Alper: Allahım tipim var, param var, zekiyim de
Alper: Ama neden bu kız şu test kitaplarına baktığı gibi bakmıyor bana
Tuğçe: Sen de bana baktığın kadar test kitaplarına baksan keşke
Tuğçe: Türkiye birincisi olurdun
Alper: Gönlünde birinci olsam yeter
Tuğçe: Bu ne kıroluk Alper bey
Alper: Aşk kırolaştırır jdhdgdhu
Tuğçe: Neyse ben kaçıyorum
Tuğçe: Bizimkilerle ders çalışacağız
Alper: Görüşürüz
...
"Merve bir sus ya! Bıdı bıdı bıdı!" Alperen Merve'ye bilmem kaçıncı kez sus derken bende aynı soruyu bilmem kaçıncı kez okumayı yarıda bıraktım.
"Geldiğimden beri bir testi bitiremedim ya bir susun artık." Merve hemen ağzına fermuar çeker gibi yaptı. Derin bir nefes alıp testime geri döndüm. Üç beş soru çözmüştüm ki önüme bir test kitabı geldi.
"Yedinci soruya baksana." Bön bön Bulut'a baktım. "Lütfen." Soruyu okuyup sesli bir şekilde anlatmaya başladım. "Anladın mı?" ''Hı hı" diye kafa salladı ve yerine geçti.
BULUT'TAN
Tuğçe bizimkilerle ders çalışacağım dediğinde Alperen'le bizim evdeydik. Berk'i arayıp nerede buluşacaklarını öğrendim ve oraya uçtum. Evet evet uçtum. Sanki ben de o kafedeymişim imajı vermem lazımdı bu yüzden de onlardan önce orada olmalıydım. Ve oldum da.
Okul başlayınca Tuğçe'yle daha çok görüşeceğimizi sanarken tam tersi olmuştu. Tuğçe kendini o kadar derse verdi ki Alper olarak görüşmeyi bırak Bulut olarak bile görüşemiyor oldum. O yüzden tek çarem ders çalışarak onunla konuşmak. Sırf Tuğçe'yle görüşebilmek için özel ders alıp test çözüyorum dershaneye bile gidiyorum. Aslında dershaneye Tuğçe gittiği için gidiyorum o ayrı. Soru falan soruyorum ne kadar ona bakmaktan soruyu nasıl çözdüğünü bilmesem de güzel oluyor işte. Tuğçe'yle görüşebilmek için Eda'yla Tuğra'nın görüşmesine bile izin veriyorum. Yanlarında ben olduğum sürece ya da ben olmasam bile sık sık arayıp rahatsız etmek koşuluyla tabi ki.
"Gençler bu kadar ders yeter ya azıcık da muhabbet edelim." Mert'in isyanıyla herkes kalemlerini elinden bıraktı. "Hepiniz bunu dememi mi bekliyordunuz lan?" Hepimiz gülmeye başladık. Mert yine güldürmüştü bizi. Tuğçe'yi de. Bu kadar güzel gülümsemek zorunda mı? Yine başladı aptal aşık.
"Gençler biliyor musunuz birisi Tuğçe'ye çıkma teklif etmiş." Allahım inşallah şakadır. Lütfen Mert'in mal şakalarından biri olsun. "Basket takımındaki Gökhan teklif etmiş bizim salak da bunu bir daha duymayayım demiş." Diye Mert'in sözünü devam ettirdi Merve. En azından kabul etmemiş. O sırada Tuğçe'nin telefonu çaldı.
"Alo.''
"Kimsiniz tanıyamadım?"
"Kusura bakma Gökhan numaran yoktu da."
"Şu an olmaz."
"Tamam o zaman ben konum atıyorum sana." O it buraya mı gelecek? Hani kabul etmemişti teklifini?
"Görüşürüz."
"Gençler hani birisi bana yazıyordu ya."
"Ee?" Sabırsızca ayağımı sallamaya başladım.
"Gökhan onu bulmuş." Sallanan ayağım bir anda durdu ellerim iki yanıma düştü. Kendimi toparladım hemen.
"Hayırlı olsun o zaman." Herkes buna benzer şeyler söylerken Tuğçe ayağa kalktı ve anonimini, beni öğrenmeye gitti. Oğlum Bulut sıçtın ama ne sıçtın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskot•Texting•
Teen Fiction0533****: Anneme fıstıklı baklava yapar mısın dedim, fıstık yok dedi Tuğçe: Banane bundan 0533****: Bir koşu bize gelsene Tuğçe: Niye? Fıstık yok mu oralarda? 0533****: Senden âlâ fıstık mı var bu dünyada