11 ~ Herkes Deli

940 98 22
                                    

Bu bölümün birazını Mahmut Tuncer-Jandarma ile yazdım fgdfhdfgjghkdgkhkgkghg

---

Asansörün içi Luke'un parfümüyle dolmuştu. Hoş bir kokusu olduğunu belirtmeliyim. Zaten erkek parfümü olup kötü kokanı var mıdır? Vardır da bu kesinlikte kötü kokmuyor. Niye bu parfümü bu kadar dert ettim?

Luke başını omzuma dayamış tüm ağırlığını bana vermişti. Öküz kadar olduğunu söylemiştim. Asansörün duvarlarına dayanıp destek almadan önce bizim katın düğmesine bastım.

''Daha önce güzel koktuğunu söylemiş miydim?'' diye mırıldandı.

''Ne?''

''Mmm...''

''İyi misin Luke?''

''Mmm...''

''Siz salaksınız bence. İnsan gece içer. Gündüz içmek sizin neyinize??''

''Canım istedi.''

'Can kim?' diye bir espri yapma isteği gelse de yapmadım. Şimdi espriyi yaparsam suratını buruşturan biri olmayacak. Sonra bende anırarak gülemeyeceğim. Gülemeyeceksen neden espri yapasın?

Asansörün kapıları açılınca benimle birlikte onu da sürüklemeye başladım. Bizim daire kapısına arkam dönük varmaya çalışırken sırtımı kapıya çarptım. Luke'da benimle beraber kalın kafasını kapıya çarptı. İnledi.

Acıyla kafasını kaldırınca baygın gözleri benimkilerle buluştu. Bana o şekilde baktığında konuşmakta zorlandım. İnanılmaz bir kahvelikte olan gözleri hafifçe bronzlaşmış teniyle uyum sağlıyordu. Kalın kahverengi kaşları, badem gözlerinin hemen üstündeydi ve bilinçli bir şekilde dağınık bırakılmış saçlarından birkaç ton daha koyuydu.

''Luke?''

Gözleri dudaklarıma kaydı.

Damarlarımdan vücuduma adrenalin pompalanıyor, az önce sürüklediğim ağırlık yüzünden göğsüm inip kalkıyordu.

Yavaşça yaklaşınca dudaklarını benimkilere sürttü.

Kafamı yana çevirip elimdeki anahtarı yerine takmaya çalıştım. Titreyen ellerimle anahtarı yere düşürdüm.

''Çok güzelsin.'' dedi fısıltıyla.

''Sarhoşsun sen.''

''Yine de güzelsin.''

Hala ona bakmaz ve cevap vermezken ''İsra?'' dedi kısık sesle. ''Sana işkence etmeyeceğim. Bugün seni öpmeyeceğim.''

Geri çekildi.

Ağzımdan çıkan ''Neden?'' sorusuyla pişman oldum.

''Çünkü,'' diye fısıldadı. ''Reddetmenden korkuyorum. ''

Gözleri kapandı ve kafası omzuma düştü.

Bugün zor bir gün geçirdiğimi söylemiş miydim?

**

Annemlerin eve ne zaman geleceği belli olmadığından Luke'u benim yatağıma yatırdım. Buna yatırmak denmez aslında. Daha doğru yatağıma fırlattım. Ayakkabılarını da her ihtimale karşı burnumu tıkayarak çıkardım ve kenara koydum.

Mutfaktan bir bardak su ve ağrı kesici alıp odama geri döndüm.

''Luke?'' diye seslendim.

Cevap vermedi.

Yanına gidip omuzlarından dürttüm.

''Luke?''

''Mmm''

Hristiyan SevdiceğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin