"Minhyuk." Dedi Sehun elinde ki kadehe bakarken. Minhyuk geniş bir gülümseme ile Sehun' a baktı. Oh Sehun, Minhyuk' n kahramanıydı. Çocukken onu birçok kez kurtarmıştı.
"Evet hun." Sehun ona kirpiklerinin arasından ona bakıp hafifçe gülümsedi.
"Bana Kral alfa ile gelen Luhan isimli omegayı araştırıp ne olduğunu, bilgilerini bulabilir misin?"
"Tabi ki. Bana bir kaç saat ver." Dedikten sonra odadan çıktı gitti.
-
Jongin Kral alfanın gözlerine adeta kayboluyordu.
"Ne oldu da o naif gözlerinden inci parçaları düştü?" Konuşamadı Jongin. Dili düğümlemişti adeta. Kyungsoo yüzünde ki hafif gülümse ile gözyaşlarını sildi ve onu yavaşça kaldırdı. Jongin'n yanakları hafif bir pembelikle renklendi.
"Biri mi üzdü seni?" Diye sordu Kyungsoo. Jongin hızla başını salladı.
"Hayır efendim."
"Neden ağlıyorsun o zaman?" diye sorarken endişe ile kaşlarını çattı Kyungsoo. İstemsizce Alfa omegaya onunla mühürlenmek istediğine dair hoş bir feroman salgılamaya başladı. Jongin etrafını saran kokuyla daha çok ağlamaya başladığında Kyungsoo bu sefer korkmuştu. Jongin yumruk yaptığı elleriyle gözyaşlarını siliyordu. Jongin hep istenmeyen olmuştu.
"Alfa" dedi yutkundu.
"Ben yemek yapamam." Dedi omega olan. Alfa olan gülümseyip omeganın güzel yüzünü avuçları içine aldı.
"Temizlikten anlamam. Terziliğimde kötü. Avlanmayı hiç beceremem." Dedi omega üzgünce. Alfa uzandı ve omeganın burnundan öptü. Omega gözlerini kapadı, titrek bir nefes verdi.
"Bunların bir sorun olması mı gerekiyordu?" Dediğinde omega dudaklarını büzdü.
"Pek işine yaramam."
"Sen sadece beni sev güzel omegam, gerisi mühim değil." Kaşlarını kaldırıp baktı Jongin.
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten. Peki sende ister misin? Eşim olmak?" Jongin utanarak başını eğdi.
"Nasıl istemeyeyim."
"Güzel omega, statüm mühim değildir. Gerçekten istemezsen seni zorlayamam." Jongin hızla alfaya baktı.
"Yo yoo. Gerçekten istiyorum." Dedi bir an gazla Kyungsoo'n ellerini tutarak. Kyungsoo ellerine baktığında Jongin utanarak ellerini geri çekecekti ki Kyungsoo daha sıkı tuttu ellerini.
"O zaman güzel omegam. Şimdiden bırakma ellerimi." Jongin utangaç bir gülümseme etti alfasına.
-
Tao spor salonuna girdiğinde esnedi.
"Hoseokkk. Neredesin sen? Hyungwoon ile mi sevişiyorsun yine? Ses versene lan? Yine sizi basmak istemiyorum. Benim masum gözlerim hobbit bir tavşanın deveyi şiiii yapmasını bu sefer kaldıramaz." Ağırlıkları alıp kaldırmaya başladı.
"Shin Hoseok? Neredesin ya sen? Alfa malfa dinlemem o biçimli kalçana tekmeyi basarım. Ki biliyorsun daha öncede de yaptım. Yixing gene delirdi o değil de. Korktum ya. Gukki diye gezen tek boynuzlu atlara inanan o veledin içinde tam bir manyak var. Umarım o manyak bir gün boğazlar. Ne biçim arkadaşsın sen ya? Ses versene orada olduğunu biliyorum. Hem de eşinle oldukça romantik bir anda boğazlar seni. Kısır kalasın emi." Oflayarak kalktı ve başka bir spor aletine geçti. Spor aletlerine çalışırken konuşmaya devam etti.
"Onu boş ver de bugün bir alfa gördüm. Ben hayatımda onun gibi yakışıklı, karizmatik, cool bir alfa görmedim. Ve evet papucun dama atıldı seni kaslı hobbit. Çok yakışıklıydı lannn." Dedi ve yeniden ofladı. Sanırım arkadaşı burada yoktu.
"Sanırım harbi Hoseok yok burada. Bu dedikoduyu kaçırmazdı. Ve ben manyak gibi kendi kendimle konuştum. Neyse gideyim de şu alfaya bir bakayım ama... " duraksadı.
"Ya o beni istemezse?" Yere çöktü. Daha önce ki olaylar aklına gelince gözleri doldu. Tao ve Jongin genellikle istenmeyen taraftı. Tao birkaç yıl önce bir alfaya aşık olmuştu ve o alfaya bunu itiraf ettiğinde o alfa onun çok çirkin olduğunu söyleyerek reddetmişti.
"Kim istesin ki beni? Çirkin bir omegayım. Omega gibi bile durmuyorum. Onun yanına Jinwoo gibi bir omega yakışır. " sonlara doğru sesi kısık ve hüzün dolu çıkıyordu. Jinwoo sürünün en güzel omegalarından biriydi. Nazik, sadık, itaatkâr ve güzel. Gerçi oda mühürlenmişti. Mino adında ki bir Alfa ile. Şuan 3 çocuğuna hamileydi genç güzel omega.
Kris arkadaşlarından sıkılmış ve spor salona geçip biraz spor yaptıktan sonra gizlice uyuyabilmek için yığınların olduğu yere uzanıp uyumaya çalışmıştı. Ama birden içeriye girilmesi ile yerinden sıçrayıp görünmemek uğruna zorla kafasını çıkarıp kimin geldiğine bakmaya çalıştı. Arkadaşlarından biri ise saklanmaya devam edecekti. Ama bu o beğendiği omega olduğunu ve onun konuştuğunu duyunca ses etmeden dinlemeye başladı. Bazı dediklerine gülmemek için alt dudağını ısırıp izlemeye devam etti. Kendi kendine konuşurken oldukça sevilesiydi omega.
Güçlü bir omegaydı. Esmer teni, siyah saçları arasında ki hafif gölgeler ile aynı zamanda çok çekiciydi. Bir alfadan bahsedince yutkundu. Sonrasında onun onu beğenmediklerini söyleyince sinirlenmişti. Aynı zamanda bir parça mutlu olmuştu. Eğer onunla mühürlenemese bile bu güzel omegayı görme şerefine ulaşmıştı. Onun dolu gözleri ile burnunu çektiğini gördüğünde daha fazla saklanmanın gereği olmadığını düşünerek ayağa kalktı. Omega onu fark etmemişti.
"Ben seni isterdim." Dedi. Tao yerinde sıçrayarak kendine doğru gelen alfaya baktı ve içinden küfür etti. Bu o alfaydı ve ona- bir dakika NE?
"Kendini bu kadar küçük görme. Senin ne kadar özel olduğunu anlamamışlarsa bu onların sorunu." Kris çoktan Tao'n önüne diz çökmüştü.
"Hangi alfayı beğendin bilmiyorum ama bana bir şans verir misin?" Tao gülümsedi.
"O sensin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lupus|Exo
Werewolf"Ben yemek yapamam." Dedi omega olan. Alfa olan gülümseyip omeganın güzel yüzünü avuçları içine aldı. "Temizlikten anlamam. Terziliğimde kötü. Avlanmayı hiç beceremem." Dedi omega üzgünce. Alfa uzandı ve omegasının burnundan öptü. Omega gözlerini k...