Önlerinde duran arabanın yavaş yavaş kapıları açıldı.
İçinden çıkan dört adam hızla onlara doğru gelmeye başladı.
Salih, adamların iyi niyetli olmadıklarını anlamış. Arabayı geriye sürmek istedi ama arkadanda bir araba gelip onları sıkıştırdı.
Artık hiç bir kaçış yolları kalmamıştı.
Salih, arabanın kapılarını kilitledi.
Sare'ye dönüp, "Korkma aşkım. Yanında ben varım, " Desede kendisi de çok korkuyordu.
Kendisi için değil ama Sare, için çok korkuyordu.
Sare, aranın içinde donup kalmıştı.
Ne yapacağını bilemiyordu kız. Yalnızca sessiz bir şekilde ağlıyordu.
Salih, kızın iyi olmadığını anlamıştı.
Sare'nin kolundan tutup sarstı.
"Kendine gel Sare'm kurtulacağız merak etme. Lütfen kendini bırakma"dedi.
Adamlar arabanın yanına gelmiş kapısını açmaya çalışıyorlardı.
Salih, bir taraftan Sare' yle uğraşıyor
Bir taraftanda telefonla birilerine ulaşmaya çalışıyordu.
Ne kadar arasada ne babasına ne de Yılmaz'a ulaşamadı.
Son çare olarak Yılmaz'a kaçırıldıklarını bildiren bir mesaj atabildi.
Arabanın kapısını açan adamlar silahlarını çıkarıp dışarı çıkmalarını söyledi.
Salih'in yapabileceği bir şey yoktu adamlar çok kalabalıktı.
Hepsiyle birden döğüşmesinin imkanı yoktu.
Salih'in elini bağlayarak kendi arabalarına doğru götürdüler.
Sare, "Bırakın onu ne olur. Salih, size bir şey yapmadı" diye bağırsada adamlardan biri Sare'ye tokat atıp yere düşürdü.
Sare'nin yere düştüğünü gören Salih, öfkeden çılgına dönmüştü.
Bir şey yapamamak sevdiğini kurtaramamak Salih'i kahrediyordu.
Salih'i eli kolu bağlı arabanın içine attılar Sare'yi de getirdikten sonra hemen oradan ayrıldılar.
Kasabanın çıkışında eski ve kullanılmayan bir depoya getirdiler.
İkisini beraber sürükleyerek deponun içine soktular.
Salih'i depodaki direğe bağladılar.
Adamlar Salih'i sopalarla bayılıncaya kadar dövdüler.
Sare'yide Salih'in tam karşısındaki sandalyeye oturttular.
Salih, bir süre sonra kendine geldi.
Karşısında Sare'nin oturduğunu gördü.
Kızın dudağı patlamış kıyafeti yırtılmıştı.
Sare'nin halini gören Salih'in kan beynine sıçramıştı.
Kurtulmak için ne kadar çabalasada kurtulamadı.
Sare, sandalyenin üstünde gözünü Salih'e dikmiş bakıyordu.
Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüştü.
Depoda kimsenin olmadığını gören Salih Sare'ye seslendi.
Sare, ise Salih'e cevap vermiyordu.
Bu durum Salih'i daha da korkuttu.
"Sare canım güzelim kendine gel artık bu sen değilsin.
Ne oldu benim tuttuğunu koparan cesur kızıma? Hadi lütfen kendine gel. Beni çöz canımın içi. Bak etrafta kimse yok"
Salih'in sözleriyle Sare, gözünün yaşını sildi.
Kalkıp Salih'in yanına doğru yürümeye başladı.
Sonra da hızla koşup Salih'in boynuna sarıldı.
"Çok dövdüler seni Salih'im. Çok vurdular sana. O yumruklar benim kalbime geldi Salih. Benim bedenime geldi. Çok acı çektim ben. Sana gelen her darbede içim yandı".
" Ah Sare'm. Benim güzel kadınım. Bana vursunlar hiç önemli değil.
Sana dokunmasınlarda.
Sana bir şey yaptılar mı söyle bana?"
"Hayır ama korkuyorum Salih.
Seni kaybetmekten sana bir şey yapmalarından çok korkuyorum.
" Korkma aşkım. Kurtulacağız buradan. Sen cesur ol sadece"
Onlar konuşurken deponun kapısı büyük bir gürültüyle açıldı.
İçeri giren kişilerle Salih ve Sare birkez daha şok oldu.
Gelenler Vural ve Petek'ti. İkisinin de başlarının belaları.
Vural, gülerek onlara yaklaşıtı. "Bakın burada kimler varmış" dedi.
Bunlar bizim aşk kuşlarımız Salih Hoca ve benim nişanlım Sare değilmi?"
" Ben senin nişanlın falan değilim geri zekalı. Hiçte olmadım. Ama senin o aptal kafan bir türlü anlamadı"dedi Sare.
"Öyle mi Sare Hanım?" dedi ve kızın saçından tutup yere fırlattı.
Salih öfkeyle bağırdı. "Bırak onu aşalık herif. Gücün yetiyorsa bana gel"
"Vay" dedi Petek, "Bana bu kadar değer vermemiştin Salih.
Bu köylü parçası senin için çok değerli öylemi.
" Haddini bil Petek. Sen o köylünün tırnağı bile olamazsın.
Petek, Sare'nin yanına yaklaşıp suratına tokatı patlattı. Sonra da" Salih'i sana yar etmem kızım, bunu unutma.
O beni seçmediyse bende onu senin acınla cezalandırırım"dedi.
Salih, Petek'in sözleriyle beyninden vurulmuşa döndü.
Sare'ye ne yapmayı düşünüyordu bu psikopat.
"Seni öldürürüm Petek. Eğer Sare'ye zarar vermeye kalk ikinizide elimden kimse alamaz"
Bu sözler üzerine Vural Salih'e yumruklarla cevap verdi.
"Ne yapabilirsin ha? Söylene ne yapabilirsin? Böyle köpek gibi bağlıyken ne yapabilirsin?" dedi ve daha fazla vurmaya başladı.
O sırada Petek'in elinden kurtulan Sare, yerden bulduğu bir odun parçasını eline aldı.
Hiç beklemeden koşup Vural'ın kafasına geçirdi.
Beklemediği darbeyle sersemleyen Vural, Sare'nin üzerine yürümeye başladı.
Arkadan Petek'in de tuttuğu Sare'yi zorla sandalyeye oturttular.
Duruma öfkelenen Petek, Sare'yi tokatlamaya başladı.
Artık Salih'in de gücü tükenmişti .
Genç adamın her yeri kan revan içinde kalmıştı.
Vural, Sare'ye vuran Petek'i kolundan tutup durdurdu.
"Yeter artık Petek. Onun güzel yüzünü bozmanı istemiyorum.
Onunla ilgili başka planlarım var. Yllardır beni bu kadar uğraştıran kızı tadına bakmadan bırakmak ayıp olur öyle değil mi?"
"Ne yaparsan yap o eziğe. Bu benim umurumda değil. Benim istediğim çok acı çeksin. Acı çeksinki başkasının sevdiğini elinden almanın nasıl bir sonu olduğunu anlasın.
Sen onunla eğlenirken Salih'in de görmesini istiyorum.
O çok değerli Sare'sini nasıl başkasının aldığını görsün.
Salih, duyduklarıyla kafayı yemenin eşiğine gelmişti.
Kurtulmaya çalışıyor bağırıyor haykırıyor ama bağlı olduğu zincirlerden kurtulamıyordu.
Onun dokunmaya bile kıyamadığı aşkına ne yapmayı planlıyordu bu şerefsiz? Öyle bir şey olursa Sare yaşayamaz kendini öldürürdü.
Sare, ölürse Salih'de onsuz yaşayamazdı.
"Önce beni öldür" diye bağırdı Salih.
"Eğer beni öldürmezsen ikinizi parçalara ayırırım.
Ona dokunursan Vural. Ancak beni öldürerek kurtulabilirsin.
Yoksa size öyle acılar çektiririm ki ölmek için yalvarırsınız.
" Vay Salih Hoca, sizin gibi öğretmene yakışıyor mu bu sözler?
Bize kötü örnek oluyorsunuz.
Biraz paylaşımcı olun.
Şimdiye kadar siz eğlendiniz Sare'yle birazda biz eğlenelim.
"Sen ne diyorsun aşalık herif o benim karım olacak karım anladın mı adi köpek?"
Vural Sare'ye doğru yürüyüp karşısında durdu. "Sare Hanım kıyafetinizde çok güzelmiş ama ben içindeki güzellikleri de merak ediyorum.
Ne dersin o güzellikleri hem bana hemde adamlarıma göstermeye başlasak mı?
"Ölürümde çıkarmam"dedi Sare.
Vural, "Ben sana seve seve yardım ederim" dedi ve Sare'nin kıyafetinin önünden tutup hızla kopardı.
Sare ne kadar çırpınsada elinden kurtulamadı.
Salih, artık görmeye dayanamıyor ölmek istiyordu.
Sare'yi o halde görmekten de ölmek daha iyiydi.
Sare, bağırp kurtulmaya çalışırken deponun kapısı hızla açıldı.
Polisler Yılmaz ve Asya, hatta Turgut la Ayşe, bile vardı.
Herkes o kadar planlı çalışmıştı ki Vural'ın adamları kıpırdayamaz hale gelmişti.
Polisler hepsini tek tek kelepçeledi.
Salih'i kurtaran Yılmaz arkadaşının haline bakıp,"Seni ne hale getirmiş şerefsiz"dedi.
Salih, "Hiç önemli değil kardeşim.
İnan hiç önemli değil.
Tam zamanında geldiniz Yılmaz.
İnan bana yediğim dayak hiç umurumda değil "diyerek Polislerin götürdükleri Vural'a yaklaşıp kafasını suratına geçirdi.
Salih'in kafa atmasıyla burnu kırılan adamı polisler hemen götürdü.
Asya'da Petek'in suratına yumruğu geçirip Sare'nin yanına geldi.
Sare, hala kurtulduklarına inanamıyordu. Endişeli bir şekilde etrafına bakındı.
Salih'e bir şey olmasından deli gibi korkuyordu.
Ona doğru aksayarak gelen Salih'i görünce koşarak boynuna sarıllıp ağlamaya başladı.
" Öyle korktum ki Salih.
Seni kaybetmekten çok korktum aşkım."
Salih'in yaralarının üzerinde elini gezdirdi.
Bütün yaralarına tek tek dokundu.
"Çok mu acıyor Salih? "
"Artık acımıyor. Sen dokununca bütün acılar geçti"
"Seni yalancı. Sanki bilmiyorum sana nasıl vurduklarını. Bir dokunmayla nasıl geçsin?"
"Sen benim ilacımsın Sare. Sen iyisin o şerefsizden kurtuldun ya başka ne isterim. Yaralar iyileşir merak etme. Hele sen tedavi edersen daha çabuk iyileşir.
Zaten biliyorsun bu işleri. Bana bakıp iyileştirdiğin günleri ne çabuk unuttun.
" Merak etme gözüm gibi bakarım sana.
"Hadi artık gençler gidelim artık. Vilveleşmeye evde devam edin.
Herkes merakla sizi bekliyor" dedi Yılmaz.
"Öküz müsün Yılmaz ya? Rahat bırak onları, ne kadar sıkıntı yaşadılar.
Bırak birbirlerini teselli etsinler.
" Ben bir şey mi dedim Asya?
Bir an önce gidelim Salih yaralı. Hastaneye gitmemiz lazım.
"Haklısın Yılmaz hemen gidelim daha fazla burada kalmak istemiyorum.
Salih ceketini çı karıp Sare'nin üzerine örttü. Sonra da elinden tutup depodan çıktılar.Teşekkürler😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİMİZE BİR DÜNYA #wattys 2018
General Fiction*Yazarın ilk kitabıdır.* Başlama tarihi 2018. -Çılgın bir o kadar hırslı kızımız Sare ve ailesinin tüm itirazlarına rağmen öğretmen olan Salih'in hikayesidir. Okuyan herkese şimdiden teşekkür ederim. SARE&SALİH ¥İKİMİZE BİR DÜNYA¥ ******************...