Baekhyun kısa fakat huzurlu bir uykunun ardından gözlerini açtığında, bakışları ilk olarak hemen yanına uzanmış bir şekilde onu izleyen adamı buldu.
Tavandan yüzüne vuran güneş ışığı ve masmavi gökyüzü, üzerinde uzandığı rahat yatak ve güne Chanyeol'ün kusursuz yüzünü görerek başlamak.
Rüyada gibi hissediyordu.
Hala yüzündeki küçük çukurla süslenmiş gülümsemesiyle ona bakan adama karşılık olarak bir gülümseme verdi.
"Uyumadın mı?"
Chanyeol'ün büyük gözlerinin altında beliren ve onu daha da çekici gösteren morlukları işaret ederek sormuştu.
"Seni uykunda izleme fırsatım varken, uyumak pek cazip gelmedi doğrusu."
Baekhyun utanmış küçük bir kız çocuğu gibi kızaran yüzünü yastığa bastırarak gizledi.
Chanyeol kısa bedeni kendine çekerek alnına bir öpücük kondurduktan sonra saatlerdir diğerinin üzerinden bir saniye bile olsun ayrılmayan gözlerini sonunda çekerek doğruldu.
Mavi gözler üstsüz kaslı bedeni ve şortun açığa serdiği güçlü bacakları dün gece tüm ayrıntılarını ezberlememişcesine yeniden incelerken, farkına vardığı gerçekle rüyası son buldu.
"Chanyeol, çoktan sabah olmuş bile! Beni odamda bulamamış olmalılar, nasıl açıklayacağım?"
Luhan veya herhangi bir hizmetçi, kahvaltı için Kralın odasına girdiklerinde bomboş bir odayla karşılaşmış olmalılardı. Muhafıza da bir yalan uydurup geri dönmemişti.
"Sakin ol, güzelim. Yixing her şeyi halledeceğini ve yemekte kurula gereken açıklamayı yapacağını söyledi."
Baekhyun duyduğu isimden sonra hayretle onu yatağın içinden çekip çıplak bedenini kucaklamış olan Chanyeol'e baktı.
Uzun olan diğerinin karışık yüz ifadesini fark etmişti.
"Anlatacağım. Ama ilk önce seni yıkamalıyız, tamam mı?"
Chanyeol dudaklarını beyaz omuza bastırırken, bir kafa sallama aldı karşılık olarak.
Bu sefer odaya bağlantılı olan hamama girdiklerinde Baekhyun şaşırmaya devam ediyordu. Bir Kral olduğu halde sadece küçücük bir odada hayatını sürdürüyorken Chanyeol'ün saray içinde ayrı bir evi vardı adeta.
Sıcak su dolu havuzun içine bırakılmasıyla geriye yaslandı. Her ne kadar anın büyüsüne kapılıp fark edemese de bedeni çok yorulmuştu ve tüm vücudu ağrıyordu.
Chanyeol tıpkı göl kenarında olduğu gibi havuzun yanına oturarak elindeki çiçek kokulu sabunu aşık olduğu bedende dolaştırmaya başladı.
"İyisin, değil mi?"
"Bu hayatımda uyandığım en güzel sabah, Chanyeol. Tabii ki iyiyim."
Baekhyun başını döndürerek gülümsediğinde diğeri kısık bir kahkaha bırakmıştı.
"Anın güzelliğini bozmak istemiyorum fakat Yixing hakkında konuşmamız gerekiyor."
"Yixing hakkında tek söyleyebileceğimiz şey, zeki bir şeytan olduğu olmalı."
Chanyeol elleriyle diğerinin yumuşak saçlarını yıkarken yeniden gülmüştü.
"O benim dostum."
Baekhyun duraksayıp alnına yapışmış ıslak saçları ve büyüttüğü mavi gözleriyle diğerine baktı.
"Fakat zeki olduğu kısmı kesinlikle doğru. Amacımı, yani krallığı yok etmek istediğimi buraya ilk geldiğim günlerde anlamıştı, henüz birkaç defa konuşmamıza rağmen..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renaissance • Chanbaek
FanficKore Prensi I. Baekhyun, bir anlaşma sonucu Çin Kralı ile evlendirildi. Fakat asıl sorun kurtarması gereken ülkesi ve deli olan kral değil, Komutan Chanyeol'e karşı olan duygularıydı. #17 in Exo #7 in Chanbaek #1 in Chanbaek #1 in Kaisoo (2019 Ocak)