Kimimiz sevgi ne demek bilmeyiz, hissetmek isteriz. Doruklarında yaşamak. Ama kimimiz vardır ki uzak kalmak ister sevgiden onun keskin pençelerinden.
Sevgi böyledir fazlası acı verir. Azı doymazlığı...
(Yazarın kaleminden,)
Masallardır; mutlu sonların bizi karşıladığı dünyalar. Mucizeler... Her şeyin bir kaç cümlede, satırda mutluluğa erişmesi... Herkes bilir... Acı öyle sözle geçmez... Zamanla geçmez... Kabuk bağlar, geçmez... İzi kalır...
"Hayat, biz gelecek için planlar yaparken başımızdan geçenlerdir." demiş ya büyük adam John Lennon. Doğru... Hayat bizi beklemez, dinlemez...
Adamın yüreği Her geçen gün acır... Sevdiğini kaybetmek acıtır. Onunla geçireceği günlerin hayalleri gelir aklına acıtır. Bazen adamın canını nefes almak bile acıtır. Bazen onun canını nefes almak dahi acıtır.
Kız. Önüne bir sıfat eklenemeyecek kadar boştur. Sağı, solu, hayalleri, acıları... Anıları tutar uçurumun ucunda onu. Ama tutanın olduğu gibi onu sürükleyeni de vardır. Acıları vardır. Korkuları vardır.
Kısacası hayat bir çok noktayı içinde acı bir halde bulundurur. Bize ise Katlanmaktan başka hiç bir şey düşmez...
(Güneş'in acılarıyla tuttuğu kaleminden,)
Nefes alışlarını izledim, bir süre. Kendime sordum, dünyaya sordum, Her şeyi sorguladım o bir kaç dakika da... "Nasıl dayandı bu acıya?"
Hamdi elindeki telefonuyla oynarken Emir de sessizce düşünüyordu. Bense... Ben hiçbir şey yapmıyordum. Yapamıyordum. Gücüm, cesaretim... Her şeyim alınmıştı... Bana korkudan başka bir şey kalmamıştı.
"Ağabey!" dedi beni az önce getirdikleri odadan çıkan adam. Hamdi ona döndü merakla. "Ne oldu?" dedi pürüzsüz bir sesle... Adam kötü bir şey olduğunu belli eden sesiyle. "Ağabey... Ankara'daki adamlar haber verdi." dedi üstü örtülü bir şekilde. Hamdi sinirli bir şekilde kükredi adama doğru. "Açıkça söylesene lan! Becerememişler mi?" diye bağırdı. Adam derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Ağabey eve girmişler ama bir çocuk engel olmuş. Kızı da oğlanı da alamamışlar. Üstü ne..." deyince Hamdi gözlerini kıstı hafiften. "Üstüne ne? Bunun üstüne ne olmuş başka?" diye kükreyince adam korkarak "Ağabey adamları yakalamışlar. Seyit kaçmış... O haber verdi. Yakalanan adamların içinde dağda tuttuğunuz adamlar da varmış. Seyit "Onlar öter polise." dedi. Yani çıkmamız gerek." deyince Hamdi'nin gözleri büyüdü ve şuana kadar ki en sert haliyle "Şu adamı halleddin deli etmeyin beni. Siz de hazırlayın arabayı, gidiyoruz." dedi ki bana ve Emir' döndü. "Size de şimdiden söyleyeyim eğer kaçmaya kalkarsanız ki buna cesaret edeceğinizi sanmıyorum. eğer öyle bir şey olursa sizin de sevdiklerinizin de sonu olurum..." dedi ve fabrikadan çıktı.
Bölümün devamı düzenlemeye alındığı için kaldırıldı. En kısa zamanda yayınlanacak. Biraz saçma gelse de olay örgüsüyle ilgili bir sıkıntı oldu. Umarım beni anlarsınız. iyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanatsız Kelebek 1 ( Düzenleniyor ) #wattys2019
Teen Fiction"Neden böyle yapıyorsun Güneş? Neden sana yardım etmeme izin vermiyorsun? Neden uçman için kırık kanadın olmama izin vermiyorsun?" Ona dolu gözlerle bakıyordum. Onu böyle görmek çok garipti. Kelimeler boğazıma düğümlemiyordu sanki. Ona bakıp derin n...