Bu üçüncü evimdi.
Kendimi kaybetmistim. Belki de kaybolmuştum. Amaçsızca dolaşmak istiyordum. Herşeyi geride bırakıp ,unutup , sorunsuzca ve en önemlisi eskisi gibi olmak istiyordum.
Bu hayatımı yangın yerine çeviren kargaşadan kurtulmak ,hatta mümkünse beni uzenleri sonsuza dek unutmak. Söylemek kolay oluyormuş ama unutmak öyle olmuyormuş.Babaannemin yazlığı vardi. Çok kimsenin gitmediği ,bilmedigi yada unutmak istedigi bir yerdi. Oraya giderken beni bulmamalari için telefonumu bile atmıştım. Yinede işe yaramamıştı.
Ev sakin bir yerdeydi. Arkasi orman , önü deniz... Huzur buydu. Başka ne isterdim ki. Aksama doğru eve vardım. Daha önceden de gitmisligim vardi. Uzun zamandir gelmemistim. Evin önünde indim taksiden. Bahçe cok bakımsızdı. Ahşaptan çitler boyasız kalmıştı. Babaannem birine sürekli bakim yaptırırdı. Demekki oda bırakmıştı. Çitin kapısını actim. Bavulumu sürüyerek götürmeye başladım. Taslardan oluşan yollar bavulumun tekerlek sesiyle bulusunca bir hayli gürültü çıkarıyordu. Uzunca bir taşlı yoldan geçtim. Neredeyse otuz metre vardi. Kapının önüne geldim. Ne kadar özlemişim bu sessizliği. Anahtar neredeydi acaba? Genelde kapinin yaninda duran saksının altinda olurdu. Valizi biraktim. Önce yanyana duran iki saksidan birinin altina sonra diğerinin altina baktim. İlkinde bulamamıştim.
-Ve bingooo!!! diye bagirdim.
Elimle agzimi kapatip. " Şişştt.. Sakin olll!!!" dedim kendi kendime.
Anahtarla kapiyi açtım. İçimi o çocukken geldigimde kaplayan huzur kaplamıştı yine. Bu anlar neredeyse son bir yildir sayılıydı. Hep böyle zamanlardan sonra mutlaka bir facia yaşayınca alisiyorsun ,alıştırılıyorsun... Ama ben alışmayı reddettim her zaman.
Evin içi şuradan ,basit eşyalarla döşenmişti. Mobilyaların üzerinde örtü vardı. Hayalet ev gibi kaplıydı. Çok işim vardı çok... Ama önce yemek yiyebilecegim bir yer bulmaliydim. Yapacağım işleri sıraya koyup sonrada yapmalıydım.
Kapı çaldı.
" Yok artık. Bu ne hiz. Kim ki?" diye söylenerek kapiya doğru gittim. Kapıyı açtım.
Kapıda orta yaşın üstünde bir kadin. Tombul , beyaz tenli ,yanaklarına gül konmuş , masallardan fırlamış gibiydi. Bembeyaz saclari vardi. O tatlı gülüşü ise tam bir kanatsız melek haline büründürmüştü Onu.
- Hoşgeldin kızım.
- Hosbuldum ama ...
- Ne kadar büyümüşsün..
- Beni tanıyor musunuz?
- Tabi ki.. Ama sen hangisinin onu bilemedim? Yani ikizlerden hangisi. Son geldiginde 8-10 yaşlarındaydın. Muzikli bir adın vardı.Arya... Evet evet Arya...
- Aaa nasıl bildiniz?
- Ah kızım. Babaannenle o yil sin kez gelmiştiniz. Zaten bir dahada gelmediniz. Burayı sen severdin. Diger kardeşin sevmezdi. Güzel günlerdi. Sonrada kimse gelmedi .
- Evet babaannemle son kez biz gelmistik.
- Ev cok harap. Elimden geldiğince bakmaya çalıştım ama kimse gelmez diye bende bıraktım. Yaşlandımda.. Birinin bahçeye girdiğini görünce hemen geldim.
- Ben sizi çok hatırlayamadım. Adınızı..
- Hatice kizim .. Unutmuşsundur tabiki Çocuktun o zamanlar. Bende zor tanidim seni.
- Büyüdük..
- Büyümüşsün hemde cok güzel bir genc kız olmuşsun.
O kadar guzel konuşuyordu ki. Yapmacıklıktan uzak ,dogal ,içinden geldigi gibi.. En önemlisi de cikarsiz ,beklentisizdi. Ben ona hayranlıkla bakarken
- Bu akşam bizde kal. Benim torunlarada arkadaşlık edersin. Hem burada çok pis. Yarin iyi bir temizlik yaparız. Yaparız degil mi?
- Tabi ki yaparız. derken gülümsedim.
- Hadi oyleyse. Eşyalarını al.
Normal şartlarda boyle bir teklif kabul edilmezdi ama neden bilmiyorum belki babaannemi taniyor olmasi belkide en önemlisi beni tanıyor olmasi yumuşatmıştı . "Güven" uzun zamandir aradigim ama bir turlu bulamadığım bir duyguydu. Guvendiklerimde beni tarı yolda bırakmışlardı.
Hatice teyzeyle beraber evine dogru gitmek için bahçeye çıktık.. Kapiyi kapattim. Gerçektende evi bizim evin az ilerisindeydi. Net bir şekilde bahçe görünüyordu.
Evlerin arasından yol geçiyordu. Yolun iki tarafina bahçe icine birer inci dizilmiş evler vardı. Neredeyse hepsi iki katli ,bahçelerinde çiçekler ,rengarenk gökkuşağı gibiydi. İnsanın icini açıyordu. Yolda giderken hayal meyal yolda koşuşan çocukluğumu gorur gibiydim. Üç ev geçtikten sonra dördüncü eve geldiğimizde bahçe kapısını açarak iceri girdik. Evin önündeki kamelya tam bir nostalji gibiydi. Kamelyanin yanindaki semaver bu evde cok çayın içildiği belliydi. Babaannem "çay içecek dostun olsun " derdi. Ne kadar hakliymis. Yillar önce cay içtiği dostu bana kapısını açmıştı.
Valizimi kamelyanin yanına biraktim. Hatice teyze " Sana birşeyler hazirliyayim. Torunlar da gelir birazdan. İstersen bi4 cay al sen"
- Tabi ki...
Yerinden kalkmaya niyetlendigimde " Otur kizim sen otur. Ben simdi hallederim."Kendime bir cay aldim. Neden yıllarca gelmemistim ki. Gerci annemle babamda gelmemişti. Kopmuştur buralardan. Malum zengindir. Boyle basit bir yerde ne işimiz olurdu? Annemde babamda sevmezdi burayi. Bizde ne kadar sevmeye calissakta icinde yasamayinca ne kadar sevebilmistik. Sonrada kendi hayatlarimiza dalıp kopmuştuk. Alya zaten hic sevmezdi. Bende sevdiğim halde gelememiştim, gelmemiştim...
Ve yine buradaydım. Burasi artik evim miydi?Hatice teyze iceriden seslendi.
- Aryaaaa... Mutfaga gel kızım..
Ayağı kalktim iceri girdim. Sesin geldigi tarafa dogru ilerledim. Mutfagi buldum. O kadar yorgun ve açtım ki hicbir yere bakmiyordum bile. İctigim bir bardak sicak cay o kadar iyi gelmişti ki.. Mutfaga girdiğimde tepsi üzerine hazırlanmış tabaklar vardi. Mis gibi borek gözüme ilk çarpandı. Tepsiyi alip kamelyaya dogru ilerledim.Masaya tepsiyi koydum. Hatice teyze iki servis açmıştı. Beraber yemek yiyip sohbet etmek. Belkide özlediğim tek seydi. Birer cay doldurduk. Tabağıma herşeyi koyuyordu bende itiraz etmiyorsun.
- Anlat kizim.. Annenler nasil? Cok gelmezdi. Baban?? Buradan koptular. Begenmediler burayi. Neyse ... Sen nasilsin? Burada mi kalcan?
- Yani evet bir sure düşünüyorum.. Sakin ,güzel...
- Kal kizim kal .Sen kopma buradan.
- Bakalim. Zaman ne gösterirse.
Güle oynaya yaptigimiz sohbet devam ediyordu. Kac bardak cay ictik saymayı bırakmıştım.
Bahçe kapısına dogru gelen üç kişi vardi. Biri erkek ,iki kiz... Hatice teyzenin evine dogru yaklaştılar. Bahçe kapısına gelince iceri girdiler.. Erkek ve kızın biri elele tutuşmuştu.Kamelyaya dogru gelmeye başladıklarında kizlardan bir tanesi erkegin elini tutan kiz.
- Yok artik... Bu olamaz. Arya bu sen misin???
Bende şaşkınlıktan bakakalmıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARYA
Roman d'amourBirbiriyle zıt karaktere sahip iki kiz kardesin ( ikiz) karışan hayatları..