Luhan gözlerini yabancı bir odada açmış abisini aramıştı minik sulu gözleriyle. Abisini göremediğinde, alt dudağını büzmüş ve odadan çıkmıştı. Abisini özlüyor ve kendini aşırı derecede korunmasız, güvensiz hissediyordu. Hiç bilmediği bir sürüdeydi. Yeniden zarar görmekten korkuyordu.
Ve en korkuncunda bu sefer abisinin yetişememesiydi. Odadan çıktığı gibi gözlerini kaplayan el ile titremeye başladı. Abisine şuan çok ama çok ihtiyacı vardı.
"Lütfen benden korkma küçük omega. Saçlarım hala sarı renginde ve seni korkutmak istemiyorum ." Luhan dikleştirdiği omuzlarını düşürdü. Alfa'n sesi oldukça kibar ve sakinleştirici bir tondaydı.
-Tao'n ani itirafı Kris'n afallamasına sebep olmuştu ama Kris şuan en mutlu alfa olabilirdi. Gülümseyerek Tao'n yüzünü ellerini arasına alıp kızarmış olan elmacık kemiklerinin üstünü baş parmağı ile okşadı.
"Eşim olarak beni krallığın en şanslı alfası olma şerefine ulaştırır mısın?" Tao ellerini Kris'n elleri üzerine koydu ve gülümsedi.
"Bu durumda asıl şanslı olan ben oluyorum." Dediğinde kıkırdadı. Kris uzandı ve Tao'n anlından öptü.
Ikisi kızarmış yanaklarla birbirine bakarken içeriye Wonho girdi. Gürültü ile girmesiyle ikili irkip toparlandı. Olayı anlayan Wonho gür bir kahkaha atmaya başlamış parmağı ile utanan ikiliyi göstererek kahkaha atmaya devam ediyordu. Sonunda kendini yere atarak gülmeye başladığında Tao daha çok utanmış istemsizce başını Kris'in omuzuna yaslamıştı. Kris koruma –saklama iç güdüsü ile onu kolları arasına alırken onlara gülen genci unutmuştu bile.
Hyungwon eşinin bu kadar nefes almadan güldüğünü merak ederek spor salona girdi. Eşi yerlere yatmış hala utanmakta olan ikiliyi gösteriyordu. Hyungwon bunu görünce kıkırdadı ve yerdeki eşinin ayağına vurdu.
"Tatlım bu kadar yeter." Dedi eşini dürtmeye devam ederken."Ama Woonnie~ görmen lazımdı o-" yeniden kahkaha atmaya başladı. Kris daha fazla dayanamayarak Tao'ya baktığında oda onaylamıştı. Kris onun elinden tuttuğu gibi koşarak odadan çıktılar.
Kırmızı yanakları ile Tao'n odasına yaklaştılar."Yarın görüşmek üzere güzel omegam." Dediğinde Tao alt dudağını ışırmış ve başını sallamıştı. Kris yeniden uzanmıp, anlını öpmüştü. Tao kıkırdadığında Kris onun büyüsüne kapılmıştı.
"Oh Tao! SENI CIKTIĞIN DELİĞE GERI SOKACAĞIM! ANANİN KARNINDA TAKLA MI ATARSIN , DÖVÜŞ SANATLARI MI ÖĞRENİRSİN SENIN KARARIN. SENI BULMAYAYIM TAOOOOOOOOOO!" Ardından güçlü bir kahkaha. Tao irkilerek Kris'e sokuldu.
"Yixing fena delirdi. Sakla beni ne olur." Tao korkarak Kris' e daha çok sokuldu. Kris bir elini onun beline atıp etrafına baktığında küçük bir kapı gördü.
Hızla kapıdan girip kapıyı örttü. Yixing havayı kokluyordu.
"Kreminin kokusunu alıyorum. " diye bağırdı. Tao ağlamak üzereydi.
"Hayaletleri salacağım üzerine~" ve Tao hayalet cümlesini duyunca ağlamaya başladı. Kris onun hayaletlerden korktuğunu anladığında sıkıca sarıldı ve yanağını başının üstüne yasladı.
"Korkma bir tanem. Ben seni korurum." Kardeşine elbette zarar vermek gibi bir düşüncesi yoktu. Tao ona sarıldı ve başını Kris'n boynuna sakladı. Kris kalbinin daha önce hiç bu kadar hızlı attığını hatırlamıyordu. Tao güven verici kollar arasında neyden korktuğunu unutmuştu bile."Söz mü?"
"Ömrümün sonuna kadar hem de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lupus|Exo
Werewolf"Ben yemek yapamam." Dedi omega olan. Alfa olan gülümseyip omeganın güzel yüzünü avuçları içine aldı. "Temizlikten anlamam. Terziliğimde kötü. Avlanmayı hiç beceremem." Dedi omega üzgünce. Alfa uzandı ve omegasının burnundan öptü. Omega gözlerini k...