Çeviri hikayem My Best Friend's Brother'a bakmayı unutmayın.
İyi okumalar
---
''Kendi başıma çıkabilirdim. Benimle gelmene gerek yoktu. Bunu biliyorsun değil mi?''
''Kızımızın eve döndüğüne emin olmalıyım. Sonuçta annen bana güveniyor. Güvenini boşa çıkarmak istemem. Ben çıktıktan sonra arkamdan kaçmayacağını nerden bilebilirim?''
Gözleri pörtlemiş balıklar gibi dönüp ona baktım.
''Cidden mi?'' Ayağımı gösterdim. ''Bununla en fazla nereye kadar gidebilirim?''
''Sen istersen uzaya mekiksiz bile çıkarsın.''
Bak bu doğruydu işte. İstediğini alan, tuttuğunu koparan bir kızdım. Tuttuğunu koparma kısmında da Luke'un biryerlerini ısırmakla aldığım Timsah lakabı var, unutmayalım.
Luke'u öylesine ısırmazdım. Satanist değildim.
Küçükken okulda insanların vücudunun neredeyse tamamının proteinden oluştuğunu söylemişti saygı değer örtmenim. Bende eğer fazla protein alırsam güçlü olurum düşüncesiyle Luke'u ısırırdım. Bu olayın gerçeği.
Luke'a sorarsanız kendisini şekerden yapıldığını düşündüğümden dolayı ısırdığımı söyler.
Not: Küçükken aşırı derece şeker düşkünüydüm. Ergenliğimde o şekerlerin çıkardığı sivilcelerle az uğraşmadım. Mayın tarlası olarak çağırılırdım. Düşünebiliyor musunuz? Türkiye'nin Adriana Lima'sı ben nelere maruz kalmıştım.
Kapılar açılınca peçetelerin açılmaya başladığı ayağımı sürükleyerek asansörden çıktım. Luke'ta elinde çantamla benimle birlikte asansörden çıktı.
Çantamı elinden aldım. Annem onu görürse kesin içeri alır, pasta börek yapar önüne sunardı. Bu çocuğu küçüklükten beri çok severdi. Birde Toprak vardı tabii. Altını çizerek belirtmek isterim annem bu ikisini komşu çocukları olmasına rağmen aşırı derecede severdi. Anneleri de beni severdi. Bence biz hastanede karıştık...
Sonunda kapının önüne geldiğimde elimi kaldırıp kapıya vuracaktım. Sonra vazgeçtim. Arkamı dönüp ona baktım. Dikilmiş hala bana bakıyordu.
Bir söz vardır bilir misiniz? Aynen şöyle;
Bir erkek sizi eve bırakınca kapıdan girene kadar arkanızdan bakıyorsa seviyordur, belki de götünüze bakıyordur.
Bende de Adriana gibi kalça olduğunu düşünürsek arkama bakıyordur. Doğrudur yani. Bende olsam kendi arkama bakardım.
''Gitsen artık?''
Kafasının arkasını kaşıdı.
''Tamam gidiyorum.''
Asansörün kapıları açıldığı sırada bizim kapıda açıldı. Ve karşımızda bir adet anam. Anam. Bağrına bas beni anam.
Gözü önce bana takıldı. Tam ağzını açmış bir şey diyecekken arkamdaki şahısı gördü.
''Luke?''
''Merhaba Nermin Teyze.''
''Nasılsın çocuğum?''
''İyiyim Nermin Teyze. Sen nasılsın?''
''Bende iyiyim işte ne olsun iş güç. Hayırdır? Gidiyor musun?''
''Evet. İsra'yı bırakmaya gelmiştim. Şimdi gidiyorum.''
Annem yüzünde memnun olmuş bir ifadeyle Luke'a bakmadan önce bana baktı.
''İçeri gelseydin?''
''Yok Nermin Teyze. Geç old-''
![](https://img.wattpad.com/cover/17159326-288-k593515.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hristiyan Sevdiceğim
Humor''Geliyorsun değil mi?'' ''İkide gelirim. Üçte gelmezsem dörde kadar bekle. Dörtte gelmezsem beşte gidersin.'' ''Şaka mısın sen!?!?'' ''Sen istedin.'' ''Neden senden iyilik istedim ki!?'' ''Hayad bu cınım. Kimi kimin önüne çıkaracağı belli olmuyor...