10. Bölüm

74 5 3
                                    

        Bir anlik etrafa bakışım, ne olduğunu anlayamaz hallerim... En son takside oldugumu hatırlıyordum.. Eee sonrası yoktu.. O aradaki boşlukta neler olmuştu. Odanın dışında bekleyen kimdi? Belki şaşılacak birseydi ama bekleyen taksiciydi. Ne garip degil mi? Kina gecesini kutlayan bir genc kiz, gece evine dönerken takside tek başına ve hastanede onu bekleyen bir taksici... İsin garibi Demirin öfkesi sayesinde telefonumda yoktu yanimda.. Yada arabaya dönerken düşürdüm bilmiyorum açıkçası.. Uyandigimi gören taksi şoförü odaya yanima yavaşça geldi.
- İyi misin kizim?
- Nee?? Hiii iyiyim yani sanırım iyim... Ne oldu bana??
- Taksiye bindikten sonra ağlamaya basladin. Çok agliyordun. Sanırım sinir krizi gecirmissin .. Doktor öyle söyledi. Telefonun yaninda olmayınca kime haber verecegimi bilemedim.. Eger aramak istersen telefonumu vereyim.. Merak eden olmuştur..
     Anlık hafiza kaybı yaşasamda sonra olanları hatırladım..
- Saat kaç?
- Saat 9:00 ...
- Offf gec kalicagim. Gitmem lazim..
   O sirada odaya gelen doktor
- Uyandiniz mi?
    Bende doktorun yüzüne baktım.. Afyonu patlamamıştı doktorun. Yatakta kalmak için debeleniyordum.. Doktor beni sakinleştirmek için kolundan tutmaya çalıştı.
- Durun lütfen. Serum var kolunuzda..
   Serumu hic fark etmememde ayrica bir kayda deger durumdu.
- Ne zaman biter?
-En fazla yarim saat.. Sonra gidebilirsiniz? Arayabilecegimiz kimse varmi?
- Ben giderim tesekkur ederim..
    Doktora cevap yetiştirirken bir taraftanda gözüm taksi şoförüne takılmıştı. Oda ne demek istedigimi anlamiscasina başıyla onayladı..
    Serumun bitmesini beklerken düşündüğüm şeyler yine harikaydı. Hastanedeydim. En kötüsü kina gecemde  yanlizdim .. Ve ailemden bile kimse yoktu. Hicmi merak etmemişlerdi.? Niye araştirmamislardi? Yanimda ise taksi şoförü vardı. Hic tanimadigim ,benim için üzülen biri..
- Sizide işinizden alikoydum. Özür dilerim.. Zarariniz neyse karşılayacağım merak etmeyin.
- Yok kizim onemli degil. Geceki halini gördükten sonra...
    Hic tanimadigim biri benim icin buradaydı ama onun dışında herkes yoktu. Neredeydiler? Yada Demir ne demisti?
   

      Serumun bitmesinden sonra hastaneden ayrildik. Kolum halen daha acıyordu. Morlugu  nasil kapaticaktim? Tabi ki kapatmayacaktim. Neden kapaticaktim ki...  Taksici orta yasin ustunde ,babacan tavrına bakinca çocuklarının olduğunu anlamak zor değildi. Parmağında rengini kaybetmiş ince alyans uzun zamandir evli oldugunu gösteriyordu. Hastaneden cikip eve dogru yola koyuldugumuzda evdeki olaylari tahmin edebiliyordum. Eminim herkes oradaydı. Belkide benimde Alya gibi gittigimi düşünüyorlardı. Evin bahçe kapısına geldiğimizde taksici durdu.. Birkac saniye öylece durdum..
- Afedersiniz isminizi sormayı unuttum.İsminizi öğrenebilir miyim ?
- Azim ... İsmim Azim..
- Bana telefon numaranizi ve adresinizi hatta plakanizi verir misiniz?
   Yüzündeki şaşkınlığı okuyabiliyordum. Cunku ona kendim tesekkur etmek istiyordum. Normal bir taksi gibi eline üç kuruş sıkıştırıp göndermelerini istemiyordum. Saatlerce benimle ilgilenen birine borcumu bu sekilde odeyemezdim. Numarasini, adresini istemeyerek verse de ,arabadan inince de plakaya ve durağın adına da bakmayı ihmal etmemiştim...
    Bahçe kapısını itip iceri girdiğimde dışarıdan sessiz görünen evin icinde fırtınalar koptuğunu biliyordum.. Kapiyi acip iceri adım attigimda odama cikmak icin salon kapısının onunden gecmem gerektiğini unutmustum .. Salonda iki ailede toplanmış benim nerede oldugumu anlamaya çalışıyorlardı .. Bende berbat bir haldeydim.. Kolumun morlugu ,elimdeki serum girişinin yeri, daginik saclarim.. Yorgunluktan morarmis goz altları...
    Salon kapısının onunde durdum. Geldiğini görmelerini istedim.. Herkes icerdeydi.Demirde dahil..
Annem yerinden fırladı . " Arya!! Bu ne hal? Nerdesin bu saate kadar?"
    Yüzüne anlamsizca baktim.
- Gitmedim. Merak etmeyin..
    Herkes şaşkınlıkla bana bakiyordu.. Arkami dondum ve merdivenden yavaşça cikmaya basladim. Herkes tam beklediğim gibiydi. Herkesin derdi baskaydi . Annem ve babam gittigimi dusunup kaybedeceklerinin hesabini yapmışlardı. Demirin babasi ve annesi Ahmet bey ve Ayse hanimsa yaşayacakları rezaleti, Demirinse hic birsey umrunda degildi. Gitsem hosuna gidecekti belki. Ve hakli çıkacaktı. Bugune kadar yaptigi hareketler ise benim zerre kadar umrunda olmadigimi gösteriyordu.
   Odama çıktığımda arkamdan annem geldi.
- Kizim nerdeydin ,bu ne hal?? Bütün gece yoktun?
- Telefonumu kaybettim anne.. Taksiye binmistim. Oradada bayilmisim. Hastanedeydim.Uyanınca da geldim.. Bu kadar.. Hepsi bu..
    Konuşmak istemiyordum.. Ayakkabılarımı cikartip banyoya dogru yürümeye basladim.. Annem
- Kizim gelinliğin hazir. Kuafor geldi. Banyo yapinca haber ver.
- Hi hiii...
   Tek diyebildigim buydu. Banyoda ne kadar kaldigimi bilmiyorum.. Omuzumun acisi azalsada bu morlugu nasil halledicektim bilmiyorum.
    Üzerime birşeyler gecirdim.. Kapiyi acip diger odada bekleyen kuaför ve diger elemanları cagirdim .. 
      *****
  Misafirler gelmeye başlamıştı. Babam ve annem evimizde olmasi icin israr etmişlerdi. Amaçlarının da " biz daha yıkılmadık,buradayız,dimdik" olduklarini göstermek oldugundan emindim.. Demirin ailesi ise düğünden birkac gün sonra büyük bir aile yemeği vermek şartıyla anlaşmışlardı.  Tabi bana soran yoktu..
    Artik asagi inme vakti gelmisti. Annem ve babam odama geldiklerinde bende odanın penceresinden dışarı bakiyordum.
    Babamın yanima gelip
- Arya... Kizim...
- Baba lütfen.. Bu konusmayi yapmadan olmaz mi? Bu normal bir evlilik degil? neden koluna ne oldu diye sormadiniz? Kina gecesinde afterpartiye gidiyorum hastanede sabahliyorum yine yok.. Simdi senin soyleyeceklerin cok anlamsiz kalacak.. Mutlu ol vs vs vs... Siz bana gorevinizi yaptiniz ,bende size karsiligini odeyecegim.. Hepsi bu... Bu kadar iste... 
    Babamın gozleri dolmuştu. Ama artik çok geçti.. Babam cebinde bir kutu cikardi.. Açmakla açmamak arasi kararsiz kaldi..
- İstemiyorum baba... Takmiycam..
  Annemse
- Kizim millet ne der.. Ne demek takmam.. Su omuzuna da birsey yapalim..
- Hayir.. Simdi cok fotograf çekilecek.. Ben bu izin durmasını istiyorum. Bana bu gunu hatirlatsin.. Simdi herkese gulumseyecegim ya bunun yalan olduguna kendimde inanmayacagim.. Eger... ( derin bir nefes alip) birgun bu fotoğraflara bakarsan ve birilerini affetmek istersem bu fotoğraflara bakicam..
    Babam elindeki kutuyu komodinin onune birakip cikti. Annemse
- Ben Demiri cagirayim.
- Gerek yok.. Gelmezde zaten.. Ben asagi inerim...
    Annem de bu cevabin uzerine odadan cikti.. Dugun marşı çalmaya başladığında kulağıma gelen cenaze marsiydi sanki... İlk kez bir müzik bu kadar igrenc ,kapi gicirtisi gibi geliyordu kulağıma...
    Odamdan cikip merdivenlerin basina geldim.. Demir asagida duruyordu. Anneler vebabalar birer sevgi kelebeği gibiydiler. Sanki herşey harikaymis gibi.. Demirin benden baska heryere bakan gozlerimle.. Bende onu gormek istiyor muydum? Hayir. Ama bu sacmaliga katlanmak zorundaydım. Merdivenlerden inmeye basladim..
    Hani derler ya " bir kuğu gibiydim . Gupurlerle süslü gelinliğin adeta ben bir servetim diye bağırıyordu. İki ailenin de magazinlerde cok zenginler imajını zedelemeyecek şekildeydi. Kalin baskıları ,sırtımı ortada bırakan carpraz iplerle örtüşüyordu. Topuz yapılmış saçlarının ucundaki pembe balyajlarsa zıtlık abidesi olarak siritiyordu .. Giymek zorunda kaldığım topuklu ayakkabilarsa resmen bir felaketti.. Uzerinde zor duruyordum.  Demirin yanina indigimde istemesemde siritmak zorundaydım.. Herkes hayranlıkla bakip " maşallah" çekerken bende kaderime sovuyordum. Demekki herşey elimizde olmuyordu.. Ne büyük caresizlikti..
    Demirin koluna girdim.. Rolünü cok guzel oynuyordu. Nikah masasına oturduğumuz da ise tum gozler bizdeydi... Aslinda cokta hatirlamiyorum. Beyninde kalbimde bu anı yasamak istemiyordu. Hemde hicbir olasılıkla...Nasil dehşet bir sondu bu??
    Nikah memurunun " kabul ediyor musunuz? " sorusunu bile duymamıştım.. Ne olmustu bir omur birbirini sevmeye, korumaya ,hastalıkta,sağlıkta beraber olmaya.. Hicbiri olmayacaktı cunku... Kulaklarımda ,ruhumda hissetmemisti bu çağrıyı..
"Evet" ne kadar anlamsiz bir kelime oluvermisti bir anda.. Ne demekti. Alelade ,siradan ,bakariz der gibi gelmisti.. Onume uzanan nikah defteri son noktaydı. Burada herşey bitiyordu. Boyut değiştiren yasantim basliyor muydu,yoksa bitiyor muydu?
Hoşgeldin cehennem hayatim
Bir avuç mutluluğa hasret bırakacak yeminim ,nefeslerimin tutulup unutulduğu yüreğim...
Güle güle çocukluğum ,hayallerim ,umutlarım.. Bencillikten boy veren insanlar hoşgeldiniz...
    Bitmişti hersey... Artik bir Deniz degil İlbey dim Arya Deniz İlbey... Ne kadarda eğreti durmuştu adımın yaninda. Ne o kabul edecekti beni nede ben affedecektim onu.. Bir omur icin yemin etsekte bir omur bir araya gelemeyecek kalplere... İste hayatimin özeti bu olmustu... İlk kez pişman olmustum. Yanlıştı ama dönememiştim.. Belki Alya gibi bir sevgilim olsaydi bende uçar giderdim.. Ama ben yanlizdim... Hep yanliz olacaktım...
     Herkese sergiledigim cici kiz tavrından yorulmustum .. Salonda gece boyu kovalamaca oynadigimiz Demir ve ben sayili kerelerden birinde yan yana geliyorduk.Bütün gece hic konusmadigim sadece direk ona cevap vermesemde dediğim "evetten" sonra ikinci kez konusmaya karar verdim..  Hafifçe kulagina yaklaşıp
- Artik gidebilir miyiz? dedim..
    Yüzüme anlamsiz baksada onunda sıkıldığı her halinden belliydi. Bütün gece gozunu uzerimizden ayırmayan annesi gulerek
- Oğlum hadi gidin siz.   derken kikirdiyordu .. Sanki biz başbaşa kalmak için can atiyorduk.. Uyumak ve günlerce uyanmamak istiyordum..
     Herkesin Şapur supur öperek veda ettigi sirnasik bir geceden kalan gereksiz samimiyetler.. Herkesin yapmacik olduğu o kadar belliydi ki..
  Ayrı ayri arabaya dogru giderken geride bıraktığım hayatim el salliyordu bana... Arabaya binmeden son kez pencereme baktim.. Salonda tam bir beyefendi olan Demir ,kapidan cikar cikmaz kabalasmisti. Kapiyi acip binmemi beklemeden gecip yan koltuğa oturdu... Bir sure sessiz ilerledik.. Uzun suren fırtına oncesi sessizlik bir patlamayla yırtıldı.
- Yüzüğün nerede??
- Hangi yuzuk ?
- Bana bak haddini asma.. Yuzuk nerede?
- Bilmiyorum.. Demekki beni sevmemiş kayboldu..
- Sen nasil sorumsuzsun.. Bir yüzüğe sahip cikamadin.. Şımarık...
- Şımarık... Sen nesin keske sende şımarık olsaydin.. Ama sende o bile yok...
- Sabrımi zorlama... Duydunmu beni??
   Artik cevap vermek istemiyordum.. Dinlenmeliydim... Kendimi toparlamalı ve yolumu cizmeliydim..
    Ailesi bizim icin bir otelde balayı suitini ayırtmisti... Yolumuz oteldi...  Otelin onune geldiğimizde arabadan indi.. Kapımı acan vale  tebriklerini iletti. Onu bile önemsemeyen Demir hafifçe basini egmekle yetindi.. Odamıza çıktığımızda konusmadigimiz asansör de uyuyacaktim neredeyse.. Ayakkabilarimi çıkartıp elime almistim.. Odanın onune geldiğimizde kapiyi acip iceri girdi.. Arkasindan girerken
- Hayallerimi yiktin.. Neden kucagina almadin ki?
   Bu durumda bile eglenecek birsey bulmuştum. Halen daha bende umut vardi.. Attigim kahkaha onu delirtmişti.. Balkona cikti. On dakika kadar kaldi. İceri girip banyoya gitti. Banyodan üzerini degismis olarak cikti ve
- Ben cikiyorum. Sen burada kal.. Sabah donerim..
- Daha iyi bir teklifim var. Sen kal ben gidiyim..
- Burda kal...
    Kapidan cikip gitti.. Cok uykum olmasina ragmen bu odaya kendimi hapsetmeyecektim. Uyumam gerekiyorsa bile bu yatakta ve bu odada olmayacakti.
    Demirin daha  beni tanımadığı nasil belliydi... Beni bu odada kimse tutamazdi. Üzerini degistirmem on dakika mi aldi.. Ve tabi otelden cikmam ise onbeş dakika....

ARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin