Multimedya: Deniz
Başladığınız saati buraya yaz
Hey bu adamın burada ne işi vardı? Kumsal bana dönerek " Yakışıklı çıktı. İşlemlere başlasam mı ne?" dedi dalgaya alarak. Ben hiç tepki vermedim. Sadece kaşlarını çattım.
Ferit denen takıntı söze girdi " Evet arkadaşlar. Bu seneki matematik derslerini beraber işleyeceğiz. Ayrıca sınıf hocanızım. Bir sorununuz olduğunda bana gelebilirsiniz. " dedi. Sinirlerini bozmak adına " Adını söyleseydin bari. Kurallar sonraya da kalabilirdi. " dedim. Benim olduğum sıraya yaklaşarak " Bildigini sanıyordum." dedi. Sınıfta ' ne ', 'oha' gibi sesler gelirken " Balık hafızalıyım ben hatırlamıyorum çoğu şeyi. "
Kendi kendine birşeyler konuşurken dinlemedim. Ayağa kalktım ve kapıya yöneliyorum ki " Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Ona dönerek " Matematik dersini oldum olası sevmemeişimdir, şimdi de dersine girmeyeceğim bu kadar basit. " dedim ve kimseyi dinlemeden sınıftan çıktım.Koridorda yürürken bir süre sonra kolumdan tutuldum. Arkamı döndüğümde takıntılı bey vardı. Vardı ama sinirden köpürmüş bir şekilde. " Derste öğretmen var ve ben izin vermediğini sürece sınıftan çıkamazsın! '' dedi. Kolumu kurtararak " İyi ozaman tuvalet yerine senin ağzına ederim. " dedim. Daha da sinirlendi. Hey üstüme yürüme! "1- okul sınırları içinde bana ilkokulda ki gibi 'öğretmenim' ya da ' hocam' diyeceksin! 2- Benimle düzgün konuşacaksın! " diye şart sundu. Hey bendeki de can ama dimi bende bir süre sonra sinirlenebiliyorum ama! " Tamam! Görüşürüz o zaman hoca!" dedim ve merdivenleri inmeye başladım.
Okul bitmeden geri döneceğini düşünerek okuldan çıkmak üzere bahçeye yöneldim.
Evet! Sinirliyim! Yine kolumdan tutulmamla bu sefer bağırdım.
"Ya yeter bırak artık kolumu!" diyerek çektim kolumu. Ama arkamı döndüğümde takıntılı yoktu. Onun yerine Aras vardı. Aman ne güzel(!).
"O adamla aramda ne var?!" dedi sesini yükselterek. Hey onu neden ilgilendiriyor bu? "Sanane seni ilgilendirmez! Bırak şimdi beni! " dedim ve kolumu çekmeye çalıştım. Ama çalıştım o kas yığınından kolumu kurtarmam biraz zor. Tam gidiyordum bir daha tuttu. " Deniz söyle! " Ya bende ki de can ya bu kadar sinir fazla bana!.
O konuşmaya devam ederken ikide bir sözünü kesip " Bırak kolumu! " . " Aras bırak kolumu! " diye tekrarladım ama nafile.
En son sinirlenip " Ya bırak yeteerr! " diye bağırarak kolumu kurtardım ve bahçede duran cama yumruğunu geçirdim. Buna sinir krizi denir!
Bu camı buraya kim koydu? Hayır ilk sorun bu değil. İlk sorun kolum dirseğime kadar ufak tefek sıyrıklar ve koluma girmiş küçük cam parçaları vardı.
Arasda artık dayanamadı herhalde çünkü kükredi. " Ya kızım napıyorsunuz sen?! " diye kükredi. Elimdeki kanı bir kez yere silkeleyip yürümeye başladım.
Arabamın şoför koltuğuna bindiğinde yan kapınında açıldığını duydum. Oraya dönünce Aras gelmişti. Allah aşkına başka kim olabilirdi? Sinirle ona dönüp " Aras in! " dedim. Beni takmadan yerine iyice yerleşti. Bişey demeden arabayı eve sürmeye başladım. Evimi biliyordu zaten. Sorun yok . Artık nereden öğrendiyse.
Eve gelince direkt inip evin kapısını açtım. Anahtarı askıya asıp kapıyı kapatacaktım ki Aras araya ayağını koydu. Üstelemeden çekildim.
Hemen ilk yardım eşyalarını alıp önce elimdeki cam kırıklarını çıkardım sonra kanı yıkadım. Banyonun kapısında Aras belirince bişey demeden işime devam ettim. İçeriye geçince pansuman yapmayı denedim. Kendime yapamıyorum. Olmuyor!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKULUN ARIZA KIZI 1
Teen FictionAdı Denizdi. Ama deniz gibi mavi gözleri yoktu. Tek ortak özellikleri rüzgarlı havada deniz çok dalgalı olur ya o da sinirlendiğinde öyleydi. Âdeta bir fırtına olurdu. İşte bu yüzden diğer adı belâydı. Bela mıknatısı değil. Belanın ta kendisi. " Bu...