Gözlerindeki inci taneleri bir bir yanaklarına akmaya devam ederken, düğünün yapılacağı alana getirilmişti prens onu yakalayan muhafız tarafından.
Geniş alanda büyük bir kargaşa olmasına rağmen hizmetçiler onu fark etmiş, etrafını sarıp son hazırlıklarını yapmak için götürmüşlerdi.
Kıyafeti son kez düzeltilirken ve yürümesi gereken halıya götürülürken, insanların içten içe acıyan bakışlarını görmemesi mümkün değildi.
Baekhyun gerçek hayatta değilmiş gibi hissediyordu kendini; insanlar nereye yönlendirirse oraya gidiyor, bu kalabalığın arasında hiçbir şey düşünemiyordu.
Bu hali düğünün asıl önemli kısmı olan taç giyme törenine kadar sürdü.
Tıpkı geldiği gün olduğu gibi uzun bir halının üzerinde yürüdükten ve Çin'in geleneği olan, Baekhyun'un büyüye benzettiği ritüeller yapıldıktan sonra, alanın en görkemli yerine konumlandırılmış olan iki tahtın birine oturmuştu.
Girdiği trans hala devam ediyordu, ona bakan yüzlerce insan birazdan kendine saldıracaklarmış gibi hissediyordu. İçine dolan korku ve yalnızlık hissiyle, rahibin sözlerini bile duyamamıştı.
Ve hemen yanında oturan bedeni yok saymak istiyordu. Yüzüne yerleştirdiği ukala gülümsemesiyle kendisine baktığını hissediyordu Baekhyun.
Neyse ki onunla konuşmuyor, sadece bakışlarıyla rahatsız etmeyi tercih ediyordu.
Rahibin sözlerinin bittiğini fark ettiğinde, yanındaki Kris'in ayağa kalktığını gördü ve o da hemen ayaklandı.
"Yeni kralınızı selamlayın!"
Güçlü bir ses tüm alana yayıldığında önünde eğilen insanlarla daha fazla titremeye başlamıştı.
Baekhyun artık evli bir kraldı.
Ve böyle olmayı hiç istememişti.
××××××××
Taç giyme töreni bittikten sonra, Baekhyun kendini bir an önce odasına atmak istediğinden fırsat kolluyordu.
Titremesini engellemek için pelerinini kendine sarmıştı, dışarıdan garip gözüktüğüne emindi, ki insanların tören sırasında ona yönelttiği bakışlardan belli oluyordu bu.
Fakat titremenin sebebinin üşümesinden dolayı olmadığını biliyordu, çünkü içinde onu yiyip bitirmeye başlayan bir çaresizlik vardı.
İstemediği biriyle evliydi, daha önce hiç gelmediği bir ülkedeydi ve hayatı boyunca burada yaşamak zorunda kalacaktı, bu kaba insanlarla ve yasaklarla dolu yerde. Dahası sevmediği bu ülkenin kralıydı, her ne kadar ünvanını evlilikle elde etmiş olsa da.
"Kral Baekhyun."
Baekhyun yanına o fark etmeden yaklaşmış olan Yixing'in sözlerini duyduğunda isminin yanında duran o ünvana asla alışamayacağını düşünüyordu.
Yixing önünde eğilirken gergin gözüken yeni krala hafifçe gülümsemişti, fakat yanaklarındaki gamzeler bile onu sempatik gösteremiyordu.
Karşısındakinin konuşmayacağını fark eden vezir, cümlelerine devam etmişti.
"Size ziyafet sofrasına kadar eşlik etmeme izin verin. Meclisimiz sizinle tanışmak için can atıyor."
Duyduğu kelimeyle donup kalmıştı Baekhyun. Ruh hali o kadar dağınıktı ki; buraya gelme amacı tamamen aklından çıkmıştı.
Baekhyun kendini toparlamaya çalışarak Yixing'e cevap verdi.
"Gidelim."
Avluya kurulmuş büyük yemek masasına geldiklerinde, altın sandalyelerine kurulmuş, birbirleriyle konuşarak şaraplarını yudumlayan adamların bakışları anında yeni krala yönlendirilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renaissance • Chanbaek
FanfictionKore Prensi I. Baekhyun, bir anlaşma sonucu Çin Kralı ile evlendirildi. Fakat asıl sorun kurtarması gereken ülkesi ve deli olan kral değil, Komutan Chanyeol'e karşı olan duygularıydı. #17 in Exo #7 in Chanbaek #1 in Chanbaek #1 in Kaisoo (2019 Ocak)