30. Bölüm

160 14 13
                                    

   Hiç hayatınızda "yinemi yaa.. Yine mi?" dediginiz oldu mu? Tam herşey bitti derken ,yeniden başladım derken...
       Bu kadar tesadüf olamaz artik. Burada kimseyle karsilasmam derken geçmişten gelen bir gölge...
    Yanımızda yaklaştılar. Yanindaki cocugun elini bırakan kiz masaya gelip beni ayagi kaldirdi. Etrafımda bir tam tur dönüş yapti.
- Himmm... Sen Aryasını degil mi? Alya daha sakin biriydi. Hem giyim tarzında tam Aryalik. Evet !! Evet!! Aryaaa!!!
    Ellerini şaklatarak sanki ödülünü istiyordu.  Hatice teyze ",Sakin ol kizim. Noluyor?"
- Arya iste bu.. Hemde taaa kendisi..
    Sevinmelimiydim ,uzulmelimiydim bilemiyordum. Daha kim olduğunu bile bilmedigim biri tarafindan teshir ediliyordum. Ne garip birseydi.
   
   Hatice teyze söze karışarak
- Aaa ama bi dur kızım. Misafirim o benim. Arya kusura bakma kızım. Bu çılgın torununun nişanlısı Fatma.
   Kız Hatice teyzeye müdahale ederek
- Fatoş. Babaanne adım Fatoş....
- Kizim ne fark eder eskiden Fatma olmuş Fatoş.. Her neyse..
- Ne demek babaanne herneyse yaaa...
      Hatice teyze onu cokta ciddiye almayarak devam etti.
-Onlarda torunlarim. Şahin ve Merve...
    Merve çok güler yüzlü biriydi. Tıpkı babaannesi gibiydi. Kisa boylu , beyaz tenli, sarışın ve kıvırcık saçlıydı. Şahin ise uzun boylu ,kumral  ,yapılı halinden spor yaptigi belli olan bir tipti. Bu kiz tam bur fiyaskoydu ama... Bu kadar sempatik bir ailede bu kizin ne işi vardi. İcimden çok şey geçse de sadece " Memnun oldum" demekle yetindim.
      Fatma ,simarikca masaya oturdu. Hatice teyze önce Şahine sonra Merveye bakti. Sonrada torununun nisanlisina soyle bir bakip bana dönerek "Otur kizim" dedi.
   Bu nişan işinden babaannenin çokta memnun olmadığı belliydi.  Fatma masaya dirseklerini dayayarak "Mervecigim bende çay alabilirim miyim?"dedi.
   Merve istemeyerek de olsa onun misafir olduğunu düşünerek mutfaga gitti. Fatma elini Şahine uzatarak "Gel aşkım yanima otur" diyerek onu yanindaki sandalyeye cekti.
    Bu kizi nereden tanıyordum. Gerçi ben hatirlamiyordum ,O beni tanıyordu. Masadaki gergin sessizliği bozmam gerekiyordu.
- Beni nereden tanıyorsunuz?
- Hatirlamadin degil mi?
- Üzgünüm. Uzun yillar ülke dışındaydım. Unutmuş olabilirim.
- Tabi sen ülke dışındaydin. Kolej desem...
- Kolejden mi tanışıyoruz?
- Ayni kolejdeydik. Ayni sinifta degildik. Tabi sizin grup baskaydi . Ben seni tanıyordum ama sen taniyamadin.
- Yani üzgünüm. Buradan birkaç kişi dışında kimseyle görüşmedim.
- Neden??
- Anlamadim.
- Yani neden görüşmedin?
- Ülkeden gidince haliyle kopukluk oluyor.
- Lilayla gorusuyorsunuzdur. Efe ,Doruk...
- Aaa ben bir cay daha alabilirim miyim?
    Artik konuyu değiştirmek istiyordum. Bu kizin meraklı sorulari canimi sıkmaya başlamıştı.  Fatma ise susmuyordu.
- Evlendiğini duymuştum.
   Bu vurduğu son darbeydi artık. Durmaliydi. Yoksa aradığım sakin hayat tam bir cehennem hayatına dönecekti.
   Derin bir nefes aldim. Hatice teyzeye baktım.
- Bakin Fatma. Evet evlendim ve su anda boşanmak üzereyim. Kötü bir karardı. Buraya da biraz kafamı dinlemeye geldim. Eger bu konulari bir daha açmazsaniz.
    Neden bu insanlar böyleydi hic anlamiyordum. Hep benimi bulurlardı. Burada bile karşıma çıkmıştı. Ne anlatmaya çalışıyordu.
- Kizma canım. Sadece merakran sordum. Alyada çok tatliydi. Gerçi ikinizde aynisiniz ama...
    Hatice teyze Şahine gözleriyle birsey işaret etti. Şahin "Fatoş hadi mutfaga gidelim. Birşeyler hazirliyalim."
    Fatma'nin bozulduğu her halinden belliydi. Kizgin bir şekilde masadan kalkti. Şahinin elinden tutarak "bu benim der gibi " sürüklemeye başladı. Ne kadar basit bir davranıştı.
     Aşk ,ne satın alınabilirdi nede zorla olurdu. Aşk bir olabilmekti. Güven iste tamda buydu. Karşındakinin hep elinden tutarak sürüyemezdin. O, sana gelmeliydi. Sorgusuz ,sualsiz,şartsız...

      İçimden bir ses bu kiza dikkat et diyordu. Hatice teyze
- Kusura bakma kızım. Başını ağrittik.
- Yok önemli degil..
   Nasıl degil tabiki önemliydi ama Hatice teyzenin o narin nazenin hallerinden sonra Fatma nin tavırları umrumda degildi.

- O da boyle biri .. Neyse.. Bugun iyice bir dinlen yol yorgunusundur. Sabah kahvaltıdan sonra evini temizleriz. Olur mu?
- Olur olur. Tabi ki... Herşey için çok tesekkur ederim Hatice Teyze.

   Yorgundum. Hemde nasil yorgundum. Ruhumu saran sessizlik , kalbimde çığlıklar atıyordu. Üzerime dogan her güneş sadece günü aydınlatırken ,ruhumu karartiyordu. Ahhh Hatice Teyze... Keşke buraya yillar önce gelen Arya olabilseydim. Kalbimde ve ruhumdaki yaraları, iyileştigini sandığım en küçük darbede açılıp yeniden depresen yara izlerini... Tek derdim erken uyumamak için verdigim savaşlar olsaydi. Sonra gece yarısı korktuğunda babaannemin yanina koşup yatağına grip ona sarilmalarim olsaydi.
   Hatice Teyze birakmak icin kactikca kovalayan geçmişin hayal etlerinden kurtulmak icin kactim diyebilseydim sana. Bir bardak çayla bana verdigin huzurun eşsiz olduğunu anlatabilseydim.
     Ama anlatamadim. Anlatamazdim.
- Herşey için tesekkur ederim..
- Aaa o ne demek kizim. Ben senin oranı hazirliyayim. Uyur dinlenirsin . tamam mi?
- Tamam...
   Nasıl tatli biriydi. Kayıtsız şartsız yapmak istiyordu insan .. Ne isterse "evet"diyordun.

    Olduğum yerden gökyüzünü görebiliyordum. Çok şey duyardım gokyuzuyle ilgili. Ama hic düşünmek aklıma gelmemişti. Kimine gore her yildiz bir sevdigimizin ruhuydu ,kimine gore ilahi güçlerin yönettiği bir kader haritasiydi. Bana gore ise sonsuzluktu. Kisa hayatımızı özgür  gecirmemizi öğütleyen bir gostergeydi. Yıldızlarda bu özgürlüğü süsleyen taslar ve amaçlardi.  Sandalye sesiyle irkildim...
- Ben biliyorum...   dedi Fatma..
- Neyi biliyorsun?
- Herşeyi...
   Yüzüme sinsi bakışı beni delirtmişti. Mervenin gelişiyle sustu.

     Neyi biliyordu??? Yada bildiğini zannediyordu.? Bu kizla cok işim vardi cokkkk...

ARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin