Veee sona geldik.
Sizden tek istediğim şey bol yorum, şu ana kadar hikayeye hiç yorum yapmadıysanız bile final bölümü için yapın lütfen, en azından hikayeyi beğenip beğenmediğinizi öğrenmiş olurum. :)
Neyse çok uzattım iyi okumalar 💟
××××××
Kan kokusu.
Bulunduğu yerden aşağı, sarayın bahçesine bakıyorken burun deliklerini dolduran ve başını döndüren koku, tam olarak buydu.
Kırmızı sıvıdan en küçük bir damla bile görememesine karşın bu, biraz sonra olacakların habercisiydi belki de.
"Öleceğim, Yifan..." dedi yanında durup, dışarı çıkmasını engelleyen adama.
"Eğer o ölürse, ben de öleceğim."
Sözleri tamamiyle doğruydu; dışarıyı izlemekte olan iki beden de biliyordu bunu. Fakat yok oluşunun ruhsal mı yoksa fiziksel mi olacağı meçhuldü.
Yüzünü tamamen ıslak hale getiren ve görüş alanının neredeyse kapanmasına sebep olan gözyaşlarına aldırmadan izlemeyi sürdürerek yalvardı adama.
"Lütfen, izin ver bana. İyiliğimi istediğini biliyorum, çünkü dostlar böyle yapar. Fakat ne olursun..."
Baekhyun Yifan'ın gümüş işlemeli uzun kıyafetine tutunduğunda, hıçkırmaya başlamıştı.
"Baekhyun, onu kurtaramazsın."
"En azından deneyeceğim. Hem, sarayın girişlerini kapattırmış olsan bile sayıca üstünler Yifan. Eninde sonunda buraya girecekler. Onlar, öldürmeye aç." dedi Baekhyun, hıçkırıklarının arasından.
Derin mavi gözlerini diğerinin bal rengi gözleriyle kilitlediğinde, uzun olanın başka bir çaresi kalmamıştı.
"Gel, bana sadık kalmayı seçen askerlerden senin için bir silah isteyelim."
Kısa olan onun kabullenişiyle başını hızla salladı. Yifan dışarıdakilere katılıp kendisine ihanet etmeyen askerlere sarayı korumalarını emretmişti. Az sayıda olduklarından onlardan savaşmalarını ve Chanyeol'u kurtarmalarını isteyemezdi, bu askerlerini boş yere ölüme yollamak olurdu.
İkisi de balkondan dışarı adımlarını atarken, Baekhyun son bir kez aşağı baktı.
Chanyeol hala hayattaydı.
Etrafında son güçleriyle haykıran insanlara yöneltmişti korkusuz bakışlarını, özellikle de meclis üyelerine.
Yaşlı adamların ellerindeki baltayı henüz kullanmayıp, hala halka seslenmekte olduklarını duydu sonrasında.
"Saray komutanlığına kadar yükselmiş bu adam ve bizi yönetmeye çalışan Kore Prensi, onlar içimize karışmış casuslar! Onların tek hak ettiği, acılı ve yavaş bir ölüm!"
Baekhyun Sözcü'nün sözlerini dinlerken, Yifan tarafından çekildi.
"Onları dinleme, Baekhyun."
Hemen ardından kısa olan ellerine tutuşturulan barutlu silaha baktı. Yüzlerce iri yarı ve silahlı insanın içerisinde elindeki demir parçasının işe yaramayacağının farkındaydı fakat Yifan yine de bunu vermek istemişti.
İkisi de saray girişine doğru ilerlerken, Baekhyun tek bir hamleyle gözyaşlarını silerek kısıtlanan görüş alanını yeniden açığa çıkardı ve
duruşunu dikleştirdi.Hala görevlerini sürdürmekte olan muhafızların arasından geçip gösterişli kapıya vardıklarında, Baekhyun hızlıca kollarını Yifan'ın iri bedenine sarmış; adamın vücudundan gelen ve kan kokusunu bastırmaya çalışan elma kokusuyla gülümsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renaissance • Chanbaek
Fiksi PenggemarKore Prensi I. Baekhyun, bir anlaşma sonucu Çin Kralı ile evlendirildi. Fakat asıl sorun kurtarması gereken ülkesi ve deli olan kral değil, Komutan Chanyeol'e karşı olan duygularıydı. #17 in Exo #7 in Chanbaek #1 in Chanbaek #1 in Kaisoo (2019 Ocak)