Yeni hikaye :Cezam *3*

21 0 0
                                    

CEMRE
Pazartesi ve ben okul çıkışı Emine teyzeye yardım için otobüse kadar gitmeliyim .Otobüs bindiğimde Serkanın da orda olduğunu fark ediyorum. En arkada oturmuş, camdan dışarıyı izliyor. Biran için onun da Emine teyzelere gitme şansını düşünüyorum. Geçen haftayı daha atlatamadan onunla yeniden aynı ortamda çalışmayı kaldıramam. Belki ben kuruntu yapıyorumdur, belki o Emine teyzeye uğramaz .
Ben indim ve Emine teyzenin bahçesine doğru gidiyorum. Ama Serkan da peşimden geliyor. Emine teyze bahçede bizi fark edince içeri davet ediyor.
EMİNE: Cemre sana el yapımı ,geçmişi andıracak bir sandalye istediğimi söylemiştim ya…..
CEMRE: Evet
EMİNE: işte Serkan bunu yapmak için bizde çalışacak.
CEMRE: Eğer o kalıyorsa, ben gidiyorum.
Emine şaşkınlıkla Cemreye bakıyordu. Serkan daha fazla beklemeden dışarı çıktı.
EMİNE: Cemre bu ne saçmalık?
CEMRE: O,benim bu durumda olmamın tek suçlusu.
EMİNE: anlamıyorum.. 
Bu zaman Serkan içeri geri geldi
SERKAN: Cemreyi bu hale sokan benim ,ben ona arabayla çarptım. Bu bir kazaydı ve ben içkiliydim. Ama bunu asla yapmak istemezdim.
EMİNE: Tamam, üzgünüm Serkan, ama Cemre benim ilk seçimim ,bu yüzden ben ofisi arayıp seninle çalışmak istemediğimi söylemek zorundayım.
Bunu söylerken Serkan şaşkınlıkla Cemreye baktı. Cemre içten mutlu olmuştu. Hayır aslında o ,başkalarının üzüntüleriyle baslenen biri değildi, sadece Serkanın yaptıkları, onu asla bırakmıyordu. Hayvan gibi kanlar içinde terk edilmiş ve yalnız. Belki ,Cemre onu affederdi, ama babasının onları terk etmesini ,Serkana bağışlayamazdı. Cemrenin babası ,kızını bir sporcu gibi yetiştirmişti. Cemre tenis turnuvasında hep birincilik kazandıkca ,babası onu daha yükseklere taşımak için çalışıyordu. Ama kaza, her şeyi mahv etti. Babasının gözünde onunla ilgili hayal kırıklığını gören Cemre tamamen yıkılmıştı. Babası kazadan sonra artık yurtdışında yaşamak istediğini söyleyip, kızını zor zamanında yalnız bırakmıştı.
SERKAN: Bakın, ben sizden sadece bu işi yapmam için onay istiyorum. Şimdi siz onları ararsanız ,şartlı tahliyem mahv olur. Benim bu iki ayı sakin bitirip ,özgür olmam lazım. Lütfen bunu yapmayın.
Bu zaman Emine Cemreye "affet" icabı bakınca Cemre yukarı odaya çıktı.
Peşinden Emine teyzenin geldiğini görünce, koltukta oturdu. Emine kendi geçmişiyle ilgili önemli birşeyler anlattı. En sonunda Cemre Serkanla ilgili bir karar aldı. Ya Serkan şartlı tahliye işini batırdığı için hapise, ya da bu evde çalışacaktı.
Cemre aşağı indiğinde Serkan oturduğu yerden kalktı ve Cemreye doğru yaklaştı. Cemre şu an yemin ede bilirdi,  Serkan bu duruma hiç alışık değildi. Kartların hep kendi elinde olmasına alışık biri, başkasının onunla ilgili karar almasını asla kabul edemezdi. Cemre içinden şu an onun gitmesini isterdi. Bu ona iyi bir ceza olurdu, bir zamanlar onun aşkını geri çevirdiğinden dolayı. Ama bunu yapsaydı bencil olurdu.
CEMRE: Burda kala bilirsin…
SERKAN: Tamam…
CEMRE: Ama iki şartım var. 1-bizim birlikte çalıştığımızdan kimseye bahs etmeyeceksin. 2-ben seni görmezden geleceğim, sende benimle konuşmayı bırak.
Serkan önce birşeyler söylemek istese de ,tamam, benim için hiç sorun değil  diyerek bahçeye gitti .
Cemre Emine teyzenin mutlu suratını görünce işe başladı. 
Cemre yeni çiçekleri  toprağa dikiyorken ,ara sıra Serkana bakıyor. Serkan arkası ona dönük bir şekilde, işi hızlıca yapmaya çalışıyordu. Ama birden çekiç sesi kesiliyor. O,hala Cemreye arkası dönük şekilde ,ama çalışmayı bırakmış.
SERKAN: Belki, artık beni izlemeyi bırakıp, kendi işini yapasın ha ne dersin?
CEMRE: ben… ..ben sana bakmıyorum bi kere.
SERKAN: Hala yalan söylemeyi bile öğrenemedin. Bal gibi de bakıyordun.
Dur sana birşey sorayım ,sen insanların yanından geçerken, onların senin şu haline bakmaları seni rahatsız ediyor mu ? Cemre bir şey demeden eliyle ağızını kapatıyor ve hızlıca eve doğru yürüyor.
SERKAN
Lanet olsun ,ben az önce kızı resmen hakaret ettim. Onun ,yerime şeklini hakaret ettim, üstelik onun bu durumda olmasının tek suçlusu bendim. Bu yüzden onun peşinden gidiyorum. Salonda Emine teyzenin içinin geçtiğini ,uyuduğunu görünce ,mutfağa bakıyorum. Cemre mutfakta tahtada birşeyler kesiyor.
SERKAN: Özür dilerim, ben öyle konuşmamalıydım.
CEMRE: Ben iyiyim.
SERKAN:değilsin , Öyle olsan ,ağlamazdın.
CEMRE: ben ağlamıyorum.
Ben onun yanındakı masaya yaklaşıyorum
SERKAN: Yüzünde ki, yaşlar ne peki? Ben burdan onları çok net görüyorum.
Cemre bana soğan uzatıyor.
CEMRE: Ben  soğan kesiyorken  ,gözlerim hep yaşarıyor
Ben yumruğumu parmaklarımı acıtıcak şekilde sımsıkı sıkıyorum ,biran için Cemrenin bana bağırmasını, hakaret etmesini diliyorum, böyle sakin kalmasını değil.
SERKAN: Birşeyler söyle…
Cemre cevap yerine domatesi ikiye bölüyor. Belki şu an domatesi benim kafam olarak hayal ediyor.
Peki yalnız kalmak istiyorsa, kendisi bilir. Ben işimin başına dönüyorum. Cemre o gün için hiç dışarı çıkmıyor. Yedi gibi ben Emine teyzeye bu gün için işi bitirdiğimi söyleyip, otobüs durağına doğru yürüyorum. Cemre de ordan ayrılıyor. Mesafe açarak peşimden geliyor.
- sen bu kadar uzağa gelirmiydin, zengin çoçuğu.
Bu sesi nerde olsa tanırdım. Berk Sayar kendi okuluyla turnuvalarda hep bizim okulun rakipi oluyordu. Çok uyuz, kendini beğenmiş biriydi. Asla anlaşamadığım biriydi.
BERK: Ne o ,hapiste size  çok şey öğretmediler mi?
Peki o kim yeni kız arkadaşın mı?
Ben arkamda Cemrenin otobüs durağına doğru gittiğini gördüm.
SERKAN: Cemre hemen eve geri dön. Hemen!
Biliyordum Berk benimle kavga etmek için hep bir neden arıyordu.
SERKAN: Berk bu seninle benim aramda, kızı bu işe bulaştırma.
O ve arkadaşları dalga geçer gibi bana bakıyorlardı.
BERK: Serkan gerçekten hapishane mi seni değiştirdi, yoksa fakir mi oldun. Artık böyle kızları mı seviyorsun, her an düşücek gibi çirkin yürüyüşlü kızları. Vay be gerçekten değişmişsin  .
Ben daha fazla beklemeden Berke dalıyorum. Ama kısa süre sonra onun arkadaşları ben tutuyor. Bu kez üstün o oluyor. Yumruklar ardı ardına geliyor, ben kolumu kurtaramıyorum. Ama birden yanı başımda Cemreyi görüyorum. O ,okul çantasını tüm gücüyle Berke vuruyor. Berk beklemediği için ani ağırlık yüzünden geri gidiyor. Ben kulumun birini kurtarınca ,
yumruk atıp digerini'de kurtariyorum. 3 kişi birine karşı adil olmadığı kadar, iyi de gözükmüyor. Ben Cemrenin önüne geçiyorum. Ona koruyucu kalkan olmaya çalışıyorum. Üstüme geleni sertce vuruyorum.
SERKAN: Cemre kaçman gerekiyordu.
Bu zaman siren sesine duruyoruz. Polis arabadan inince burda ne olduğunu soruyor.
BERK: hiç sadece arkadaşımla şakalaşlyoruz ,değil mi Serkan?
SERKAN: Doğru.
Polis benim kimliğimi sorunca, onları evde unuttuğumu  söylüyorum, yoksa benimle ilgili herşeyi öğrenir. O ,zaman ben yine Ayhanla geri dönmek zorunda kalırdım.
POLİS: Ben seni daha önce hiç burda görmedim.
SERKAN: Ben burda oturmuyorum, sadece arkadaşlarımı ziyarete geldim.
POLİS: size  gelince, hemen arabanızı burdan çelmezseniz, benimle karakola gidersiniz.
Berk ve arkadaşları ardından poliste gidince, ben etrafıma bakıyorum. Cemre hala burda. Otobüs gelince biz biniyoruz. Ben herzaman ki yerime arkaya geçiyorum. Ama bu kez tuhaf birşey oluyor. Cemre de benim peşimden geliyor ve yanımda oturuyor. Ben şimdi onun ne kadar korktuğunu ve ellerinin titrediğini fark ediyorum.Cemre şu an kendini benimle daha güvende sanıyor  Bu tatsız olay yüzünden de olsa ,bizim aramızda şu an barış var. Bu kısa sürelik barış ,belki bizim eski günleri geri getire bilir. Ben onun değerli arkadaşlığını geri istiyorum. Bu benim için çok önemli.
CEMRE:
Dersden sonra yine Emine teyzeye uğramak için otobüse biniyorum. Dün olduğu gibi yine Serkanın yanında oturuyorum. O,bana bakmıyor, onun yüzündeki morluklar bana dün olan kavgayı hatırlatıyor. Bu gün okulda morluklarla ilgili bir çok dedi kodu duysam da gerçeklerin nasıl olduğunu ben ve Serkandan başka kimse bilemez.
Ben dün çok korkmuştum ve Serkanın onlarla yalnız baş edemeyeceğini iyi biliyordum. Bu yüzden tek çarem polisi aramaktı. Ama polisin gelişine kadar,Serkanın dayanması zordu, bu yüzden ben çantamla onları vurmaya çalışmıştım. Çantamda çok  kitab olduğu için o an çok mutluydum.
Otobüsden inince, biz yan yana yürüyoruz. Ama Serkan hala benim kurallarıma uyuyor, benimle konuşmuyor, çalışırken  bana bakmıyor. Ben bahçedeki, solmuş çiçekleri çöpe atınca su almak için eve gidiyorum. Emine teyze yine uyumuş gibi. Ben suyu içince bir bardak ta Serkan için alıyorum. Bu gün hava çok sıcak. Ben suyu onun yanındaki tahtaya bırakıyor, tekrar eve dönüyorum. Biran için, dün bir kaç kutuyu atmayı unuttuğumu hatırlıyorum. Bu yüzden depoya inip, onları çıkarmayı düşünüyorum. Ben aşağı indiğimdi açık bıraktığım kapının kapanma sesini duyunca arkaya dönüyorum. Serkanın arkamda boş su bardağıyla durduğunu görüyorum.
SERKAN: Amacım seni korkutmak değildi, su için teşekkür etmekti, bide….biliyorum birlikte çalışmamız senin için zor, ama yine de beni kovmadığın için teşekkür ederim…  Neyse ben gideyim.
CEMRE: gidemezsin.
SERKAN: Neden?
CEMRE: çünkü az önce kapıyı kapattın. Şimdi dışarıdan biri açmadan burdan çıkamayız. Kapı bu taraftan açılmıyor.
SERKAN: şaka  mı bu?
CEMRE: Hayır.
Serkan kapıyı bir türlü açamayınca, pes ediyor.
SERKAN: yani seninle, burda kapalı kalacağız, inanılır gibi değil.
CEMRE: Biliyorum.
SERKAN: Şimdi bağırsam yine de Emine teyze duyamaz, değil mi?
CEMRE: Evet şimdi duyamaz, ama birazdan nasıl olsa uyanır, o zaman buraya gelince biz kapıya vururuz, o da bizi duyar.
Serkan  yere çöküyor.
SERKAN: Sen de otur bence, o kadar zaman ayakta durmana gerek yok.
CEMRE: Ben örümceklerden korkuyorum.
SERKAN: hala mı?  
CEMRE: Sen hatırlıyormusun ?
SERKAN: nasıl unuta bilirim  Defneyle birleşip beni onları öldürmem için nasıl itna ettiğinizi unutmak mümkün mü?
Hadi ,otur.
Cemre Serkanın yanında oturuyor.
Uzun bir süre onlar konuşmak için birşey bulamazlar.
CEMRE: Hapishanede hiç korkuyormuydun?
SERKAN: Bazen
CEMRE: Ne zaman mesela….
Serkan ona dönüyor.
SERKAN: Biliyormusun, bunu soran ilk kişi sensin?
CEMRE: Biliyorsun, seninle ilgili bir çok şey duydum.
SERKAN: Peki inanıyormusun?
CEMRE: Bilmem ,gerçek mi?
SERKAN: Bazıları, peki ya sen doktorlar, ne zaman bacağın iyleşir ,onu diyorlar mı?
CEMRE: Tedavi sürüyor, onlarda tam birşey söyleyemiyorlar. Ama tedaviye devam ediyorum Almanya ya gidinceye kadar.
SERKAN: Almanya mı?
Cemre neden burda çalıştığını ona anlatıyor.
SERKAN: Ben buraya dönmeyi ,özgürlük biliyorum
CEMRE: Çünkü sen Serkan Özgünsün, beni burda tutan iki şey vardı. Arkadaşım Defne ve Tenis ,ben ikisini de kayb ettim. Bana kalan tek şey insanların ben yokmuşum, duymuyorummuş gibi rencide edici lafları, bakışları.
Serkan ayağa kalktı ve odada yürümeğe başladı.
SERKAN: Ama gitmen ,kaçmak sadece.
CEMRE: Hayır benim için özgürlük,…… .. burda sadece kendimi başarısız biri olarak görüyorum.
SERKAN: Bunun öyle olmadığını iyi biliyorsun, sen hep ne istediğini iyi biliyordun.
CEMRE: Şimdi değil, sen bana çarptığın gün benim kendine güvenen tarafımda öldü.

SERKAN:
Şu an odamda karma karışık duygular içindeyim. Hala perşembe günü Cemreyle kapalı kaldığımızda aramızda geçen konuşmayı unutamadım. Orda geçirdiğimiz 40 dakikada ben onunla bir çok konuda konuşmuştum. Hatta bunları Serenayla bile konuşmamıştım. Şimdi Cemre ailemden ,arkadaşlarımdan fazla biliyordu. Öğlene doğru Tarıkın isteğiyle biz  eskiden olduğu gibi televizyonda,  maç izlemek için bir yere toplanırdık. Bu kez Barışın annesi bizi kabul etmedi. Bu belliydi, onlar şimdi oğlunu benimle bir arada görmek istemiyordu. Ben arkadaşları bize davet ettim. Maç sırasında Tarık benimle konuşmak istediğini söyleyip, benimle dışarı çıktı.
TARIK: o bana kızıcak ,bunu söylediğim için, ama bunu bilmen gerekiyor.
SERKAN: Kim?  Sen neden bahs ediyorsun? TARIK: Serenay.... Biz onunla sözlendik..
SERKAN: Ne ? Sen ne saçmalıyorsun?
TARIK: Bu gerçek biz birlikteyiz.
SERKAN: Ne zamandan?
TARIK :Bilmek istemezsin.
O an benim kafama yalnız birşey geliyor, demek Cemre en baştan haklıymış.. Benim arkadaşım ve benim sevgilim bana baka baka yalan söylemişler. Demek bu yüzden Serenay döndükten sonra ilişkimizi gizli tutmakta bu kadar kararlıydı.
SERKAN: Eminim suçlu olduğum kanıtlanınca mutlu olmuşsundur, nasıl olsa sevgilim tamamen sana ait olucaktı .
TARIK: Hayır, ben asla öyle şeyler düşünmedim. Senin beni anlayacağını sanmıştım.
SERKAN: Anlamak mı?! Sen benim kız arkadaşımı aldın… ya şuan seni öldürmemek için kendimi zor tutuyorum tamam mı?! 
Arkadaşım ve aşkım….

#Cemser (anlamlı hediye )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin