'Romantik Facia' 19. Bölüm

1K 43 3
                                    

‘’Tamam bebeğim geliyorum!’’ merdivenlere doğru bağırdıktan sonra kendime son bir kez baktım. Şu üç gün boyunca hep babamla takılmıştım çünkü yaklaşık 1 hafta sonra işi üzerine bir yere gitmesi gerekiyordu ve biz görüşemeyecektik. Babamla yaptığımız konuşmadan sonra ona  Zayn’i anlatmadım tabiki! Yani hadi ama kim babasına bir sadist psikopat manyak ayaklı ego tarafından çeşitli işkencelere tabi tutulduğu ve o ayaklı egoyu özlediğini düşündürecek olaylarını anlatır ki! Babam gittikten sonra Zayn ’den birkaç taciz mesajı alma olayları yaşasam da pek kale almamıştım. Zaten oda üstüne pek gitmemişti. 1 gün sonra Eric gelmiş ve beni bir yere götüreceğinden bahsetmişti. Bana bakarken gözlerinin içi parlıyordu. Eskiden olsa buna tapabilirdim ama şimdi pek de oralı gözükmüyordum.

Merdivenlerden topuklarımı vurarak inerken kapının eşiğinde beni bekleyen Eric’e baktım. Benim yerime o oldukça spor giyinmişti. Üzerinde bir kolej hırkası altına da bir kot pantolon geçirmişti. Yanına gidip Dudaklarına minik bir öpücük bırakıp geri çekildim. Bana sadece bir gülümsemeyle karşılık verdikten sonra beraber dışarı çıktık evimin önündeki beyaz Range Rover bana selam veriyordu. Eric önümden hızla geçip kapımı açtığında gülümsedim. Bir anda bana karşı nazik ve anlayışlı davranışlar gösteren biriyle beraber olmam benim yolumu ‘U’ dönüşüne sokarken aklımda eski yolumda nasıl olduğum vardı. İlk olarak romantik geceler yoktu (Yemek ve filmlerden bahsediyorum sizi salaklar hemen fesatça düşünmeyin.) Güzel sözleri duyma gibi bir lüksüm yoktu. Hele ki bu kişi Zayn iken – Tamam arada bir güzel söz ederdi ( Tanrının bana acıdığı anlar) ki o sözler kimseden duyamayacağınız mükemmellikteydi.- Imm… daha sonra romantik mesajlar ve tatlı telefon sohbetleri aklımın ucundan bile geçiremezdim. Evet, görünüşe bakılırsa ciddi anlamda bir ‘U’ dönüşüne girmiştim. Ama üzücü olan bu dönüşe geçerken arkamda Zayn’i bırakmamdı.

‘’Ne düşünüyorsun bebeğim?’’ Ericin elini bacağıma koyup seslenmesiyle kendime gelirken gözlerimi kırpıştırıp Eric’e döndüm.

‘’Hi-hiç bişey. Söylesene beni nereye götürüyorsun?’’ Konuyu hızla değiştirdim.

‘’Camdan bakmana rağmen hala nereye gittiğimiz anlamadın mı yani?’’ Söylediği şey üzerine irislerimi ondan çekip cama yöneldim. Ayın parlaklığı geceyle beraber kararan denize yansırken gözlerim gökyüzüne kaydı. Yıldızlar küçüklüğümden beri dikkatimi çekmişti. Gökyüzündeki parlak yıldızları izlerken şehrin içinden pek gözükmediği üzerine karar kıldım. Şehrin rahatsız edici ışıkları yıldızların güzelliğini son derece iyi bir şekilde gizliyordu ve ben bundan nefret ediyordum. Araba taşlı yolda durunca kendimi dışarı attım. Denizden gelen soğuk hava dalgası vücudumu titretince kollarımın birbirine sarıp ellerimi hızla tenime sürttüm. Eric’in elini belimde hissedince ona baktım. Ona baktığımda onunda bana gülümseyerek baktığını gördüm.

‘’Sanırım sana nereye geleceğimizi söylemeliydim. Şu haline bak üşüyen bir melek gibisin.’’ Çevik hareketlerle üzerindeki kolej hırkasını çıkartıp nazikçe omuzlarıma bıraktı ve beni kendine çekti. Denize yaklaşmak için yürümeye başladık. Deniz aramızdaki sessizliği muhteşem dalga sesiyle bozarken huzurluydum. Taşlı yoldan kumlu yola girerken Eric dudağımın hemen yanına minik bir öpücük bıraktı. Nazikçe kıkırdadığımda kendimi çok kastığımı fark ettim. Onun yanında onunlayken  (Zayn ileyken) olduğum gibi rahat olamıyordum. Denizin dalgalarının etkisiyle ıslanan kumların hemen uzağına oturduğumuzda başımı Eric’in omzuna yaslayarak gözlerimi kapattım ve onu sanki Zayn olduğunu düşünerek rahatlamaya çalıştım. Ama maalesef o, insanın her nefesinde ciğerlerine dolan fakat hiçbir etki bırakmadan kaybolan fazla erkeksi parfümü her şeyi bozuyordu.

Oysaki Zayn’in kokusu öyle miydi? Sigara ve Nane kokan bedeninin kokusu, sadece bir nefeste insanın burnunu uyuşturabilecek derecede yoğun ve muhteşemdi. Hem ben, o burada olsa gözlerimi kapatmazdımki dedim kendi kendime. O burada olsaydı gözlerimi kapatmaz ve onun sert kirli sakallarını, Ben buradayım der gibi kendini belli eden çene kemiğini, çene kemiği sayesinde üzerine hafif gölge düşen boynunu, Ancak yakından bakılınca belli olan yüzündeki minik beneklerini, hala kendinin mi şişirdiği yoksa doğal bir şişlik mi olduğunu anlayamadığım fazla net kıvrımları olan dudaklarını, Zayıflığından dolayı hafif içine çökmüş yanaklarının dışarıya çıkarttığı minik elmacık kemiklerini, parlaklığıyla dolunayın parlaklığını arka plana atabilecek derecede ki elalarını, elalarını çevreleyen kalın ve sık olan siyah uzun kirpiklerini (Ki o kirpiklere salıncak bile kurabilirdim), Kirpikleriyle aynı siyahlığı taşıyan kaşlarını, Sol  kaşının burnuna yakın olan tarafındaki  minik ayrımını, başına oranla hafif minik kalan fazla kıvrımlı kulaklarını, yanlarını kısa kestirmiş ve tepedekileri dikmiş gece karası saçlarını, rüzgarın etkisiyle bile dağılmayan sadece önünü hafif bir şekilde bozarken bir kadın bedeni gibi narince titreyen saçlarını izlerdim. Şimdi ise tek yaptığım gözlerimi kapatıp onu hayal etmekten ibaretti. Keşke, o şuan burada olsaydı.

Ve beni hayal dünyamdan tıpkı hapishaneye zorla tıkılan suçsuz birine eziyet edermişçesine ayıran şuan yanımdakinin Zayn olarak hayal ettiğim Eric’in telefonunun zil sesi olduğunu anladım. Telefon zil sesinden bile anlamıştım onun asla Zayn olamayacağını. Bikere Zayn’in müzik tarzı bile ondan kat kat daha iyiydi!

‘’Bir dakika izin ver sevgilim.’’ Eric bana soran gözlerle bakınca onu onayladım. Zaten yanımda olup olmaması beni pek ilgilendirmiyormuş gibi hissediyordum. Yanımda olması gereken kişi şuan çok yanlıştı. Oldukça yanlış. Yerinden kalkıp telefonu kulağına götürürken benden uzaklaşmasını izledim. Derin bir nefes alıp hızla geri verdim, dizlerimi kendime çekip çenemi dizlerimi yasladım ve narin gördüğüm denizin dalgalarını sert bir şekilde minik kum tanelerinden oluşan sahile çarpışını izlemeye başladım.

‘’O çok yanlış El.’’ Yanımdaki net sesi çok iyi biliyordum. Son kelimesini söyledikten sonra dışarı çıkan sesli nefesi ve bu burnumu bir saniyede uyuşturan bağımlılık etkisi yaratan kokuyu çok iyi biliyordum. Gözlerim araba farı görmüş yavru tavşan gibi açılırken yanımdaki siyahlarla kaplı bedene döndüm.

‘’Se-sen bu-rda ne- Eric nerde?’’

Hey millet! Az önce dünya düzgün cevap verememe ve konuşamama rekorunu kırdığımı belirtmek isterim! Yok mu bir alkış?!

Sesli kahkahası kulaklarımın pasını silerken bu sesi kaydedip telefonumun zil sesi yapmayı düşünüyordum. Kahkahası kıkırtıya dönüşürken konuştu.

‘’Ne güzelde konuşamadın ama! Merak etme bebeğim hiç bişey olmadı ‘sevgiline’.’’ Sevgili sözünü söylerken direkt alaycı sesi devreye girmiş ve her iki elininde işaret ve orta parmağını kaldırarak havada tırnak işareti çizmişti. Aniden yüzündeki alaycı ifadesi silinip ciddi ve karanlık haline bürünürken gerildiğimi hissettim. Yüzündeki karanlık ifade gibi karanlık ve sert sesi kulaklarıma dolarken hafifçe yutkundum.

‘’Sevgiline hiç bişey olmadı Elmira.’’ Dedi ‘’Ama, onun sevgilisine bişey olacakmış gibi görünüyor.’’

‘’Ne?’’ söyleyebildiğim tek cümle bu olmuştu çünkü konuşamıyordum. Acaba onu fazla düşündüğüm için Tanrı bana acımış ve onu mu göndermişti? Eğer öyleyse Tanrım, sözümü hemen geri alıyorum. Lütfen al şu insan kılıklı iblisi yanımdan.

‘’Aynen öyle bebeğim.’’ Çevik hareketlerle yerinden kalkarken bileğimi sıkı tutmuş ve benide kendine çekip kaldırdı. Zorda olsa dengemi sağladığımda bileğimi kopartmak istermişçesine sıkan adamdan uzaklaşabildiğim kadar uzaklaştım. Kolum Zayn’e doğru havada kalırken ben yeterince uzaktaydım sanırım.

‘’Benimle geliyorsun.’’

‘’Seninle hiçbir yere gitmiyorum. Cehenneme kadar yolun var Malik.’’ Söylediğim şey üzerine avucun içindeki bileğimi daha çok sıkıp beni hızla kendine doğru çekti. Çekilme etkisiyle minik bir çığlık ağzımdan kaçarken ses, boş sahilde denizin dalgalarının arasında yankılanmıştı. Zayn dişlerinin arasından tıslarken yankılanmayı dinlemem pekte mümkün olmamıştı.

‘’Eğer şimdi sakince benimle beraber yürüyüp gitmezsen seni omzuma alır öyle götürürüm.’’ Üzerimi süzdü ve ardından devam etti. ‘’Hele ki bu bacaklarına dokunmak için büyük bir fırsatken hiç bişey umurumda olmaz. Şimdi, seçim senin güzelim.’’

Ah Tanrı aşkına! Hangi kafayla onun burada olmasını istemiştim ben? Dediğim her şey için çok özür dilerim tanrım şimdi lütfen onunla gitmemem gereken bir işaret yolla Zayn’e yalvarırım. Onu istemiyorum. Onu istemiyorum. Onu istemiyorum. Onu istemiyorum. Onu istemiyorum. Onu istemiyorum.

‘’Tamam. Seninle geliyorum.’’

İşte bunlar hep şifresiz wi-fi :P :D Tatilde bedava wi-fi bulabilmek çoook süper bişey asdfgh. Evet hala tatildeyim o yüzden kısa bölümler oluyor üzgünüm. Bu arada bölüm başlığı felç geçirdi arkdslr jfnglkfjgf Ne biliym ben.Başlık bulamadım bölüme :p Bu arada Zayn'i anlattığım bölümde hayal ettikçe nasıl içim gitti nasıl. ZAYN AŞERDİM. :D Her neyse umarım sevmişsinizdir bölümü. Seviliyorsunuz :) Xx

BÖRÖZ YÖROM YÖPON!

Another WorldHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin