"Kız kardeşine ne yapsam Aden. Hmm buldum suratına ufak bir çakı izine ne dersin. Dur dur! Hayır hayır ben bunu sevemedim. Sonuçta ben kos koca Boran SOYLU'yum. "Bu sesin sahibi olan çocuk muhtemelen Aden'i buraya çeken çocuk olmalı. Zaten burda üç kişi var. Adının Boran olduğunu öğrendiğim çocuk ve dur bir dakika... Ben bugün içinde bu ismi duymuştum sanki neyse ney şimdi bunu düşünemiycem. Boran,Aden ve bu sokağa giren kız vardı. Kızın yüzündeki korku çok açık belliydi. Aden'inkinde ise bir çok duygu vardı ama en belirgin olanları korku ve endişe idi. Duvarın arkasından onları dinlemeye devam ettim. "Buldum hem senin hemde kardeşinin canı çok yanıcak ama seninkisi iki kat yanıcak Aden. Elinin derisine soyduktan sora fare ilacı döküp elini farelere yediricem ve bunu kız kardeşin izleyecek. Nasıl beğendin mi?" Nutkum tutulmuştu. Bu çocuk tam anlamıyla kaçıktı. "Aaa tabi kardeşin izlemekle kalmıycak ama merak etme kardeşininki klişe bir şey olacak. Hazır mısın söylüyorum veee... Önce kardeşin buzlu bir duş alıcak. Ha haa! Sonra elektrikli sandalyede şok alarak seni izleyecek." Kız ağlamaya başladı, Aden'se dokunsan ağlayacak gibiydi. Ben tüm bunları düşünürken birden telefonum çalmaya başladı, hızla telefonumun sesini kapatıp gizlendiğim duvarın arkasına iyice sindim. Arayana baktığımda Emre olduğunu gördüm. Eğer cevap vemessem meraktan çıldıracağını biliyordum. Hızla mesaj yazmaya başladım.
KİME : Dağ ayısı🙈🙈🙈
'Emre sabahki çocukla karşılaştım. Bana adını bile bilmediğim ama yemek çok istediğim bir yemek yediriyor. Sen beni bekleme biz bir şeyler yaparız.'"Kim var orda çık lan yiyorsa, yemiyorsa ne diye bizi dinliyorsun cevap ver lan." Gelen sesle hızla mesajı gönderdim ve sindiğim duvardan geri geri gitmeye başladım,sert bir şeye çarpmamla durman bir oldu. Hızla arkamı döndüm döndüğümde siyah bir T-shirtle karşılaştım. Kafamı epeyce kaldırıp bana nasıl baktığına karar veremediğim bir çift baharda yeni yeşeren çimlerin bile kıskanacağı yeşiller benim kara gözlerimle göz göze geldi. Tam dudaklarını aralamış bir şey söyleyecekken haydut çocuk tekrar bağırdı. "Kim var orda dedim." Bu sefer sesi daha yakından geliyordu. Yeşil gözlü çocuk gözlerini bana çevirdi,tam gitmek için hamle yapmıştım ki bileğimde hissettiğim soğuklukla durdum. Beni durduran yeşil çocuktu. Elleri gerçekten çok soğuktu,tıpkı bakışları gibi yada ben ve bakışlarımız gerçekten çok sıcaktı. Düşüncelerimi bölen ses haydut çocuğa aitti. "Buldum seni, Karan bu kız buradaydı dimi?" Adının Karan olduğunu öğrendiğim çocuk bana döndü ve kaşlarını hafif çatıp kafasını olumlu anlamda belli belirsiz salladı. Nedense bu isimde bana hatırladık geliyordu. Açıkçası korkmaya başlamıştım,kaçsam kaçamazdım çünkü çocuğun eli hala bileğimdeydi. "Karan ara sokağa girelim bu kız yeter birde başka biriyle uğraşamam." Karan kafasını sallayıp konuşmaya başladı. "Şu işi halledelim sonra konuşacağız." Ve beni bileğimdeki elini çekmeden çekiştirmeye başladı. Bu hareketi canımı yakmıştı. Ama korkum acımı bastırdı ve konuşmaya başladım. "Yaa bırakın beni bu yaptığınız düpe düz adam alı koyma bu bir suç biliyorsunuz değil mi?"diye bağırdım. Bu sefer Boran arkasını dönmeden konuşmaya başladı. "Çeneni kapa,sadece konuşucaz eğer çeneni kapamassan ben büyük bir rahatlıkla kapatırım." Bunun üzerine sinirlerim hopladı. En fazla ne yapa birdiki? "Naparsın o çocuğa yapıcaklarınımı..." Devam etmeme izin vermeden Boran "Kapa çeneni." diye tısladı,sesini zor duymuştum ama bu beni durdurmadı. "Yada o kıza ya-" Bu sefer sesimi kesen şey sesi değil hızla bana dönüp kolumu tutuğu gibi elini kaldırması oldu. Onunda elinin kaldırılmasıyla daha inderemden tutulması bir oldu. Karan denen çocukla o benim önümden yürüdüğü için bunu yapması kolay olmuştu. Karan bileğimi bırakmış Bora'nın bileğini tutmuş öfkeli gözlerle ona bakıyordu. Bora'nın gözlerine bakmaya devam ederek benim üzerimdeki elini itti. Ardından gözlerini bana çevirdi tam bu sırada gözümden bir damla yaş aktı. Bunu gören Karan, Bora'nın bileğini itip yakasına yapıştı ve konuşmaya başladı. "Lan! Ne yapıyorsun sen kıza tokat atmaya kalkmakta neyin nesi?" Dedi. Boran onu ittirmeye çalışıyor aynı zamanda da konuşuyordu. "Karan,sus dedim ona hem beni dinlememeliydi. O bunu hak ediyor." Bunu duyan Karan iyice çıldırmıştı. "Ne saçmalıyorsun sen Boran? Kadına çocuğa şiddet olur mu? Hem biz ne zamandandır masum birine dokunur olduk?" Dedi Karan. Ben olduğum yerde şeklimi bozmadan,donuk bir ifadeyle onları dinliyordum. Ben hala şoktan çıkamamıştım. Ara sokakta olduğumuz için Aden ve o kız herşeyi görüyordu. Boran konuşmaya başladı. "O masum değil Karan, beni dinliyordu beni! Eğer masum olsaydı Karan beni,beni dinler miydi? Karan IŞIK'ın kardeşim dediği adamı hı?!" 'BENİ' kelimesine özellikle vurgu yapmıştı. Karan "Bundan emin olmadan ona bir şey yapma hakkını kimse sana vermez."diye kükredi. Ben bile korkmuştum. Olduğum yerde irkildim. Bora'nın cevap vermesine fırsat olmadan arkadan tanıdık bir ses bağırmaya başladı. "Karan, Boran durun ne oluyor? Yamaç! Buradalar."bu ses Doru'ğa aitti. Benim arkam dönük olduğu için beni görmüyordu.
Eveet! Arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik,umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı ve beğinilerinizi eksik etmeyin, sizleri seviyorum. Bu arada medyadaki Emre.😇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZDAKİ LEKE
Teen Fiction"Sen kaşındın."diyip. Ayağımın kenarındaki boş olduğunu tahmin ettiğim tenekeyi büyük bir hışımla kızın kafasına geçirdim. Teneke gerçekten düşündüğüm gibi boştu,etrafın kirlenmediğine sevinecekken evde olmadığımı hatırlayıp bu saçma düşünceyi kafam...