Güneş: hadi anlat bana
Güneş: odan nasıl bir yer?
Papatya: dört tarafım buğulu bir cam ile çevrili. İlaç saati geldiği zaman camlar kırmızıya dönüyor ve ışın tedavisi başlıyor sonra da camlar maviye dönerek kızılötesi ışınların tenimi yakmasına izin veriyorum...
Papatya: neyse...
Papatya: kare şeklindeki odanın simetrik şeklinde tam ortasında iki kişilik yatağım var. Çarşaflarım kırık beyaz ve hemen yanı başımda çekmecesiz bir şifonyer bulunuyor.
Papatya: en kötü yanı bir camım yok
Papatya: aynam da yok
Papatya: odanın içinde yatağım, şifonyerim ve kendimden başka hiçbir şey yok
Güneş: şimdi gözlerini kapat ve hayal et
Güneş: yatağına oturmuş camı izlerken hemen yanında ben varım
Güneş: kollarım belini sıkı sıkıya sarmış, burnum saçlarının arasına gömülmüş öylece duruyorum
Güneş: huzur dolu bir sessizlik etrafımızı sarıyor
Güneş: ilaçlar yüzünden yanan canını tek bir öpücüğümle silebiliyorum
Papatya: tek bir bakışınla bile silebilirsin
Papatya: ama öpmene engel olmayayım ben
Güneş: Papatya...hsjsjsao
Papatya: ne?
Güneş: seni seviyorum sarı papatyam
Papatya: ben de seni seviyorum
~~
Romantik şeyleri sevmeyen birisi olarak sınırlarımı zorluyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölünce Sevemezsem Seni
Short Story#tamamlandı. | kısa hikâye | texting Hasta bir kızın tek umudu, telefonun diğer ucundaki sevgilisiydi. Peki bu yaşaması için yeterli mi? ○●○ Papatya: ama korktuğum bir şey var Papatya: ölürsem eğer... Papatya: ya ölünce sevemezsem seni? Papatya: kur...