Karşısındakine, yönelttiği bakışlarını bir an olsun ayırmadan, hevesli tavrıyla dikkatle dinledi. Ardından eline sıkıştırılan fotoğrafa baktı. Fotoğraftakinin gözlüklerini, kıvırcık saçlarını ve mavi gözlerini inceledi. Sonrasında başını yukarı kaldırdı ve koltukta ayaklarını birbirinin üzerine atmış, ellerini iki yana koymuş adama baktı. Sakin bir ses tonuyla "Görevini anladığından emin misin?" diye sordu.
Elindeki fotoğrafları yandaki masaya fırlattı ve gözlerini karşısına çevirip dudaklarını araladı. Yüzündeki karanlık gülümsemenin sebebiyeti belliydi. "Evet." dedi en sonunda. "Will Graham bu gece ayaklarınızın dibinde olacak, bana güvenin."
Koltuğa yerleşmiş olan adam yavaşça ayağa kalktığında göğsündeki mermi yarasından dolayı hafifçe inledi. Sonrasında ağır adımları, karşısında duran adamın önünde durdu. "Beni hayal kırıklığına uğratma." dedi. "Aksi takdirde işimi kendim yapmak zorunda kalacağım."
Ardından "Wolf Trap." diye talimat verdiğinde adam gözlerini kısarak hafifçe başını salladı ve arkasını dönüp, yola koyuldu.
Gözlerini güneşin aydınlık ışıklarının gazabından koruyamayıp, hafifçe araladığında başının ağrıdığını hissetti. Üstüne serilen üç kat yorganı gördüğünde sıkıntıyla iç çekti, ellerinin yardımıyla üstündeki ağırlıktan kurtulmuş oldu. Yatakta oturup ayakları yere bastığı an, Hannibal'ın odasında olduğunu fark etti. Etrafına bakındıktan sonra derin bir nefes aldı ve ayağa kalktı. Ağrı kesiciler sayesinde, hissettiği artık ona bir hiç gibi geliyordu. Mutfağa doğru yürüdüğünde kimsenin olmadığını gördü. Ardından salona geçti fakat kendi sesi dışında başka ses yoktu. Pes edip, odasına geçeceği sırada dış kapının metalik sesini duydu ve hızlı adımlarla kapıya yöneldi. Gözleri Hannibal'ınkilerle birleşince nefesini tuttu. Hannibal sakin tavrıyla Will'e baktı, "Günaydın Will." dedi. Ardından elindeki poşetlerle mutfağa doğru yürümeye başladı. Will'de ağır adımlarıyla onu takip ederken eli istemsizce karnına gitti ve acıktığını hisseder gibi oldu. Sessizce sandalyeye geçti ve oturup Hannibal'ı izlemeye başladı. Hannibal Will'e bakmadan elindeki poşetleri tezgaha bırakıp içindekileri çıkarmaya başladı. Tezgaha serdiği yeşilliği, patatesi, ekmeği ve birkaç malzemeyi daha görünce Will kaşlarını kaldırıp şaşkın tavrıyla "Hannibal." dediğinde Hannibal evet dercesine mırıldandı.
"Benim için marketten alışveriş mi yaptın sen?"Will dudaklarında yarım gülüşü belirirken sormuştu ve Hannibal ifadesiz dursa da, kısa bir an için dudaklarının kıvrıldığını görür gibi oldu Will. "Evet." dediğinde Will'in gülümseyişi büyüdü ve yüzünde tuhaf bir ifade oluştu.
Fakat kısa sürdü ve yüzü düştüğünde Hannibal'dan gözlerini kaçırdı. "Eve gitmem lazım." diye fısıldadı.
Hannibal aniden duraksadığında bakışlarını Will'e yöneltti ve ifadesiz suratıyla yüzüne baktı. Will'in bakışları yerdeyken gözlerini yumdu. "Hannibal." Hannibal cevap vermeden sadece yüzüne baktı. Will gözlerini Hannibal'ın gözlerine çevirdi, oturduğu sandalyeden kalktı ve tezgaha doğru yürümeye başladı. Tezgahın diğer tarafında kalan Hannibal'ın yanına geldiğinde iki adım mesafe kalacak şekilde adımlarını durdurdu. Hannibal bir şey yapmadan sessizce Will'i izliyordu. Elindeki yemek bıçağını bile bırakmamıştı. Will'in bakışları Hannibal'ın elinde tuttuğu bıçağı buldu sonrasında tekrar yukarı, gözlerine tırmandı.
"Tekrar yapacak olsan." dedi fısıldarcasına. "Tekrar affederim."
Hannibal birkaç saniye bir şey diyemeden durdu ve gözleri hâlâ Will'deyken elindeki bıçağı tezgahın üzerine sesli bir şekilde bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beautiful crime | hannigram
Fanfiction' folie à deux ' yakın ilişkideki iki kişi tarafından paylaşılan zihinsel hastalık. İlk sezonda Will Hannibal'ın kimliğini öğrendiğinde ki tepkileri farklı olsaydı, olaylar nasıl gelişirdi? İlk sezonun sonu ile ikinci sezonun başı arasında gerçekleş...