Bir zamanlar bir gölde "bharunda" adı verilen kuşlar yaşarmış. Bu kuşların bir bedeni fakat iki ayrı boynu varmış. Bir gün boyunlardan biri bir parça özsu bulmuş, öteki boyunda bundan biraz istemiş. Birinci boyun buna razı olmamış. İkinci boyun buna çok kızmış ve zehirli bir et bulup yemiş. Bedenleri aynı olduğu için ise, iki boyun birden ölmüş.
Ayak sesleri, odanın içinde rahatsız edici bir gürültüyle ses çıkardığında tutacak gücü kalmadığı başını yavaşça yukarı kaldırdı. Gözlerini aralamadan hemen önce sertçe yutkundu. Gözlerini açtığında karanlık, depo gibi bir yerde olduğunu gördü. Sandalye veya herhangi bir şey yoktu. Etrafına bakındıkça birinin nefes aldığını duyar gibi oldu ve arkasında birini hissetti. Bağlandığı sandalyenin arkasındaki ellerini gergince kıpırdattı, çözülmeyeceğini bildiği halde. Karanlık odaya yayılmış yoğun kan ve küf kokusu midesinin bulanmasına sebep oldu. Sertçe yutkunduğunda adem elması hareket etti. Gözlerini karanlığa dikti.
"Koschei the Deathless hikayesini bilir misiniz Bay Graham?" Boğuk ses odanın içinde yankı yaptı ve kulaklarını doldurdu.
"Korkunçtur ve kimse görmeye cesaret edemez. En önemli özelliği ise ölümsüz oluşudur. Onu öldürmek için tek bir yol var, ruhunu yok etmek gerekir. Ruhunu bulmak imkansızdır çünkü bir iğne şeklinde ruhunu saklamıştır. İğneyi ise yine hiç kimsenin gitmeye cesaret edemediği bir adada bulunan ağaçlardan birisinin altına gömmüştür."
Will gözlerini kıstığında ses çıkarmadan dinlemeye devam etti. Küçük bir ışık süzgecine yürüyüp alayla gülümseyen yüzü karanlığın içinden çıktı. Will bakışlarını Salazar'a diktiğinde kesik kesik nefesler alıyordu. Salazar'ın yüzündeki gülüşü büyüdükten sonra dudağını dişledi ve öfkesi yüzüne sıçradı. "Doktor Lecter'i öldürmek imkansız değil, fakat zor. Ruhunu yok etmek ise.."
Ağır adımları Will'e doğru yol aldı ve tam önünde durup soğuk bakışlarını yüzüne yöneltti. "Bu yol sizden geçiyor." dedi. Will kalp atışlarının hızlandığını hissetmişti fakat yüz ifadesi, dudakları kadar suskun ve mimiksizdi.
"Görüyorsunuz ya, Bay Graham." diye devam etti. "Hannibal Lecter'ın ruhu tek bir insana teslim olmuş durumda. Önemsediği tek bir kişi var."
Ardından arka cebinden Will'in önceden tekrar gördüğü bıçağını çıkardı ve yüzüne yaklaştırdı. Will soğuk ifadesiyle Salazar'a bakarken Salazar'ın yüzündeki gülümseyişi solmamıştı. Bıçağı Will'in yüzünde dolaştırırken yanağına dokundurduğunda havaya kaldırdı ve keskin ucunu yavaşça yanağına saplayıp kan akmasını seyretti. Will'in gözleri hafif acıyla kapandığında yumruklarını sıktı. Salazar bıçağını Will'in yanağından çıkarıp derin sayılabilecek bir çizik attığında Will istemsizce ağzından acı bir inleme kaçırdı.
Ardından Will yavaşça gülmeye başladı. Yüzündeki karanlık sırıtışla yukarı, Salazar'a baktı ve kanla dolan dudaklarını aralayıp "Tek yapabildiğin sahiden bu mu?" diye sordu.
Salazar'ın yüzündeki sorgulayan ifade birden yerini alaya aldı. Nefesini dışarı verdi ve Will'in kazağını başından çıkarmasını sağlayıp içindeki gömleğin düğmelerini açtı. Yarası belli olan karnına baktı, ardından Will'e. Will olayın gidişatını anladığında nefesleri hızlanmış, kaşları çatılmıştı. Salazar bıçağı Will'in bakışları altında karnında gezdirdi ve "Peki ya kapanmamış yarayı tekrar deşersek ne olur?" diye sordu. Sanki Will acıyı hissetsin diye uğraşarak, ağır adımlarıyla sivri ucunu karnına bastırdığında Will'in gözleri hızla acıyla kapandı. Sonrasında alayla "Belkide kalbini çıkarıp Lecter'e göndermeliyim." dedi. "Sonuçta bu sefer, seni kurtaracak bir doktorun da yok değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beautiful crime | hannigram
Fanfiction' folie à deux ' yakın ilişkideki iki kişi tarafından paylaşılan zihinsel hastalık. İlk sezonda Will Hannibal'ın kimliğini öğrendiğinde ki tepkileri farklı olsaydı, olaylar nasıl gelişirdi? İlk sezonun sonu ile ikinci sezonun başı arasında gerçekleş...