0.4

6.5K 468 200
                                    

Yemek saati geçmişti ama ben çok acıktığım için Merve'yle pizzacıya gelmiştik. Pizzamın son dilimini yerken telefonum titredi. Cebimden çıkarıp mesaja baktım.

ABA: Yavaş ol huzuruna daldığım

ABA: Boğulacaksın


Huzuruna daldığım demek. Dolaylı yoldan küfür mü bu?

Tuğçe: Bir sövmediğin kalmıştı o da oldu Allah'a şükür

Tuğçe: Sanane benim huzurumdan arkadaşım

Tuğçe: Ne diye dalıyorsun huzuruma

Tuğçe: İçine sıçıp gideceksin de mi

Tuğçe: Sıçtırtmazlar koçum

ABA:

Tuğçe: Ya kjfsckkajajkbsvbk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tuğçe: Ya kjfsckkajajkbsvbk

Tuğçe: Ciddi kalamıyorum

ABA: Oh be

ABA : O neydi öyle saydırdın da saydırdın

Tuğçe: Demeseydin öyle

ABA: Ben o anlamda mı dedim

ABA: Gidip aşkım diyip mide bulandıracağıma öyle diyeyim dedim

ABA: Ama sen istedin

ABA: Aşkım

Tuğçe:

Tuğçe: Ne aşkımı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tuğçe: Ne aşkımı

Tuğçe: Gidip milletin yanında da deme

Tuğçe: Kısmetimi kapatma

ABA: Sikerim kısmetini

ABA: Başka erkek senin kısmetin olamaz

Tuğçe: Benimle düzgün konuş sinirimi bozma

Tuğçe: Sen mi olacaksın benim kısmetim

Tuğçe: Pardon da daha adını bile bilmiyorum

ABA: Alper

Tuğçe: ?

ABA: Adım Alper

Tuğçe: En başında neden Alper demek yerine ABA dedin

ABA: Günü gelince anlatacağım

"Bırakın şu telefonları ya. Son gün zaten bugün düzgünce vakit geçirelim." Merve'nin cırlamısıyla telefonu bıraktım. Benimle birlikte Tuğra, Eda, Berk, Mert ve Bulut da telefonları bırakmıştı. Muhtemelen Merve de daha yeni bırakmıştı.

"Bomba bir haber var hazır mısınız?" Merakla Berk'e döndüm. "Bulut bizim okula geçiyor tekrar." Gülümsedim. Sevinmiştim Bulut'la çok anlaşamasak da onu seviyordum. Onuncu sınıfın başında birden okuldan ayrılmıştı ve nedenini söylememişti. Görüşmeye devam etmiştik tabi ki ama aynı okulda olmak daha farklıydı. Herkes şaşkınlık ve sevinç sözcükleri söylüyorlardı. Bulut'un bana baktığını gördüm ben bakınca bakışlarını çekmişti.

"Çok sevindim tekrar aramıza dönmene." Bu defa gözlerini çekmedi ve kocaman gülümsedi. Ben de gülümsedim. O sırada önümüzden geçenler dikkatimi çekmişti. Emir ve tayfasıydı. Emir'in yüzündeki morlukları görünce aklıma direkt Alper geldi. Bunu kesin o yapmıştı. Onun bu haline gülmeden edemedim. Bize bakıp sinirli bir şekilde önüne döndü ve arkadaşlarıyla birlikte biraz ilerideki bir masaya oturdu.

"Kim yamulttuysa bu maymunu ellerine sağlık." Masadaki herkes gülerken gözüm Bulut'a kaymıştı. Yine ona baktığımı fark edince hemen önüme döndüm. Niye salak salak çocuğa bakıp duruyordum ki? İçten içe öyle olmadığını bilmeme rağmen bugünün gündemi o olduğu için dikkatimi çekiyor dedim kendime.

...

Valizin fermuarını bir türlü kapatamıyordum. Otelden çıkmamıza çok az kalmıştı ama hala ne Merve ne de ben hazır değildik. "Merve şunun üstüne otursa kapatamıyorum." Kendi valiziyle uğraşmayı bırakıp yanıma gelip valizin üstüne oturdu.

"Tuğçe bir şey diyeceğim." Valizi kapatmaya çalışırken söyle anlamında mırıldandım. "Bulut'la senin enerjiniz çok uymuyor mu?" Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "Nereden çıktı bu?" Bilmem der gibi omzunu silkti. "Son zamanlarda çok sık buluşamıyorduk Bulut'la ama sizi tekrar yan yana görünce öyle hissettim."

Tekrar valizle uğraşmaya döndüm ama aklıma Merve'nin dedikleri takılmıştı. Öyle olabilir miydi? Olsa ne fark ederdi ki yakın  arkadaşlarımdan biriydi ve onun aklından asla böyle bir şey geçmediğinden emindim. Merve'nin lafını umursamamam gerektiğine karar verip işime döndüm.

Maskot•Texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin