Sare, cumartesi sabahı erkenden kalkıp yine ders çalışmaya başlamıştı.
Sınavlara kadar bütün konuları bitirmesi gerekiyordu.
Annesi kızının odasına gelerek ne yaptığına baktı.
Kızının ders çalıştığını görünce
"Ah benim şaşkın kızım . Zamanında çok dedim sana. Ama beni dinlemedin. Şimdi geçmiş olsun."desi içinden.Kadın Sare'ye bir şey söylemeden mutfağa girip çayı koydu.
Sare, kendini testlere o kadar kaptırmıştı ki. Zamanın nasıl
geçtiğini anlamamıştı.
Dakikalardır bir soruya takılıp kalmış bir türlü çözememişti. Sinirlenip kendi kendine oflayıp duruyordu.Annesi kahvaltı için çağırmaya geldiğinde, Sare'nin kalemini kemirip durduğunu gördü.
Bu hareketin Sare'nin bir alışkanlığı olduğunu biliyordu. Ne zaman derste zorlansa böyle yapardı.
-Ne oldu kızım sana yine kalemini yiyorsun?" dedi.
"Bir şey yok anne. Sadece bir soruya takılıp kaldım. Yarım saattir yapamadım. Beynim durdu sanki.
Ne düşünüp duruyorsun kız ?
"Mahallede bir öğretmen var git sor ona yapmadığın soruyu.""Anne buda nerden çıktı?
Kafayı mı yedin sen?
Neden soracakmışım ben ona?
Ben kendim yaparım. Kimseye ihtiyacım yok."
"Kızım ne olacak komşu sayılırız.
Düşünüp durma işte, git yardımcı
olsun."Sare, ne kadar annesine
kızsa da haklı olduğunu biliyordu.
Son kez şansını deneyip."Anne ukalânın teki o adam uğraştırma beni onunla."
-Kız ne ukalâlığını gördün adamın? Pırlanta gibi çocuk."
"Ay tamam anne baydın beni.
Senin le hiç uğraşamam üzerimi
giyinip çıkarım ben.""Tamam kızım. Yalnız güzel ve hanım hanımcık giyin. Palyaço gibi değil.
"Of anne defileye çıkmıyorum.
Alt tarafı bir soru sorup
geleceğim."
- İyi tamam şapşal kızım. Ne yaparsan yap."Sare, hemen hazırlandı. Kitabı eline alarak dışarı çıktı. Sonra da Salih'in evine doğru yürümeye başladı.
Bir taraftanda kara kara düşünüyordu."Acaba gitmesemiydim? O gün okuldan neden kaçtın derse ne diyeceğim ben ya?"diye'söylenerek yürürken kendini Salih'in kapısında buldu. "Kapıyı çalsam mı çalmasam mı"diye karar veremezken birden kapı açıldı. Karşısında Salih'i görünce bir an ne söyleyeceğini bilemedi.
"Şeyy affedersiniz. Sizi rahatsız ettim ama.
Ben bir soruya takıldım çözemedim de. Yardım edermisiniz diyecektim."Kendi konuşmasına kendi bile şaşırmıştı kız.
"Ne ara bu kadar kibar konuşur oldum ben" dedi kendi kendine.
"İşin varsa sorun değil." dedi."Hiç rahatsız etmedin Sare. Ayrıca işim de yok. Gelsene içeri"
"Bahçe çok güzel. Hava da sıcak burada oturabilir miyiz?"
Sare, haklarında dedikodu çıksın istemiyordu. Durumu anlayan Salih.
"Neden olmasın?"dedi Salih.
İkisi beraber bahçedeki iki kişilik masaya oturdular.
Kitabını masanın üzerine
bırakıp, sayfasını katlandığı yeri açtı.
Çözemediği soruyu buldu.
Salih, soruya bakarak anlatmaya başladı. Beraber uzun süre test çözdüler. Salih, o sorudan sonra bir çok soruda Sare'ye yardımcı oldu.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadılar.
Salih, Sare'nin elinden kitabı aldı."Bu kadar yeter Sare. Çok yoruldun biraz dinlen."dedi
"Özür dilerim Salih öğretmen. Senin tatilin bugün. Bir de benimle uğraşıyorsun.""Hiç sorun değil Sare, hatta çok iyi oldu. Benim de canım sıkılıyordu.
Bir şey içer misin?"
"Hayır sağolun ben gideyim artık geç oldu."
"Biraz daha otur Sare. Benim sana birşey sormam lazım.""Eyvah!! Dedi Sare "Ne soracak acaba? Kesin dün neden kaçtın diyecek.
Ne yapsam acaba?" diye düşünmeye başladı."Sen neden böylesin?" dedi Salih bir anda.
Sare, Salih'in sorduğu sorudan hiç bir şey anlamamıştı.
- Nasılım anlamadım?"
- Herkesten farklısın. Yani giyimin tavırların bam başka.
Büyük şehirlerde çok görürsün böyle kendini özgür kız şekillerine sokanları. Burası küçük bir kasaba."
Sare bu sözlere birden sinirlendi.
"Kasabadakiler veya köydekiler istediği gibi giyinip, istediği gibi davranamazlarmı? Bütün bu haklar sadece şehirde yaşayanlaramı ait?""Yapma Sare, sen beni yanlış anladın.
Onlar öyle olmak istedikleri için yapıyorlar. Sen kendini kamufle etmek için yapıyorsun.
Çocuk yaşlarda kabul ediyorum. Hayal dünyamız çok geniş. Bazılarımız yaramazlıkta sınır tanımayan veletler oluyoruz.
Ama, bence bu sen bu değilsin Sare. Sen insanlar bana bulaşmasın. Benden uzak dursun diye etrafına duvarlar örmüşsün."
"Siz yanlış anlamışsınız Salih Hocam. Ben buyum, farklı falan değilim. Her kes gibi sıradan biriyim.
Ayrıca haklısınız çocuk ken çok yaramazdım. Hem annemi, hem öğretmenlerimi, hem bütün kasabayı bıktırdım kenimden.
Okulda başarılı olamadım. Üniversitesiyi de kazanamadım.
Sonra yaşanan bir olay benim bütün düşüncelerimi fikirlerimi tamamen değiştirdi?"
"Merak ettim bak. Seni değiştiren olayı anlatır mısın?
"Madem benim hakkımda herşey
konuşulacak ilk ve son kez gerçek
Sare'yi dinleyin.
Mahallenin en güzel kızlarından Sevda ablamız vardı. O kadar güzeldi ki bakan dönüp bir daha bakardı. Dünürcülerin biri gider
biri gelirdi. Annem anlatırdı bana. Ona çıkan kısmet hiç kimseye çıkmadı derdi. Annesi babası çok fakir olduğu için en zengin kimse ona vermeyi düşünüyorlarmış kızlarını.
Öylede oldu zengin bir ailenin oğluna verdiler Sevda ablayı.
İtiraz bile etmedi zavallı.
Daha doğrusu edemedi. Çünkü annesi ve babasının o alınan başlık parasına çok ihtiyacı vardı. Sevda, kendini ailesine feda etti. Evlendi o zengin züppesiyle. Biliyor musun adam pisliğin tekiymiş? Yapmadığını bırakmamış Sevda ablaya. Her gün hakaret ,dayak. Şerefsiz adam,üç yıl boyunca eziyet etmiş.
Birde kızı vardı Sevda ablanın.
O çocuğu bile dövmeye kalkmış. Sadece ağlıyor diye çocuğu dövmeye kalkmış pis ayyaş.
Sevda abla çocuğun üstüne kendini atmış korumak için.
Adam daha da kızıp Sevda ablayı kemerle dövmüş. Sevda abla gece içkisine uyku ilacı katmış ve o uyurken kızını alıp evden kaçmış. Annesinin babasının yanına gelememiş bulurlar diye.
Adamlar her gün gelmişler aramışlar. Sevda ablaya iftira atmışlar. Namusuna dil uzatmışlar.
Onu bulamayınca adam boşanma davası açmış.
Bir celsede boşamış Sevda abla dan. Onu bulsalar belki öldüreceklerdi.
Beş altı yıl sonra geldi mahalleye. Biliyor musun Selim abiyle birbirlerini çok seviyorlarmış.
Selim abi fabrikada sadece asgari ücretle çalışan bir işçi olduğu için hiç söylememiş sevdiğini.
Zengin kısmetlerine mani olmak istememiş. Sevda abla yoksulluk
çekmesin diye aşkını kalbine gömmüş.
Ama sürekli haberlerini alıyormuş onun.
Sonra Sevda ablanın kaçtığını öğrenince peşine düşmüş.
Saklandığı yeri bulmuş. Onu korumuş kollamış.
Boşandığını öğrenincede duygularını
açmış ve evlenmişler. Çok mutluymuş şimdi. Kızı Selim abiyi babası biliyormuş.
Selim abi öyle istemiş.
İşte böyle. Annem Sevda ablayı anlatınca benim miladım oldu.
Ben asla öyle olmak istemiyorum.
Hiç bir kızda öyle olmamalı.
Hiç bir kız baba parasıyla hava atan gereksizlere oyuncak olmamalı. Ailesinin imkânı olan kendilerine iş yeri açabilir.
Benim gibi öyle bir imkânı olmayanlar mutlaka okumalı.
Onun için mutlaka o üniversiteyi kazanmam lazım.
Okuyup kendime ve ilerde olacak çocuklarıma yetmem lazım.
Kıyafet konusuna gelincede kimsenin dikkatini çekmek istemiyorum.
Ben çirkin bir kız değilim. Ama kimsenin beni beğenmesini istemiyorum. Ailemin saçma sapan görücülerle uğraşmasını istemiyorum.
Annem buna dünden razı ama ben hazır değilim. Kendi ayaklarımın üzerinde durmadan olmaz.
Neyse Salih Hocam, kafanızı ağrıttım. Ben artık gideyim."dedi Sare."Anlattıklarından çok etkilendim Sare.
Bende senin başarılı olmanı çok isterim. Ne zaman yardıma ihtiyacın
olursa ben buradayım."dedi.
Sare, Salih'e teşekkür ederek oradan ayrıldı.Teşekkürler
İİKİMİZE BİR DÜNYA
SIRADIŞI..♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİMİZE BİR DÜNYA #wattys 2018
Fiksi Umum*Yazarın ilk kitabıdır.* Başlama tarihi 2018. -Çılgın bir o kadar hırslı kızımız Sare ve ailesinin tüm itirazlarına rağmen öğretmen olan Salih'in hikayesidir. Okuyan herkese şimdiden teşekkür ederim. SARE&SALİH ¥İKİMİZE BİR DÜNYA¥ ******************...