Yüzleşme.. Hayatin hep bir yani kibir,hep bir yani mutsuz. Diger tarafi mutlu olmak icin sebepler arayan polyanna,kendini korumak icin bir duvar yığını...
Hatırlamak istediğimiz anılar sarıp sarıp gözünüzün önünden film şeridi gibi gecerken , kotu anıları hep atariz en kuytu köşelere... Oysa onları da biz yasamisizdir . Unutmaya calismak yeterli gelir mi? Gelmiş gibi görünse de gelmiyor iste. Taaa ki tekrar o kotu anıları hatırlatan hikayenin kotu kahramaniyla karşılaşana kadar.. İste o an aslinda unutmak istedigin hiçbirşeyi unutmadigini anlarsin.. Verdigin caba bosa gider ve sadece yuzlesirsin. Hem onunla ,hemde kendinle...
Onunda geleceğini biliyordum ama bu kadar cabuk olacagini düşünmemiştim. Yerimde donup kalmıştım. Aslinda nasilda günlerce bir taraftan onun adından kaçarken bir taraftan da gormek bile istemiyordum. Sordugun soru zaten yeterince kötüydü. Aylardır uzaktaydım. Onun sorduğu " iyi misin?"
Ne demeliydim. "Evet. İyiyim yada hayir iyi degilim" ne demeliydim. "İyi olmaya calisiyorum mu demeliydim" .. Nasil boyle birsey sormuştu. Belkide siradan bir cümleydi. Alelade öylesine söylenmiş. Sorusuna cevap bile vermiyordum. Kisa bir sure bakistiktan sonra Demir devam etti..
- Biraz konusalim mi?
- Neden?
- Ne demek neden? Sence konusmamiz gereken birşeyler yok mu?
- Yok..
- Ne demek yok. Lütfen sakin bir yere gidelim..
Bu isi bitirmek gerekiyordu. Konuşmak gerekiyorsa konusmaliydik. Ama sonuc degismeyecekti.
Salonun merdivenlerinden asagi dogru inmeye başladık. Salonunda arka kapısından disari çıktık.. Ağaçlarla dekore edilmiş bir bahçeye iniliyordu. Ağaçların altina yerleştirilmiş masalar ve süslü sandalyeler sahiplerini bekler gibiydiler. Bahçenin en uç noktasındaki masaya kadar yürüdük. Yanyana degildim ama arka arkaya da degildik. Ayri gezegenler gibiydik. Bu kadar zıt ve bir o kadarda uzak.. Birkac kez gordugum bu kisiyle evliydim. Bu kaderi ben secmemistim. Benim icin kurgulanmıştı. Bende alınıp içine konmuş ,kurallara uymam beklenmişti. Ama oyle olmamıştı. Ben ozgur olmaliydim... Söze direk basladim. Uzatmaya gerek yoktu.
- Bosanmak istiyorum. Kabul et biran önce bitsin.
- Olmaz.
- Seni istemiyorum.
- Başta da beni istemiyordun. Bu evlilik senin istegin üzerine olmadi. İstemediginde gidemezsin.
- Evlilik mi? Biz hic evli olmadik. Sadece senin ki birini ve en sonda zorbaligini yaşadım.
Bunları söylerken o kadar çok konuşmuştum ki kendimle. Ama simdi söylemesi ne kadarda zordu. Tekrar yaşananlar gözlerinde canlandikca kelimeler bogazima dugumleniyor ,nefes alamiyordum.
- Özür dilerim. Binlerce kez özür dilerim. Ben böyle biri degildim. Nasil oldu anlamadim. Bilmiyorum belki seni başka biriyle görünce...
- Görünce ne... Noldu görünce... Anlamadin ,dinlemedin bile beni... Sormadin bana..
- Sen beni terketmistin.
- Sen Alyanin acisini benden cikardin. Seni terkeden oydu ,ben degildim.. Bana insanmisim gibi bile davranmadin.
- Yanlış yaptim. Özür dilerim. Binlerce kez. Kendimi sana affettirmek için herşeyi yaparim. Sen uzaktayken çok düşündüm. Bu sorulari kendime sormadim mi zannediyorsun.?
- Umrumdamı sence?
- Biliyorum degil...
- Seni affetmemi bu kadar çok mu istiyorsun?
- Evet tabi ki... Bir umut var mi?
- Ne istersem..
- Ne istersen..
- Ayril benden. Seni tek bu şartla affederim. Eger ayrilmazsan buradan giderim. Bir daha kimse yüzümü göremez. Sen hele hiç...
- Ya ayrılırsam?
- Burada kalirim. Benden uzak durursun. Herkes yoluna bakar. Belki icimde ölen bir şeyleri yeniden yesertirim .
- Hayir...
- Sana yarina kadar süre ... Düğün sabahi cevabın olumsuzsa buradan gidiyorum. Bir daha asla karsilasmayacagiz.
- Bulurum seni..
- Aylardır bulabildin mi?
-.........
Bir anda Demir sessizlesmisti. Ne diyeceğini bilemiyordu. Belkide tahmin edemiyordu. Masadan kalktim. Arkamdan seslendi.
- Büyümüşsün...
-.........
Birkaç saniye duraksadim. İcimde kopan buyumekle ,buyumemek arasi fırtınaları bilseydi acaba boyle konusurmuydu? Geldigim gibi sessizce salina gitmeye basladim. Demirse orada öylece kalakaldi... Sabah ki karari herşeyi belirleyecekti.
*****
Düğün harika gidiyordu. Dans ediyor ,guluyor, sarki söylüyorduk... Belkide aylardır buna ihtiyacımız vardi.
Demir ,bir köşede oturup bir yabanci gibi bizi izledi.. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise düğünden ayrildi... Saat 2 olmama ragmen halen daha egleniyorduk. Bir sure sonra artik dugunu bitirme zamani gelmisti. Lila ve Efe düğünden ayrılıp evlerine gitmisti. Bende gece kalmak icin bir otelde yer ayirtmistim. Emirle beraber salondan ayrildik. Emir daha fazla susamadi sanirim.
- Demir...
- Konuşmasak.. Boyle bir gecenin uzerine son konuşmak istedigim O.
- Asagi iniyordunuz?
- Emir.. Lütfen...
- Tamam tamam... Gitmekte kararlı misin?
- Yarin belli olacak.
- Yarin ne var? Bulmaca gibisin.
- Oyle miyim?
- Tabi ki...
Emirle yarin saka yarin ciddi otele kadar gelmistik. Emir beni otele bıraktıktan sonra gitti . Resepsiyondan anahtarimi alip odama ciktim.Cok yorgundum.. Ve de sabırsız... Dus alip yataga uzandığı da sabaha karşıydı. Uyumakla uyumamak arasi bir vakit olmustu. Otelin çalan telefonuna uyandim. Saat 11 olmuştu. Telefonu kaldirdim.. Arayan Demirdi.
- Karar verdim.
- Dinliyorum..
- Efenin eski evine gel... Sahildeki evine..
- Neee??? Sacmalama..
- Ya gelirsin. Yada kararımi duyamazsin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARYA
RomanceBirbiriyle zıt karaktere sahip iki kiz kardesin ( ikiz) karışan hayatları..