• 10 •

13.1K 465 87
                                    

Ana karakterler: Asel SANCAKTAR, Altay SANCAKTAR, Gece SARSMAZ , Savaş SARSMAZ

Yardımcı karakterler: Ömür DEMİROK, Emre KARAN, Selin HAR

Karakter sayısı gittikçe artabilir. Konuyu olabildiğince Gece/ Asel ağzından anlatacağım. Aralarda kendi düşüncelerimi de ekleyebilirim. İyi okumalar.

___________________

Bazen Altay'ı hafife alıyordum sanırım. Gülümseyerek önümde ki bardağı yavaşça dudaklarıma dokundurdum. Bir yudum içerek bardağı dikkatlice masanın üzerine bıraktım.

-Asel ismi sizi bu kadar rahatsız mı ediyor Altay Bey?

Çenesi kasıldı. Sanki 'Asel' ismini başkasının demesi onu deli ediyordu. Gözlerine baktım. O da bana baktı. Saniyeler sonra tek kaşını kaldırarak kafasını koltuğuna yasladı.

-Hayır. Sadece merak ettim.

Ellerimi birleştirerek masanın üzerinde ki kalemi düzelttim. Merak. O Asel'i merak etmezdi. Yalan söyledi.

-Bence her şeyi bu kadar merak etmeyin.

Yavaşça oturduğum yerden ayağa kalkarak tek elimi masaya bastırdım.

-Düşündüm de kahve içmek yerine...

Elimde ki ceketi göstererek masada ki elimi çektim. Şimdi tam anlamıyla yeniden intikam istiyordum. Dün eve gittiğimde kendi intikamımdan vazgeçmiş olsamda sönmemişti içimdeki ateş.

-...daha önemli işlerim var.

Dudakları aralandı. Sonra dişlerini sıkarak gülümsedi. Ama benim onu görmek için başka hiç bir şeyim yoktu. Yavaşça adımlarımı kapıya yönlenirdim. Kapının kulbunu tuttuğum anda sesi odaya doldu.

-Savaş çok şanslı.

Kafamı hafifçe yana çevirdim. Umursamadan kapıyı açarak çıktım. Kapıda duran korumaları umursamadan orada bir süre durdum. Belki 1 dakika olabilirdi. O sırada asansör kapısı açıldı. Ve elimde ki ceketin sahibini gördüm. Beni görünce kaşlarını çatarak adımlarını asansörden dışarı attı. Bende ona doğru adım attım. Gözleri bana 'Neden oradasın?' diyordu sanki.

'Ki haklı da!'

Başka bir sorunum yokmuş gibi onu inceledim. Gömleğinin yakasını açmıştı. Sinirden deliye dönen gözleriyle beni odasına çağırdı. Adımlarımı odasına çevirirken bende arkasından odasına girdim. Hâlâ kapıdan bir kaç adım uzakta duruyordu. Kapı kapalı değildi. Ellerini cebinden çıkararak -ki ne ara ellerini cebine koymuştu anlamamıştım- bana doğru döndü. Gözleri alev alev yanıyordu. Bedenime küçük bir titreme yarattı. Bir kaç adımda bana ulaşarak elini belime koydu. Tepkisizce onu izliyordum. Yavaşça beni kendine çekerek kapıyı itti. Benimle birlikte hareket ederek sırtımı kapıyla buluşturdu.

-Ne yapıyordun o odada Gece ?

Sesi benim duyabileceğim şekilde çıksa da her kelimeyi sertçe vurgulamıştı.

-Kahve içmek için davet etti. Bende gittim.

Gözlerini kısarak yavaşça geriye çekildi. Acı çekeceği bir şey yokken acı çekiyor gibiydi. Nefesi o kadar düzensizdi ki. Zorla da olsa bana doğru yaklaştı. Belki iki belki üç adım. Daha fazla gelmedi.

METRESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin