"Hangi gerizekalı yatağımın üstünde yatıyorsa ağzına sıçıcam!" diye bağırdım. Tanrım. Rahat uyuyamıyordum bile. Zıplamayı kesip oturan kişiye bakınca gözlerimi büyüttüm. O kaçmaya yeltenirken bende yorganımı fırlatıp peşinden koşmaya başladım -ki yurdun koridorunda üstümdeki pijamalara aldırmıyordum bile-. "Madison!" çığlığım bütün yurtta yankılanmıştı. Benim aksime gayet neşeli olan Madison kahkaha atarak koşuyordu. En sonunda üstüne atlayıp ikimizde yere düştük. Saçını hafifçe çekmeye çalışıyordum ama hareketli olduğumuz için zor oluyordu. "Ahahah! Aha-Ahh bırak saçımı!" "Beni uyandırmak neymiş göstericem sana küçük hanım." O sırada birilerine el sallayıp bağırdı. "Finn! Kurtar beni!" Yanımıza koşarak geldiğinde beni belimden tutup çekti. Bu hareketine biraz şaşırıp, utanmıştım. Bakıştıktan sonra yavaşça ellerini belimden çekti ve Madison'da yerden kalkmıştı. İkimizde nefes nefeseydik. Finn bizi inceledi ve gülmemek için kendini tutuyordu. F"Bu haliniz ne böyle?"
H"Beni güzel uykumdan uyandırdı. Hemde yatağımda zıplayarak!"
Tekrar gözleriyle beni süzdükten sonra sırıttı. Neye sırıtıyor bu?
F"Ve sen onu koridorda pijamalı halinle kovaladın?"
H"Umrumda değil. Uykumu böleni fena yaparım" dedim baş parmağımı ikisinede doğrultarak.
M"Eğlenceliydi."
H"İçkiye ihtiyacım var, hemen!"
***
Haftasonu gelmişti. Ian'ların evinde toplanıcaktık. Annesi ve babası haftasonunda evde değillerdi o yüzden rahattık. Fakat çok büyük bir olayın çıkıcağını biliyorduk. Evan buradaydı ve Violet'ın bundan haberi yoktu.
H"Violet sizi çiğ bir şekilde yiyip birasını içecek, ve sizi yedikten sonra bir dal sigara yakıp keyif çatıcak."
I"Evet hepimize kızıcak ama Evan kendini affettirebilir."
H"Yani Violet'ın Evan'ı affetmesinin olasılığı benim güvenebiliceğim bir sevgilimin olması kadar düşük" Söylediklerime birlikte kahkaha atarken köşede sessizce oturan biri vardı. Bizimle kahkaha atmayan. Finn.
Dışarıdan bağırma sesleri gelince hemen kapıyı açtık. Hayır. Bu olamazdım sokakta kavga edemezlerdi. Tabi daha çok Violet kavga ediyordu. Yanlarına doğru yürümeye başlarken Violet bize kendine has 'sizi öldürücem' bakışı attı.
V"Seni görmek istemiyorum anladın mı?! Cehenneme kadar yolun var!"
E"Violet, burada olmaz. Bağırma"
Tabikide Violet onu dinlemiyordu. Sinirliyken kimseyi dinlemezdi.
V"Bana ne yapacağımı söyleme! Ayrıca istediğim gibi bağırırım!"
E"Violet, ben hersey için öz-"
V"Özrünü sikeyim! Nasıl karşıma çıka-"
E"Yeter tamam mı?!"
Evan'ın bağırmasıyla birlikte yerimizden sıçramıştık. Ardından bir sessizlik oldu. Violet'ın bile şuan sesi çıkmıyordu.
Evan derin bir nefes alıp ellerini saçlarının arasına geçirdi.
E"Herşey için özür dilerim, tamam mı? Tam bir ibneyim. O yaptıklarım çok berbattı. Kendime hala inanamıyorum. Sen beni affetsen bile ben kendimi affedemem Violet. Her zaman böyle olucak. Şimdi bana istediğini söyle, bağır. Hakediyorum. Üzgünüm."
Bir süre öylece bakıştılar. Bizde nefes almadan onları izliyorduk. Violet bize döndü "Sizinle sonra görüşücez." Evan'ın omzuna çarparak "İyi eğlenceler." dedi ve uzaklaştı.