Sehun kardeşlerine bakıyor ve onları dikkatli olmaları konusunda uyarıyordu ama hiç biri onu dinlemiyordu. Her zaman olduğu gibi.
"Jongin! Bacaklarını kapat! Bir alfa seni hazırlıksız yakaladığında mühürlerse karışmam bile! Tao! Zıplayıp takla atıp durma! Siktir! LAY O BÖCEKTEN UZAK DUR!" O sırada Baekhyun ve Jongdae abilerine gülüyor ve onları taklit ediyordu. Sehun Lay'n elinden böceği alıp uzağa fırlattığında küçük kardeşlerinin gülme sesini duyunca ofladı. Kendinden geçmiş gibi gülen kardeşlerinin yanına ilerledi ve kulaklarından tutup çekti. Acıyla bağıran ikizler abilerine yalvarmaya başlamıştı. Ve Lay yeni bir böcek bulmuştu. Sehun bunu gördüğünde yaramaz ikiliyi bırakmış ve Lay'n elinde ki böceği alıp atmıştı.
"Anlamıyorum nereden buluyorsun bunları? Lay böcekler yenmez!" Sert bir dille konuştuğunda Lay dudaklarını büzdü. Gözleri anında dolmuştu. Hiç sevmezdi abisinin ona bağırmasını.
"Fransa'da salyangoz yiyorlar ama!" Diyerek masumca karşı çıktı.
"Sizin gibi kardeşlere sahip olmak için ne günah işledim ben?" Burun kemerini sıkarken konuştu. Jongin bakımlı tırnaklarına bakıp konuştu.
"Omegaydın sevgili abiciğim." Alfa olan abisi ile alayla konuştu küçük olan.
"Ne yani 8 yaşıma kadar elbise giyinmeyi sevdiysem.!" Bu sefer çocuklaşma sırası Sehun' daydı. Zamanında yaptıkları aklına gelince yüzü utançla kızardı.
"Sevgili babamızın seni omega olarak bilmesini sağladın ve bu yüzden." Jongin kendi ile Tao'yu gösterdi.
"Annemizi." Ardından diğer üçlüyü gösterdi.
"Annelerini mühürlemesini sağladın ya. Daha ne olsun. Yalnız babamız nasıl bir alfa aşkıyla tutuşuyorsa ikiz ve üçüz çocuk dünyaya geldi." Dedi. Kardeşler gülerken Sehun kendini puflara attı. Saatine bakıp antrenman yapan Tao'ya döndü.
"Taozi hadi yeter bu kadar. Düşüp bayılacaksın şimdi. "
"Beş dakika daha abi."
"Güzellikle istiyorken bırak Zi Tao.!" Emir veren sesiyle Tao yutkundu ve hemen abisinin yanında ki yerini aldı. Sehun Jongin'n bacaklarına baktı ve boynunda ki fularını çıkarıp bacaklarına örttü. Jongin ısrar edecekken abisinin sert bakışlarını görünce yutkunup geri yaslandı. Kardeşleriyle uğraşmaktan sezdiği varlıkları unutmuştu. Bakışlarını kardeşlerinden çekip karşıya baktığında ona bakan sevimli, sulu gözlü bir omegayla karşı karşıya geldi.
Kıvırcık bal rengi saçları, büzdüğü minik dudakları ve hala korumaya muhtaç bir şekilde uzun boylu adama sokulması Sehun'u gülümsetmişti. Birden titremeye , sulu gözlerinden boncuk boncuk yaşlar yanaklarından süzülmeye başladığında Sehun içinin cız ettiğini hissetti. Onu kolları arasına alıp sakinleştirmek istedi. Ama biri onun önüne geçmiş ve sarılmıştı. Ama geçmiyordu. Yaydığı korku dolu feromanlarla kardeşlerinde dikkatlerini oraya vermişti.
"Luhan!" Sert bir ses yankı yaptı. Ardından yaşayan bütün canlıları bastıracak feromanlar yayılmaya başlayınca ürkek genç yığıldı. Feromanların sahibi onu kucağına alıp ilerken yanlarında bulunan alfalarla göz göze geldi. Peşinden gittiler.
"Çok yakışıklıydı be." Baekhyun konuştuğunda kardeşleri onayladı. Acaba hangisi hangisinden bahsediyordu?
Kyungsoo güzel omegasını bulmuştu. Pembe tüllerin arasında uzanmış güneşleniyordu. Yanlarında duran alfaya kaşlarını çatıp baktı. Mühürlenmişler miydi? Mühürlü bir omegaya bakmak olmazdı. Ama kardeş olup, birbirlerine yakınmalarına güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lupus|Exo
Werewolf"Ben yemek yapamam." Dedi omega olan. Alfa olan gülümseyip omeganın güzel yüzünü avuçları içine aldı. "Temizlikten anlamam. Terziliğimde kötü. Avlanmayı hiç beceremem." Dedi omega üzgünce. Alfa uzandı ve omegasının burnundan öptü. Omega gözlerini k...