'Kaza' 20. Bölüm

954 43 4
                                    

Dışardaki sessizliği Siyah, onca tozun içinde tek bir toz parçacığı üzerine konmaya cesaret edemediği Porsche’un gürültülü motoru bozarken gitgide uzaklaştığımız olay yerinin arkasından baktım. Denizin kenarında dalgaların etkisiyle suya girip çıkan kolej hırkası gözümün görüş alanından çıkarken sesli ve derin bir nefes alıp önüme döndüm. Ellerim kucağımda serbest bir şekilde dururken parmaklarımla oynadım. Az önce olanlar çok hızlı gelişmişti. Zayn’e neden karşı çıkmadığım sorularımın önünde geliyordu. Onun dışında beynimin içinde dönüp duran onlarca soru vardı. Eric neredeydi? Beni orda bulamayınca ne düşünecekti? Endişelenecek miydi? Peki ya kolej hırkasını, omuzlarıma kendi elleriyle bıraktığı kolej hırkasını yerde ıslanışını görünce bana sinirlenir miydi? Yoksa Zayn ona bişey mi yapmıştı? Peki Zayn nerden çıkmıştı? Beni nerden bulmuştu? İzimi mi sürmüştü? Yoksa beni hep gözlüyor muydu? Hem nereye gidiyorduk? Yine aynı eve mi? Belki beni al-

‘’Çok fazla şey düşünüyorsun. Düşünme.’’ Zayn’in oldukça net ve duygularını gizleyen sesiyle beynimdeki soruları kurcalamayı bırakıp kaşlarımı çattım. Oturduğum yerde belden üstümü hareket ettirerek ona döndüm.

‘’Düşündürme o zaman.’’ Sesim sinirimi belli ederken rahatladım. Sinirli olduğumu bilmeliydi.

‘’Ufaklığımız sinirlenmiş.’’ Hafifçe kıkırdadı.

‘’Eric’e söylemeliydim. Beni orda bulamayınca kim bilir nasıl endişelenecektir.’’ Bunu sesli bir şekilde söylemiştim ama kendi kendime konuşuyordum. Zayn zaten bunu anlamıştı.

‘’Onu düşünmeyi kes! Hem bu ona iyi bir ders olmuştur.’’ Kolundaki saate baktı. ‘’ Bir bayan bu saatte yalnız başına bırakılmamalıdır.’’

‘’Kimi düşünmemi istersiniz babacım? Düşüncelerime de mi karışacaksın yani? Neyim ben senin minik savunmasız kardeşin falan mı? Bana ne yapacağımı söyleme! Bana neyi dert edeceğimi söyleme! Bana kiminle birlikte olacağımı söyleme! Bana kimin yanlış kimin doğru olduğunu söyleme!’’

Araba aniden durunca önce öne savruldum sonra sırtımı hızla arkamdaki koltuğa çarptım. Acıyla inlerken sinirle Zayn’e döndüm. Sıcakladığımı hissediyordum. Kesinlikle yüzüm kıpkırmızı kesilmişti. Çünkü çok fazla sinirliydim. Konuşurken deli gibi bağırıyordum. Zayn’in direksiyon üzerindeki uzun ince parmaklarındaki eklemler beyazlaşmıştı. Kendini sıktığı kollarındaki kasların fazlasıyla öne çıkmasından anlaşılabiliyordu. Gözlerine baktığımda tepkisizce tam ortasında durduğumuz asfaltlı yola bakıyordu. Gözlerindeki elalar tamamıyla kaybolmuştu. Sinirlenince bile az da olsa elaları belli olurdu dedim kendi kendime. Ama şimdi ışık girmeyen bir tünel kadar karanlık ve korkutuculardı.

‘’Arabadan in.’’ Dişlerinin arasından konuşurken resmen fısıldamıştı. Bu sessizliği beni korkutmaya yetmiş sırtımın bile diken diken olmasını sağlamıştı.

‘’Ne? Neden? Burayı bilmiyorum ve be-‘’

‘’Sana arabadan in dedim!’’ Kükremişti. Arabanın camları titremişti. Zayn’in boynundaki damarlar ortaya çıkmış ve şişmişti. Hala bana bakmıyordu. Bana bu kadar neden sinirlenmişti? Peki buna karşı gelirsem başıma neler gelirdi?

‘’ Olmaz. İnemem.’’

Yüzüme bakmadan önüme eğilip kapıma ulaştı ve öne iterek açtı. Kapı sonuna kadar açılınca geri çekilip bağırdı.

‘’İn şu siktiğimin arabasından.’’ Beni tutup ittirdi ve arabadan aşağı düşmemi sağladı. Çıplak dizlerim taşlara sürtüp kanamaya başlayınca daha fazla kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Titrek kollarımla yerden destek alarak ayağa kalktım ve yaşlı gözlerle açık kapıdan Zayn’e baktım. Deli gibi ağlamaya başlamıştım. Duygularım altüst olmuştu. Hıçkırıklarımın arasından konuşmaya çalışıyordum. Ama hiç bişey anlaşılmıyordu.

Another WorldHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin