YENİ HİKAYE:Cezam *2*

26 0 0
                                    

CEMRE
Eve geldiğimde annem yine işe geç kalmamak için acele ediyordu. Ben odama çıktım, bu gün Emine teyzeye yardım ederken çok yorulmuş olmalıydım ki, yemek bile yemeden yatağıma uzandım. Ama bir türlü huzurla uyuyamadım ,tüm gece kabuslar gördüm . Kaza ve kazada yere düşmem... .ama bu kez farklı bir şey vardı ,bana Serkan değil, Serenay çarpmıştı. Bana gülümsüyordu, bense acı içinde ölümün gelmesini bekliyordum. İşte o an korkuyla yataktan fırladım. Kabuslar zaten beni rahat bırakmıyordu. Şimdiyse Serenay vardı, belki onu rüyamda görmem bu gün onu kantinde Serkanla gördüğüm içindi. Tabi onlar beni görmüyorlardı, ben en arkada ,oturmuştum. Eskiden yalnız takılanların nerede takıldıklarını merak ederdim. Şimdi anlıyorum. Onlar ,kütüphanede saklanırlarmış. Orda nasıl olsa kimse rahatsız etmiyordu. Eskiden ben aktif ,müziği ,sporu ,tenisi seviyorken, şimdi yalnız ,saklanarak gününü geçiren birine dönüşmüştüm. Ama Serkan öyle değildi ,o kısa sürede eski haline dönmüştü sanki, en azından ben öyle görüyordum. Hatta hocanın onu eski boks takımına kabul ettiğini de duymuştum. Dün onun eskisi gibi Serenaya gülümsemesini görünce içimde bir şeyler yeniden kırıldı. O Serenayın kulağına birşeyler söylüyor, kız kıkırdıyordu. Acaba ona aşk dolu gözlerle bakan Serkan biliyor mu ki, karşısındakı kız ,o yokken Tarıkla sevgili olmuş. Üstelik Tarığın Serkanın en yakın arkadaşı olduğunu bile bile .Yine kaza gecesi Serkanla olan dialog aklıma geldi. O,gece ben Serenayın gercek yüzünü ona anlatırken, bir tek ihanet ettiği kişinin yani Tarığın adını söylememiştim. Dahası onun arkadaşının onu düşünmeden yaptıklarını söylemeye dilim varmadı.
O da bana"Sen ve ben biz asla birlikte olmayacağız bunu kafana sok, ve bu yüzdende iftira atarak sevgilimi kötülemeyi bırak.
Yataktan kalktım camın önüne gittim saat 5:40 gösteriyordu. Ben Serkanın uyuduğunu düşünerek perdelerimi kaldırdım. Ama onun odasında da ışık açıktı. Onun odada gidip geldiğini görünce ben perdeleri yeniden indirdim. Beni görmesini hiç istemiyordum. Eskiden o beni gördüğünde el sallar, bende cevap verir ve ardından perdeleri kapatırdım. Onu izlediğimi fark etmesini istemiyordum. İşte bu yüzden Serkan asla arkadaşı Cemrenin ona aşık olduğunu anlamamıştı. Kaza gecesine kadar. Belki de itirafım onu kızdırdığı için o bana çarpmıştı. Ama polisler onun içkili olduğunu da söylemişlerdi. O ,kendisi de bana çarptığını söyleyince olanlar olmuştu. Yine eskileri bir kenara bırakıp aşağı indim.
***
Serkan
Arkadaş grubum yine toplanmıştı. Mert, Güney, Tarık, Barış hepsi beni bekliyordu. Bense onların bir yılda başımdan geçenlerle ilgili sorularını yanıtlamak yerine Defneyi aramayı tercih etmiştim. Kantinden çıkınca ,biriyle burun buruna geldim. Bunun Cemre olduğunu görünce ,onun yere dökülen kitaplarını kaldırmasına yardım etmek istedim. Ama o yine beni tersleyince ,bu kez onu yalnız bıraktım.
Akşam annemler iş yemeği için dışarda olucaklarını söylediklerinde, ben uzun zaman sonra kafa dinleyeceğimi düşünmüştüm. Ama Serenay ve elinde kurabiye kutusunu görünce ,daha iyi vakit geçireceğim düşüncesiyle onu eve davet ediyorum.
***
Cemre
Bu gün okul çıkışı yine Emine teyzeye yardım için gittiğimde, işlerin bahçede yapılacağını duyuyorum. Çiçeklerle biraz uğraştıktan sonra ,nihayet ara vermek için eve dönüyoruz. Emine teyzeni biraz dalgın görünce ne olduğunu soruyorum.
EMİNE: Bahçe senin yardımınla çok güzel olucak, ama hep bahçede el yapımı bir sandalyem olsun istemişimdir. Oturup, güzellikleri seyr etmek için. Bak bu büyük ağaç onun için hala burda.
CEMRE: Emine teyze, bu kadar üzülmeyin ,marangoz bulursak bu işi çabucak hall eder.
EMİNE: Bir kaç kere, söyledim. Ama Atıf usta vaktim yok diyerek geçiştirdi. Neyse, bende seni konuşmamla yoruyorum değil mi? Hadi gidip, çay ve yanında mis gibi kurabiyelerin tadına bakalım.
*****
Serkan
Serenay evden erken gitti çünkü ben konuşmak için konu bulamıyordum. Ne kadar evime, kız arkadaşıma döndüm söylesem bile ,bir yıl beni çok değiştirmişti.
Serenay beni sevdiğini söylüyordu. Ama ben artık gerçektende ne yapmak istediğimi bilmiyordum. Bu yüzden yine odama döndüm. Masada yardım listesine göz attım, Ayhan listeye yeni isim dahil etmişti. Bu yalnız yaşayan yaşlı bir kadının adresiydi. Kendisi bu sabah yardım için başvuru yapmıştı. Emine Önder.....
Yarın dersden sonra ona uğramam lazımdı. İşi aksatmam sinirli avukat Ayhanla karşılaşmam demekti.Zaten nu hafta yolunda gitmeyen bir çok şey olmuştu. Serenayın ilişkimizi herkesten gizli tutması, bide Barışın ekibin içinde Cemre hakkında abuk subuk konuşması, beni yeterince kızdırmıştı. Ben Barışın haddini o gün bildirmiştim. Ona bir daha ne Cemreyle ilgili, nede kazayla ilgili' konuşmamalarını söyledim.
***
Cemre
Emine teyzenin oğlu doktordu ve şu an için annemin en yakın arkadaşıydı. Bu kez Emine teyze bana evin en üst kattakı eski eşyaları çıkarmamı söylemişti. Ben herzaman örümceklerden korktuğum için ,işi yaparken ağlara dokunmamaya çalışıyordum. Birden kapı çaldı. Emine teyze kapıya bakmamı söylediğinde ,ben aşağı indim ve kapıyı açtım. Keşke hiç açmasaydım .Ben yine dengemi kayb ettim ve yere düştüm ve o yine bana elini uzatmış, bana yardım etmeye çalıştı.
CEMRE: Ne... sen ne arıyorsun burda?
SERKAN: Asıl senin ne işin var burda?
CEMRE: Ben ders çıkışı hep burda çalışıyorum.
Serkan bu kez elindeki listeye bir kez daha göz atır.
SERKAN: Burası Emine Önderin evi değil mi?
Serkan bunu söylerken Cemrenin nasıl nefret dolu bakışlarla, ona baktığının farkındaydı.
SERKAN: Dinle beni ,ben de seni burda görüceğimi bekemiyordum. Beni buraya gönderenler erken çıkmamı sağlayanlardı. Şimdi ben burdakı işi bitirmek için geldim. Cemre yerden kalkmaya çalışıyor, ama bacağının acı vermesi onun yumruklarını sıkmasını,sağlıyor ,bunu Serkanda göre biliyor. Kızın kalkarken zorlanması hepsi onun suçuydu.
SERKAN: Ben çok üzgünüm..
CEMRE: bunu mahkemede anlat....
SERKAN: Anlattım.
Dürüstce cevap veriyor.
SERKAN: Cemre daha ne yapa bilirim. Söylesene Cemre benden ne istiyorsun?
CEMRE: Gitmeni..
SERKAN: Yapamam..
Bu zaman Emine hanım geliyor ve ortalık biraz sakinleşiyor.
EMİNE: Sen yardım baş vurusundansın değil mi?
SERKAN: Evet.
EMİNE :Kapıda bekleme, içeri gel bu Cemre benim küçük arkadaşım ve yardımcım. Cemre kızım onu yukarı götür işe eski eşyaları dışarı çıkarmakla başlasın.
CEMRE: Keşke hiç dönmeseydin... .
Bunu sadece Serkanın duya bileceği bir şekilde diyor.
Serkan dönerse Ayhanın öfkesiyle karşılaşacağını iyi biliyor.
SERKAN:Ben kadına yardım etmeden hiç bir yere gitmiyorum.
Cemre şaşırmış halde ona bakıyor, bir şey söylemeden yukarı çıkıyor. Tabi Serkan da onu takip ediyor.
CEMRE: Ben kutuyu buraya bırakırım, sen aşağı götürürsün.
SERKAN: Tamam
Onlar sesiz çalışıyorlar. Cemre kutuları bırakıyor. Serkan onları merdivenle aşağı taşıyor. Sonra çöp poşetlerine koyuyor. Emine hanım Serkanın ona verdiği evrakları dolduruyor.
SERKAN
Ben eve geri döndüğümde Emine hanım bana bu kez yukarı götürmem için kurabiye tabağı veriyor. Ben artık yüzüncü kere yukarı kalkıyorum. Odaya girdiğimde hemen bana doğru atılan kutuyu görünce geri çekiliyorum. Eminim Cemre bunu bilerekten ,kasten öyle atmıştı.
SERKAN :biraz dikkatli ol.
O yine beni görmezden geliyor.
O kazada yalnız o mu zarar gördü? Ama ben yine de sakin olmalıyım Sinirlenmemem gerekiyor. Yoksa gerçekler su yüzüne çıka bilir... .
SERKAN: Bak Cemre olanlar gerçekten bir kazaydı. Eğer ben zamanı geri alabilseydim, inan hiç düşünmeden bunu yapardım.
Bu kez Cemre bana doğru bakıyor.
CEMRE: Söylermisin ,senin söylediklerin neden bana hiç inandırıcı gelmiyor.
Cemre bununla kurabiye tabağını alıyor ve odayı terk ediyor. Onun evden ayrıldığını fark ettiğimde, ben hala kutuları taşımakla meşgulüm. Kutular bittiğinde Emine teyze imzayı atıyor ama gitmeden benim marangozlukla ilgili birşey bilip bilmediğimi sorduğunda ,ben bir zamanlar dedeme yardım ettiğimi anlatıyorum.
EMİNE: Güzel, demek o ağactan bana el yapımı sandalye yaparsın?
SERKAN: Evet yapa bilirim.
Ama aynı zamanda Cemreyi düşünüyorum, o benim burda çalışmamdan hiç memnun değil, bide benim her gün onunla burda karşılaşmam hiç iyi olmaz. Öte yandan belki hiç karşılaşmam. Ben dışarıda kendi işimi yaparım, o kendi işini.
EMİNE: İşi kabul ediyormusun?
SERKAN: Evet ediyorum
EMİNE: O zaman yarın erken gel, işe başla.

#Cemser (anlamlı hediye )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin