Yatağımda oturmuş skamı izlerken yine annemin dudak uçuklatan türden olan bağırışları kulaklarıma geldi. Sinirden burnumdan solumaya başlamıştım. Artık sabredemiyordum. "Yeter ama anne tüm gün bana bağırıp durma yapacak hiç bir şeyimin olmaması benim suçum değil !" diye bağırdım.Annem bütün tatil boyunca, Mersin'den Ankara'ya geldiğimizden bu yana dışarı çıkmamamdan şikayetçiydi . Arkadaşım yoktu, şehir değiştirmiştik ve geleli 3 hafta oluyordu bu yüzden bunalıma girmemek için evde yabancı dizi izlemeye başlamıştım. Her gün bir sezon bitirmem kafamı birşeylerle meşgul etmeme yarıyordu. Annem 32 yaşında sarı saçlı zayıf ve uzun boylu bir kadındı, tarzı da kendisi kadar asildi annem kendine bakan güzel bir kadın olmuştur hep... Yani, en azından babam öldüğünden beri. Evet, babam yoktu ben çok küçükken motor kazasında ölmüş. Ama bu hayatımı pek etkilemiyor, yine bir annem vardı ve paramız vardı kendimize bakabiliyorduk. Babam ölmeden önce bütün şirketi annemin üzerine yapmıştı. Annem genelde evde olmaz çalışırdı iş dışında da arkadaşlarıyla gider alış veriş yapar ve barda içerdi ama benim gitmeme izin vermezdi. Annemin aksine ben çok masum bir kişiliğe sahiptim hayatımda bir kere bile alkol aldığımı hatırlamıyorum oysaki 17 yaşındayım. Bu annemin aksine güzel bir şeydi. SANIRIM.
Adım Duygu. Bende yine anneme zıt bi şekilde kahverengi son derece doğal uzun saçlara sahiptim. Beyaz tene ve şu yeşili iri gözlere sahibim. 1.64 boyunda zayıf bir kızım. Duygu Doğan. Sıradan zavallı bir kız. Evet, zavallıyım çünkü sevgilim tarafından aldatılmıştım. Onun kadar kimseyi sevmemiştim ve bi şekilde beni ikna edip cinsel ilişkiye girmemi sağlamıştı. Girdikten sonra da beni buluşmaya çağırıp gideceğimiz yerde saatlerce bekledikten sonra karşımda başka bi kızla öpüşmüştü. Sonra zaten beni istemediğini anlayıp eve ağlayarak dönmüştüm. Yemeden içmeden kesilip sadece odamda yatıyordum. Sonra annem taşınma kararı aldı yeni bir şehir ve yeni arkadaşların iyi geleceğini düşündü. Ama sonuçlar ortada arkadaşım yok, gezebileceğim bir yer yok, çünkü burayı bilmiyordum, o yüzden tek yaptığım şey lanet sevgilimi unutmaya çalışıp yabancı dizi izlemekti.
Okulların açılmasına son 1 hafta kalmıştı. Zaman hızla geçiyordu. Bense hiç bir şey yapmıyor sadece evde oturuyordum. Sanırım artık bunalıma girmiştim. Evde boş boş dolaşıp Zeddle vakit geçiriyordum. Zedd yavru bir golden. Altın sarısı uzun tüyleri var. Her goldenda olduğu gibi.
Onu dışarda yürüyüşe çıkarmak, eve yakın parkları ve marketleri öğrenmeme yardımcı olmuştu. En azından taksi ve dolmuş duraklarını artık biliyordum ve annem evde olmadığında markete gidiyor evde kendime yemek yapmak için bir şeyler alıyordum. Evimiz neyseki yoğun caddeler üzerinde o yüzden gezebileceğim birkaç mağaza vardı ve evimizin villa olması Zedd için bir bahçemizin olduğu anlamına da geliyordu. Onunla bahçede vakit geçiriyordum. Onun sayesinde şu birkaç günü sıkılmadan geçiriyordum.
Fotoğraftaki Duygu:)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Işık (Ara Verildi)
De TodoHerkesin hedefleri vardır. Bazıları büyük ve bi o kadar da imkansız hayallerdir, bazıları da yıllarca hayalini kurup asla ulaşamayacağımızı sandığımız ama hemen elimizin altında duran son umut ışıklarıdır... "Sen benim hiç aklımda yokken gökten yağ...