanıyordu. Lafa girmek zorunda kaldım :
-Azra sen Güneş Ablanın yanına git. Ben geleceğim. (Azra gitti.)
-Benden utandı herhalde.
-Yabancılarla konuşmaması gerektiğini söylemiştim. Ondandır.
-Ben yabancı mıyım Başak?
-Evet.
-Peki öyle olsun bakalım.
-Hadi gitmem gerek Enes. Neden bana seslendin.
-Bak Başak. Senden çok özür dilerim. Böyle bir olaya sebebiyet verdiğim için. Ama yemin ederim senin düşündüğün gibi birşey asla olmadı. Beni uyumuşlar. Haberim bile yoktu. Biliyorum bana inanmayacaksın. Ben olsam ben de inanmazdım. Ama sana herşeyi ispatlayacağım. Sen kendini sakın üzme. Ben senden başkasını sevmedim. Asla da sevmeyeceğim. Bana biraz zaman ver.
-Azra hadi gidiyoruz ablacığım.
-Cevap vermeyecek misin?
-Ne dememi bekliyorsun? Boynuna atlamamı mı? Üzgünüm Enes.
Biz tam çıkarken "Seni seviyorum dünyam. Herşeyden, herkesten daha çok..." diye bağırdı.
Hepinize merhaba. Artık hergün yeni bir bölüm yayınlayacağım. Bu aralar biraz rahatsızım. Anlayacağınız boş boş yatıyorum. Eee bunu fırsata çevirmek istedim. Yarın da yeni bölüm gelecek. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 15 tatilde yeni bir ENBA hikayesi gelecek.Bomba gibi olacak. Sizleri seviyorum.... 😘💓Oy ve yorumları eksik etmeyin....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK YENİDEN
RomanceHüzünlü fakat mükemmel bir aşk hikayesi. Birbirine çok yakışan bir çift. Bakalım bu çiftin başına neler gelecek.Hikayenin başlığının aşk yeniden olmasına aldırmayın.Belki de aşk hiç başlamayacak. Kim bilir?